Güvenlik - Page 12

15K views
8 Ekim 2021

Kırılma Cilt I

Bu bir kitap olacak. Bu günü gününe tutulan notların birikimi ile gerçekleşecek. Geçenlerde bir twit attım ve ne dedim biliyor musunuz? Yazar adaylarına, günlük tutar gibi olanları not edin, bir ay sonra iki ciltlik eser sahibisiniz! Evet, böyle olduğunu size bizzat göstereceğim. Kitabın adını
diplomasi-nedir 7K views
13 Şubat 2020

Diplomasi Nedir?

Bugün kendilerini deneyimli tanıtan bazı eski diplomatların belli bir kesiminde bariz yanlışlar
butunlesebilmek 817 views

Bütünleşebilmek

1 Temmuz 2015
817 views
10 mins read
Tartışılan konular çok ciddi düzeydedir. Ayrışmak, birleşmek, bütünleşmek, savaş, barış, hainlik… Peki, bunların içinden brini alalım, bütünleşebilmenin yolu nedir? Elimizdekileri kaybedebileceğimizden mi endişe duyuyoruz? Yarınımızla ilgili şüphelerimiz mi var? Sürekli düşmanlık, şiddet, oyun, kandırmaca, tuzak benzeri kelimelerin sözünü ediyoruz. Bir bütün olup güçlenemiyor muyuz? Zamanı ve mekanı sıkıştırabilenlere karşı durmak için bir tedbirimiz var mıdır? Etrafımıza ve içinde bulunduğumuz duruma bakıyorum. Soruları daha somutlaştırıyorum. Ellerinde Medine Anayasası gibi zamanının çok temel bir uygulama örneği varken Müslümanlar veya kendilerini Müslüman olarak tanıtanlar, neden bugün bir savaş halindeler, bölünmüş haldeler? Bu ulus olma bilincini inşa eden, Bilge Kaan kitabesinde görüldüğü gibi özgür ve
keyfi-sansur-uygulamalari 1.3K views

Keyfi Sansür Uygulamaları

22 Haziran 2015
1.3K views
6 mins read
Sansür en basit anlamıyla bilginin veya bir bölümünün kısıtlanması, bilginin kontrolüdür. Sansür resmi iştir, en üst makamlar, devletler ve hükümetler uygular biliriz, değil mi? Peki, keyfi sansür olur mu? Biri çıkıp diğerine, ben sana sansür uyguluyorum, diyebilir mi? Diyebiliyorsa ne yapılmalı? Tarihe baktığımızda sansür konusunu en çok askeri alanda gördük. O zaman savaşlar meydanlarda yapılmaktaydı, sonraları kaleler, şehirler kuşatılır oldu ve ardından dünya savaşları oldu, bütün bunların içinde sansür uygulandı. Arada bir yerlerde anarşizm ve terörizm bir çatışma şekli olarak zorlamalara dahil oldu, sansür yine vardı. Psikolojik savaş adında bir tür mücadele daha sahneye kondu, sansür iki taraflı uygulama konusu
yenilikler-uretim-sistemimizi-zorluyor 1K views

Yenilikler Üretim Sistemimizi Zorluyor

22 Haziran 2015
1K views
10 mins read
Ülkemizde üretim konusu ne seviyededir? Neler yapılmalıdır? İdeale yakın bir üretim modeli nasıl olur? Küresel pazarda yer almanın bedeli nedir? Kısmen de olsa bu soruları cevaplamaya çalışacağım. Değişik dönemlerde değişik teknoloji üreticilerinden alınmış üretim sistemlerini kullanmaktayız. Bu üretim sistemleri bugün yoğun şekilde dijital değişimin etkisi altındadır. Küresel sistemde değişimi öne çıkaran gelişmelerin başında Büyük Bilgi (Big Data) düşüncesi gelmektedir. Hesaplamalarda kullanılan veri miktarı çok ileri seviyelere çıkmıştır. Bunun dışında yapılan hesap yöntemleri belliyse de daha fazla bilgi kullanımı dikkate değer görülmektedir. Analitik düşünce her üretim alanına girmiş durumdadır, iş yönetimi akıllı sistemlerle desteklenmektedir. İnsan ve makine arasındaki işbirliğini artırıcı değişik arayüzler devreye
uzun-savas 2.3K views

Uzun Savaş

15 Ocak 2015
2.3K views
18 mins read
Daha yakın zamanda Nijerya’da Boko Haram iki bin kişiyi katletti. Aynı tarihlerde Fransa’da bir “terör” hadisesi meydana geldi. Çeşitli çevreler konuyu derinlemesine tartışıyorlar. Nedenler ve sonuçlar masaya yatırılıyor. İki olayın birbirine yakın tarihlerde olması ibret alınacak başka sonuçları da gündeme getirdi. Akla şu soru geldi: Bu nasıl bir savaş?
din-ve-uyum 1.4K views

Din ve Uyum

10 Ocak 2015
1.4K views
13 mins read
Modern dünyada yaşanan olaylar bizleri temel bazı konuları tekrar tartışmaya itiyor. Bu gereklidir. En temel konulardan en önceliklisi ise “din” kavramıdır. İnsanlık her şeyle baş etmeyi becerebildi de şu birbiriyle çatışmayı mı beceremedi? Neden acaba? Basit bir “uyum” anlayışını kendinden uzaklaştırmayı yönetenlerin belli bir çıkarı mı var? Aşk gibi insan ruhunda beslenen ve bir hazine olarak görülmesi gereken kainatın tüm nizamına uyumlu olabilmekle ilgili çok önemli ve kapsamlı bir inanışla tatmin olan benlik, çok basit ve dünyanın doğallığı içinde açıklama yapan güruhun sapkınlıklarını görünce çelişkilerden sıyrılma seçeneğine yönelmelidir. Yönelenler var, yönelmeyenler var; bu bir seçimdir. Asıl Din Kendi fikirlerini eksiksiz
degisimin-zemininde-durup-avunuyorum 1K views

Değişimin Zemininde Durup Avunuyorum

4 Kasım 2014
1K views
17 mins read
Bu yazıda, insanlık tarihi yakın zamanındaki önemli devrimlerin asıl sahipleri kimlerdir, bu konuyu tartışacağız. Sorunun cevabı için genel çerçeveyle, insanlığın kendisi, denebilir. Peki, bunun içinde nereye odaklanmalı? Ben bu çerçevede bir “zemin” kavramı üzerine odaklanılması gerektiğine değineceğim. Devrimin Niteliği Tarih sahnesinde insanlık büyük değişimleri başararak yürümüş, bu günlere gelmiştir. Acaba yeterince hızlı ve belirginleştirilmiş adımlarla mı yüründü dersiniz? Dönüşleri tanımlarken gelişme, yenilenme, devrim gibi nitelemeleri kullanmaktayız. Devrimler içlerinde önemli değişimleri barındırırlar. “Ne değişti ki bunca her şey farklılaşmaya başladı?” sorusunun cevabı “devrim” olmaktadır. Türkçe’deki bu sözcük çok önemli, kapsamlı ve köklü bir değişim anlamına gelir. Olanı devirmek ve yerine başka
bilisim-cagina-uyum 1.2K views

Bilişim Çağına Uyum

18 Ağustos 2014
1.2K views
14 mins read
“Yeni Bilişim Kapitalizmi” geri dönülemez ve engellenemez şekilde ve kendi seyrinde ilerliyor. Buna göre bireyler; adım attığı, dokunduğu, baktığı, beğendiği sürece birilerini zengin etmektedir. Ekonomi pratiğinde bu yapı yeni bir zenginlik alanı yaratmıştır. Konuyla ilgilenenler buna “big data” demektedir. Diğer yandan bu zenginlik kısa zamanda düşünülmesi bile güç olan şeylerin düşünülüp pratiğe geçirilmesini cesaretlendirmiş ve imkan sağlamıştır. Asıl önemli sonuç budur. Değişimin motorlarının işleyişi yakın zamana dayanır. Örneğin Google’un mazisi çok yenidir, Sergey Brin ve Larry Page 1998 yılında şirketi kurmuştur, şu an için kazancı düşünülemeyecek değerdedir. Bu ve benzeri Bilgi Teknolojisi (Information Tecnology – IT) şirketlerinin değerleri ile gösterilen
anti-zaaf 1.7K views

Anti-zaaf

19 Haziran 2014
1.7K views
5 mins read
Basit anlamıyla zaaf, irade zayıflığı ve bir olumsuzluğa düşkünlük demektir. Toplumsal açıdan olan zaafların çıkış noktası bireylerden ileri gelir. Yani iradesiz insanlar çoğalırsa toplumun zaafları da artar ve toplum irade gösteremeyecek bir hal alır. Aslından ben bu kadar yazıp bıraksam, içinizden çoğunuz ne demek istediğimi anlamış olacaktır. Böylesine bildik bir konuda fazla söylenebilecek bir şey yok, haklısınız. Ama ortaya bir kavram atıyorum, anti-zaaf, onun yüzü suyu hürmetine sizinle birlikte biraz fikir jimnastiği yapalım. Zaaflardan istismarcılar yararlanmak isterler. Sosyal, politik, ekonomik, psikolojik ve diğer sebeplerle biri diğerinin zaafını arar ve bulduğunda onu derinleştirmek isterler, kendi lehine kullanarak durumdan istifade ederler. Başka
politik-insan 2.8K views

Politik İnsan

22 Mayıs 2014
2.8K views
15 mins read
Bir bütünlük ifade ettiğinden aynı girişi yapacağım. Toplumumuza dair ana sorunları tartışıyoruz. Buraya kadar bazı teşhisler yaptık. Önce “Binyılcı Düşüncenin Türkiye’ye Etkileri” konusunda bir tartışmamız vardı. Burada bir “algı-gerçeklik” sorununa dikkat çekmiştim.[1] Takiben, “Onurlu Olmak” ile ilgili konuya değindik.[2] Sonra, “ezbercilik” sorun sahası üzerinde durduk.[3] Bunu halletmek ve yaratıcı akla yönelmek gerektiği noktasında olduğumuzu düşündük. Daha sonra günümüzün “amatör” bakışının farklarını belirginleştirdik, amatörlük yapmanın mahzurlarını işaret ettik.[4] Ve “Üstün İradeli İnsan” yazılı ile insanın iradesiyle, bilgisiyle, bilinciyle, düşüncesiyle ilgili bağıntısını açıkladık; zannetmeden yaşaması ve cahillikten kurtulması gerektiğine vurgu yaptık.[5] Şimdi de insanın politik tarafını merkeze koyarak, bu özellikle beraber nasıl
terorizmin-gelecegi 1.3K views

Terörizmin Geleceği

10 Mayıs 2014
1.3K views
7 mins read
New York City Üniversitesi Teorik Fizik Profesörü Dr. Michio Kaku’nun “Geleceğin Fiziği” isimli eserini okuyorum. Konu, yakın (2030’a kadar), orta (2030-2070) ve uzak (2070-2100) dönemlerde yaşam tarzlarında meydana gelebilecek değişimleri açıklamak üzerinedir. Kitabın sorguladığı şu: 2100 yılına kadar bilim insanlığın kaderini ve günlük yaşamımızı nasıl şekillendirecek? Kitabın bir bölümü İnsanlığın Geleceği’nde “Terörizm ve Diktatörlükler” başlığının altında takıldım kaldım. Başta şahsi değerlendirmemi ifade edeyim, Dr. Kaku’nun anlattıklarından çok istifade ettim, ileriki günlük yaşamın pratiğini bizlere çok iyi anlatmış ve kitapta katıldığım çok konu var. Ama takıldığım nokta hariç! Dr. Kaku şöyle diyor: “Yirmi birinci yüzyılda yaşamaktansa bin yıl geriye, on birinci

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA