Sistem

insanligin-stratejileri
29 Nisan 2014

İnsanlığın Stratejileri

Serüvene kara, deniz ve hava stratejileri ile başlayacağız. Bu konularda öne çıkan stratejistleri hatırlayacağız. Yeni egemenlik stratejisine geçiş aşamasındaki karmaşayı tartışacağız. 2030’ların stratejisini açıklayacağız. Stratejist Yaklaşımı Asıl kara stratejistleri Türkler idi. Neredeyse Pasifikten Atlantik’e kadar at sürdüler. Ancak belirgin bir kara stratejisi yazıp bırakmadılar,
politik-insan
22 Mayıs 2014

Politik İnsan

Bir bütünlük ifade ettiğinden aynı girişi yapacağım. Toplumumuza dair ana sorunları tartışıyoruz.
demokratik-sistem-insasi
8 Eylül 2015

Demokratik Sistem İnşası

Uluslararası düzen devletler sistemiyle idare edilmeye devam ediyor. Devletler içinde yasama, yürütme
istihbarat-isi-ve-teskilattaki-kutucuklar

İstihbarat İşi ve Teşkilattaki Kutucuklar

3 Ağustos 2016
1.2K views
7 mins read
Eminim, darbe girişimi ve sonrası olaylara hiç bu gözle bakmadınız, baktıysanız da bu şekilde betimleneni okumadınız. Nasıl mı? Başlangıçta, istihbarat konularını daha açık yazmamı isteyenlere söylemeliyim ki, durumu ve çözümü maalesef teorik anlatmak zorundayım. Ben burada her bir teşkilat şemasında kutucuk şeklinde gösterilen ama asıl hayatta karşılıkları çok ciddi olan bir konuya sizlere farklı bir boyuttan aktarmak istiyorum. Bu çok zor bir dönem! Bir yangın var ve önce yangın söndürülmeli. Devlet sil baştan, OHAL var ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) yöntemi aktif. Herkes bir yerden tutup işlerin normale dönmesine çaba sarf etmek istiyor. Devletin çatısındakiler şöyle bakıyor olaya, “Önce yangını söndürelim,
partizanlik-partililik-ve-ileri-demokrasi-formulu

Partizanlık, Partililik ve İleri Demokrasi Formülü

13 Nisan 2016
1.1K views
5 mins read
Ülke ve toplum bağlamında yapıcı olmak, süre alan yapısal konuları doğru inşa etmek önemlidir. Demokrasilerde parti, seçim ve irade beyanı esastır. Bunu hakkınca yapmak gerekir, güven telkin etmek, bireysel ve kısa süreli çabalara değil, sisteme ve işletimine inanmak gerekir. Bu çerçevede genel bir partizanlık eleştirisini yapalım, en sonda ileri, tam, asıl (virtual) demokrasi için şablon kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Türkiye için aranan konu da budur.

Davos ve Dördüncü Sanayi Devrimi

21 Ocak 2016
1.6K views
6 mins read
Daha ziyade ekonomi başlıklı küresel ilerlemelerin hazmedilmesi ve yeni kavramlara dayalı model belirleme süreçlerine ev sahipliği yapan Davos, Dünya Ekonomik Forumu’nun (World Economic Forum-WEF) bu yılki başlığı Dördüncü Sanayi Devrimi. İsviçre’nin bu güzel beldesi dünyanın önde giden kişilerini ağırlıyor. Spekülasyonlar ve tepkiler bir yana, Davos’un bu yılki toplantısı için belirtilen bu temel başlık doğru mudur? Başlık başka bir ifadeyle nasıl anlaşılmalıdır? Şöyle soralım: Yaşanan bu değişim nedir, insanlığa neler getirir ve bütün bu değişim süreçleri nasıl yönetilir? Eğer bir fert olarak karşımda duran bir gerçek ise benim de asıl merak ettiğim bu: Durum nedir? Davos’ta konuşanlar, el sıkışanlar, kapitalizm veya
demokraside-korku-sorunu

Demokraside Korku Sorunu

28 Kasım 2015
956 views
3 mins read
“Eksiksiz, ileri, tam bir demokrasi için olmayan nedir?” diye soralım kendimize. Eksik olan çok şey var, ama bir sistem ölçüsünde eksiği işaret etmemiz gerekiyor. Toplumsal açıdan bir karakter ve buna bağlı bir davranış ve iş görme şeklimiz vardır, bu basit bir dille “kültür” diye açıklanabilir bir konudur. Karakter, toplumsal tarlalarda bireylerin bilinçaltını sulayan birçok şeyle ilgilidir. Kültür ortamı bizlere bilinçaltına değin dikkate değer bir inceleme alanı sunar. Tutumlarımızı etkileyen bilinçaltı kuşağını aklımızdan çıkarmayalım. Eksiksiz bir demokrasi için sistem toplumsal bilinci, beceriyi ve ideali muhatap alır. Sistemin çok ögesi vardır. Ancak iki ögeyi, bizim için daha önemli görülebilecekleri işaret ederek asıl meseleyi
kuresel-donusum-sistemi

Küresel Dönüşüm Sistemi

17 Eylül 2015
2.5K views
25 mins read
Giriş Konumuz küresel sosyo-ekonomik değişimi doğasına uygun incelemek ve bu konudaki algıyı biraz daha günlük yaşamımıza yaklaştırabilmek olacaktır. Küresel dönüşüm sistemi günlük hayatımızı belirleyebilmek açısından hayati bir faktör olmuştur. Bazen devletler, bazen şirketler, bazen de liderler değişimi sistemleştirmektedir. Yenilikler ve değişimler olagelmektedir ama sistemleştirilirse kökleşmekte ve örneklik teşkil etmektedir.
savrulmak

Savrulmak

14 Eylül 2015
2.3K views
2 mins read
Rüzgarlar eser, bir oradan bir buradan, her şiddetinde tenime dokunur, belki bir tokat olur, belki de ürperti. Bu kadar doğalken yaşamın kanunu, rüzgarı yok saymakla vakit harcayanları işitirim hemen yakınlarımda. Kim bunlar acaba, yapay gerçekliğin ürünü varlıklar mı, kandırılmışlar mı? Örneğin insanı doğal görmeyenleri fark ederim, insanın doğal beslenmediğini , üremediğini ve hatta ölmediğini konu edip tartışanları işitirim. İnsanın yapageldiklerini; elbise giymesini, modayı takip etmesini veya binalar inşa etmesini, mimari eserler vermesini veya kimyasal temizleyicileri kullanmayı, nano teknoloji bezlerle temizlik yapmayı dışlayanların tartışmalarını duyarım. İnsanın doğal yetenekleriyle yapaylığı yaratabildiğini bundan dolayı önemli olduğunu bir türlü düşünemeyenlere bakıp içerlerim: Kimin eseri
okumak

Okumak

3 Eylül 2015
1.6K views
11 mins read
Okumayı tüm yönleriyle ve değişik bir bakış açısıyla irdeleyeceğiz. Sizlere, neden okumak gerektiğini kökenden yola çıkarak açıklayacağım. Başlangıçta okumanın bir etkileşim ve iletişim olduğunu aklımızda tutalım. Boşluk nerede bilmiyorum, ama benim bildiğim her hacmin içinin dolu olduğudur. Kaldı ki evren de bir hacimdir. Eğer evren içindekiler bakımından incelenirse, zerrecik bulutları, enerji, serbest temel elementler, milyarlarca galaksi, yıldız, gezegen ve hepsi iç içe, dinamik, alanı kullanmaktadır. İlkokulda maddenin halleri diye öğretmişlerdi; katı, sıvı ve gaz diye. Şimdilerde plazmanın buna eklendiği de söyleniyor. Bir madde ölçeğinde hal öyledir. Ancak maddelerin içinde yüzdüğü atmosferde neler yüzüyor? Böyle düşünelim, hal değişiklikleri ile birlikte madde
kavramlarin-hazmi

Kültürde Değişim

13 Temmuz 2015
1.7K views
10 mins read
Dilin Önemi Eğer kavramlar akılda bir yer bulduktan ve buradan başka kavramlarla ilişki kurabildikten sonra dışa açılıp kullanılabiliyorsa anlam kazanırlar. Kavramlar zihinde işleme tabi tutulmalı, sözle veya yazıyla kullanılmalıdır. Konuşulan dil bu amaçla önemli bir işlev görür. Kullandıkça dil kavramları, kavramlar da dili beslerler. Bütünüyle birey için bu bir sürekli gelişme demektir. Farklı bir sonuç daha gerçekleşebilir; bu işin olumsuz gelişmesi ile ilgilidir. Dil sürekli aynı şeyleri kullanıyorsa, hatta eskileri tekrarlıyorsa ve artık soru olmaktan öte geçmiş konuları gereksiz yere açıklıyorsa körleşir. Bu durumda değişmeyen veya gelişmeyen bir kültüre dayalı kör kavramlar akılda kökleşir, yani bir sabitlik hali mevzubahistir. Toprağın
butunlesebilmek

Bütünleşebilmek

1 Temmuz 2015
861 views
10 mins read
Tartışılan konular çok ciddi düzeydedir. Ayrışmak, birleşmek, bütünleşmek, savaş, barış, hainlik… Peki, bunların içinden brini alalım, bütünleşebilmenin yolu nedir? Elimizdekileri kaybedebileceğimizden mi endişe duyuyoruz? Yarınımızla ilgili şüphelerimiz mi var? Sürekli düşmanlık, şiddet, oyun, kandırmaca, tuzak benzeri kelimelerin sözünü ediyoruz. Bir bütün olup güçlenemiyor muyuz? Zamanı ve mekanı sıkıştırabilenlere karşı durmak için bir tedbirimiz var mıdır? Etrafımıza ve içinde bulunduğumuz duruma bakıyorum. Soruları daha somutlaştırıyorum. Ellerinde Medine Anayasası gibi zamanının çok temel bir uygulama örneği varken Müslümanlar veya kendilerini Müslüman olarak tanıtanlar, neden bugün bir savaş halindeler, bölünmüş haldeler? Bu ulus olma bilincini inşa eden, Bilge Kaan kitabesinde görüldüğü gibi özgür ve
ciddiyetin-olcusu

Ciddiyetin Ölçüsü

28 Nisan 2015
2.7K views
8 mins read
Uzun soluklu düşünelim, ortamda bir ciddiyetsizlik mi var? Kim ciddiyetsiz, diye sormayın, ortamdan söz ediyorum. Elbette ortam müsait ise içinden çok ciddiyetsiz türeyecektir. Ben durumun başlangıcından ortamı buna dönüştürenlerden söz ediyorum. Belirli süreçler işler ve o süreçler içinde yeni yeni etkenler türetilir ve ortama zerk edilir. Hepsi birleşir ve bir bütün olur. Ortamda iklim zaman içinde oluşur, tıpkı çürüyen ette kurtçukların meydana gelmesi gibi bir süreçtir bu. Peki, istenmeyen oluşumlara zemin hazırlayanlar hangi bileşenlerden ve süreçlerden ileri gelir? Aranan cevap da buradadır. Eğer bütün bu yaşadığımız karışıklıklar bireylerden kaynaklanıyorsa başka, ortamın ruhundan kaynaklanıyorsa başkadır. Haberlere, politik gelişmelere, ekonomide söylenenlere, yatırım

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA