Eğitim - Page 5

turkiye-acisindan-istihbarat-nedir-ne-olmalidir
23 Mart 2016

Türkiye Açısından İstihbarat Nedir, Ne Olmalıdır?

Sanırım ülkece, sürekli gelişen ve değişen tehdidi tanımlayamadık, gerekli yeni kurumları yaratamadık, başından bu yana istihbaratı hiç anlayamadık ve yapılacak görevleri buna göre iyi detaylandıramadık… Her ne kadar derinlemesine tartışma imkanımızın olmadığının farkındaysam da bu yazıda kısaca işaret etmek istediğim birkaç konu olacak. İşleyeceğim
29 Mart 2021

Epizodik ve Semantik

"Biliyor musunuz, hatırlıyor musunuz?" Kimi zaman bu soruyu sormuşuzdur. Bu sorunun verilen
yararli-dostluk
16 Aralık 2013

Ebedi Dostluk

Renge, dine, dile, yaşa, eğitim seviyesine, maddi gelire, politik kariyere bağlı değil;
guvenlik-icin-kuresel-egitim-programi

“Güvenlik İçin Küresel Eğitim Programı”

14 Ocak 2014
1.3K views
2 mins read
Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair onca tecrübesinden sonra küresel bir mesaj veriyor; “Eğitim güvenlik işidir,” diyor; “Küreselleşme aşırılığı (extremists) teşvik ediyor,” diyor.[1] Bununla da yetinmiyor, tüm dünyayı yeni bir çabaya davet ediyor. Tony Blair, fikirlerini ve çözümünü, Kasım 2013’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde ifade ettiğini açıklamaktadır. Terörist aktörlerin devletlerin dışından, Orta ve Uzak Doğu’dan gelmeleri ve dini kökenli olmaları dikkate değer sonuç olarak açıklanmaktadır. Ayrılıkçıların daha çok gençlere yönelik propaganda yaparak bir ağ (network) oluşturduğunu, Tanrı (!) adına ölmeye hazır bu insanlarla normal hayatın felç edilmek istendiği, korku ve tehdidin bir yaşam tarzı haline geldiği söylemektedir. Küresel faaliyet gören bu kesimler tarihin
kuresellesme-yolundaki-yonetsel-tartismalar

Küresel Düzen Yolundaki Yönetsel Tartışmalar

20 Aralık 2013
1.2K views
9 mins read
Küreselleşme yönetsel açıdan kendi düzenini inşa etme yolunda ilerliyor. Bu yolda, mevcut hükümetlerin meydana getirdiği sorunları ve gelecekte ortaya çıkacak düzenin tarifini yapacağız. Teşhisin gerçekçi şekilde ifade edilmesi, buradan hareketle ortaya çıkan cari tartışmaların esas kaynağının yansız yorumlanabilmesi amacıyla sizlere analitik bir yaklaşımla sunulacaktır.
modernizm-ve-kent-sistemi

Modernizm ve Kent Sistemi

9 Aralık 2013
2.6K views
7 mins read
Belirgin şekilde vurguladığım konu, bir “modernizm” süzgeciyle, bir “kent” sistemini ilişkilendirmektir. Eğer modernizm olgusu hazmedilmeden kent yönetimi hakkında değerlendirme yapsaydım, bunun büyük ölçüde eksik olacağını savunmaktayım. Salt politik sistemdeki yaklaşım, cepheler değişse de üç aşağı beş yukarı aynıdır. Başlangıçta, konunun bu cari halinin tartışma dışında olduğunu bildirmek isterim. Benim çizdiğim çerçeve; üstün iradeli insan ve muttaki gibi kavramlarla, gelecekte (ki 2025’lerden sonra belirgin şekilde görebileceğiz) küresel sistemin daha çok mega kentlerde yaşayacağı projeksiyonu üzerine inşa edilmektedir. İnceleme için asıl soru şudur: Eğer bugün birtakım eksiklikler varsa da, perspektif olarak gerekli hazırlıklar ne şekilde olmalıdır, modernizmi gecikmeden kent sistemine hangi yaklaşımla
kent-yasami-ve-biz

Kent Yaşamı ve Biz

2 Aralık 2013
2.5K views
10 mins read
Bizler liberal kapitalist demokratik bir sistemle, başka toplumlarla entegre, daha çok kentlerde yaşam süren insanlarız. Baskın küresel yapının gereklerini yerine getirebiliyoruz. Giderek nüfus artıyor, kentler kalabalıklaşıyor, paranın her şeyin önünde koşmasını isteyenlerin sayısı artıyor… Kentler bizi boğmadan, birer savaş alanı olmadan, yeterince zaman önce gerekli tedbirleri alabilecek miyiz? Bir adım daha ileri gidip sormak istiyorum: Bu sinir, kibir, vurdumduymazlık, çıkarcılık, biraz da düşüncesizlik daha da artarsa, çok mu mutlu olacağız? Yaşıyorsak başka çaresi yok! Eğer gidişat kentlere yığılmaya yöneldiyse, sorunlar daha da karmaşık hale gelecekse, tedbirlerimiz, projelerimiz yeterli mi? Haletiruhiyemiz nasıl? Şu ankinden başka seçeneklerimiz ve hayallerimiz varsa, neden işe
tarihin-muhasebesini-yapmanin-dayanilmaz-hafifligi

Tarihin Muhasebesini Yapmanın Dayanılmaz Hafifliği

30 Kasım 2013
1.1K views
15 mins read
Bu yazı “İnsanlar ve İnsancılar” isimli kitabımın içindeki “Tarihin Muhasebesi”[i] bölümündendir. Yazıda başlığı bir klişe ile atmamın da anlamı boşa değildir. Bir öngörü, değerlendirme veya tez olarak ifade bulan tarihe bakışımı sizinle paylaşmak istedim. Tartışmayı zihinlerimizde birlikte yapalım istedim. Kitabımdaki “insan” yazılarımda “saf insan” olarak tanımladığım, üstün iradeli, halife, muttaki olandır; “insancı” ise insan iktidarını ön plana çıkarmaya çalışan “çıkarcı insandır”. Bu hatırlatma attığım başlığın nedenini işaret etmektedir. Çünkü insancıların baskısıyla tarih yazılıyorsa bundan elde edilebilecek beklentiler de rutindir, belki de “dayanılmaz hafifliğin” gerekçesidir. Güncel tartışmalar sizce ne kadar gerçekçi? Eğer süreçteki ana şablonları bilirsek gündeme getirilen tartışmaların “olması gerekenler”
egitim-ve-insan-gucu-politikalari-hakkinda

Eğitim ve İnsan Gücü Politikaları Hakkında

18 Kasım 2013
1.9K views
5 mins read
Güncel bir konuyu ama güncel savların dışında, temel yaklaşıma ilişkin düşüncelerimi paylaşarak tartışacağız. Konumuz eğitim! Her türlü tartışmanın sonucunu bağlarız, “eğitimi çözmeden olmaz arkadaş…” deriz ya, ben de öyle yapacağım. Bir önerim var: Tüm eğitim politikalarını tekrar değerlendirelim; özgün, köklü, gerçekçi, Türkiye’yi tespit ettiği hedeflere ulaştıracak ve hatta küresel sistemde örnek olacak bir yapıya doğru kanalize olalım. Eğitimle ilgili değerlendirmelerimi geniş şekilde “İnsanlar ve İnsancılar” isimli kitabımda işlemiştim. Temel olarak fikrim şöyle: Eğitimde kökleşmiş ve özgün bir kurumsal yapıya kavuşmak önemlidir. Almanya’da Bildung varsa ve halen değiştirilmeden yaşatılıyorsa; biz kendi kültürümüzdeki bundan daha eski ve köklü bir yapıyı neden terk etmek zorunda
batinin-tarihsel-politik-yayilmaciligi

Batı’nın Tarihsel Politik Yayılmacılığı

29 Ekim 2013
2.2K views
19 mins read
1789 Fransız ve 1848 Avrupa Devrimi olarak bilinen ve tüm dünyaya kısa sürede etkileyen Avrupa’daki büyük transformasyonun ideolojik prensipleri halen geçerli görülmektedir. Küresel, kapitalist, liberal, politik yapıda bu güne kadar gelen ideolojik metodun değişmediğini de söylemeliyiz. O halde elimizde Batı’nın politik yayılmacılığına dayalı bir politik şablonun bulunduğunu ve değişik coğrafyalarda yakın gelecekteki gelişmelerin buna göre inceleyebileceğimizi düşünebiliriz. Fransız İhtilali Bugün modern dediğimiz devlet sistemi ki bunun da eskidiği şeklinde tartışmalar devam ediyor, kendi tanımına bağlı bir mantıkla oluşturulmuştu. Modern devlet mantığının ilk tohumları Fransız İhtilali ile atılmıştı. 1789 Fransız İhtilali Avrupa’da muhafazakârlar ile ihtilalciler arasında bir sıkışma yaratmıştı. Aslında bu
spor-konusuna-koklu-bir-bakis

Spor konusuna köklü bir bakış

24 Ekim 2013
2.3K views
12 mins read
Bu yazıda merkezde spor olmak üzere, sağlık, endüstri, ekonomi, kültür, sosyal ve politik kavramların iç içe durduğunu bulacaksınız. Kısa da olsa sporun düşünsel boyutundan yaşam standardına kadarki çeşitli yönlerine değineceğiz. Elbette kendimize bir ev ödevi çıkaracağız. Başlık hakkında Yazıyı okuduktan sonra neden bu işi alfabesinden başlattığımı daha iyi anlayacaksınız. TDK sözlüğünde “spor” şöyle tarif ediliyor: Bedeni veya zihni geliştirmek amacıyla kişisel veya toplu olarak gerçekleştirilen, bazı kurallara göre uygulanan hareketlerin tümü. Ben bu yazıya ne isim vereyim, “spor” desem mi, “spor” yerine “beden ve zihin sağlığı” desem ne olur, diye düşündüm. Sonuçta olası yanlış ve eksik algıya engel olmak için
bilim-ve-teknolojide-neredeyiz-ve-ne-yapiyoruz

Bilim ve teknolojide neredeyiz ve ne yapıyoruz?

23 Ekim 2013
1.7K views
6 mins read
Bilim ve teknolojinin baş döndüren hızı karşısında şaşkınlık duymamak elde değil! Bazı devletler bu konuda bir hayli yol aldılar. Küresel piyasalarda dönen hacmin büyük bir kısmını bu yolla elde ediyorlar ve yatırımlar bu alanlara giderek kayıyor. Ellerimizde, evlerimizde ve ofislerimizde olan ne varsa sanki bir bilim kurgu misali gelişiyor. Bu önemli konuda kendi konumumuzun bir değerlendirmesini yapmamız gerekiyor kanaatindeyim. Rakipler hangi noktadalar? Bu evrende gelişmeyen, değişmeyen bir şey göremedim. Siz gördünüz mü? Bilim kurgu denilen şey bile sürekli ileri gidiyor. Dünün kurgusu bugünün gerçeği… Demek ki “bilimle” ilgilenmek ve sürekli “kurmak” gerekiyor. Peki, bu işin yolu söylendiği kadar basit mi?
biz-demekten-kastedilen-ulus-ise-simdi-sirada-ne-var

“Biz” demekten kastedilen ulus ise şimdi sırada ne var?

17 Ekim 2013
1.1K views
24 mins read
Günümüzde bazı kavramlar diğerlerinden daha fazla tartışılmaya başlamıştır. Hatta tartışılmaz denilenler bile bunlara dâhil edilmektedir. Devlet, demokrasi, ulus, kapitalizm, liberalizm… Biz burada sadece ulus konusunu tartışacağız. Geçmişine ve geleceğine dair fikirler üreteceğiz. Çünkü Avrupalının “biz” demesiyle ortaya çıkan bu kavram şimdinin “biz” anlayışıyla aynı mı, incelememiz gerekmektedir. Giriş Biz kimiz? Biz kimsek oyuz. Bize bizden başkasının yararı olmaz. Biz kendi idaremizi oluşturalım… Biz üstün insan mıyız? Biz sıradan bir varlık mıyız? Vatandaş mıyız, ümmet miyiz, ulus mu, toplum muyuz, kitle mi?.. Anladım! Biz kendi kimliğimizi belirlerken koyacağımız tanım dahi bir diğerine bakarak olmalı! O kendine ne dediyse, bakıp ben de

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA