Tarih - Page 4

8 Ekim 2021

Kırılma Cilt I

Bu bir kitap olacak. Bu günü gününe tutulan notların birikimi ile gerçekleşecek. Geçenlerde bir twit attım ve ne dedim biliyor musunuz? Yazar adaylarına, günlük tutar gibi olanları not edin, bir ay sonra iki ciltlik eser sahibisiniz! Evet, böyle olduğunu size bizzat göstereceğim. Kitabın adını
5 Temmuz 2018

Gelenek

“Şöyle bir geleneksel Türk tatlısı olan baklavaya ne dersiniz?” Bu cümlede konu
kultur
1 Ekim 2014

Kültür

İnsan doğal (natural) ve kültürlü (cultural) bir varlıktır. Giyinen, yemek pişiren, süslenen,
binyilci-dusuncenin-turkiyeye-etkileri
6 Mart 2014

Binyılcı Düşünce

Öteden beri bir cevabı arıyorum: Benim insanımın bu denli kafasını karıştıran nedir
tarih-tansiyon-ve-turkiye

Tarih, Tansiyon ve Türkiye

16 Ekim 2015
1K views
6 mins read
Yaşanan gelişmeler bölgemizde önemli bir askeri yığınaklanma ve diplomatik temas trafiği yaratmıştır. Gerginlikler değişik alanlara yayılmakta ve tansiyon tırmanarak artmaktadır. Acaba bu durumu Türkiye ne denli değerlendiriyor? Oldum olası ara-hatların ve geçiş zamanlarının zayıflığından çekinmişimdir. Çünkü buralar ve bu anlar bazı zayıflıkları işaret eder. Kendime, “Dikkat et, şeytan zayıflıkları sever!” derim. Yaşanan gelişmelere bakıp, olup biteni fazla önemsiyor olabilirim ama, eğer olaylar düşündüğüm ölçüde gelişirse, yine tarihin bir tekrarı daha gerçekleştirme inatçılığına şahit olacağız. Bu tekrar nedir? Bu bir tarihsel “mağduriyet edebiyatının” ve “yakınmanın” tekrarı olabilir mi? Örneğin, “Her şeyin farkındaydık, sorumluluk sahipleri ellerinden geleni yaptılar, ama gücümüz yetmediğinden dolayı
davutoglunun-mirasi-ne-olacak

Davutoğlu’nun Mirası Ne Olacak?

15 Ekim 2015
917 views
7 mins read
Konuya sadece liderlik gözüyle ve fikirler bağlamında ele alalım. Bu gözle Davutoğlu misyonu tamamlandığında kurumsal bağlamda hatırlanabilecekleri inceleyelim. Bunun için daha çok erken, diyenler olabilir. Ama önemli olan bugünden bir değerlendirme yapmaktır, ülke yararına daha iyi sonuçlar çıkarılabilir. Dolayısıyla işimiz ülke yararıdır, kişilerin özelleri değil liderliklerinin analizidir.
grilik

Grilik

27 Ağustos 2015
1.2K views
18 mins read
Irak Şam İslam Devleti (DAİŞ/ISIS/İŞİD) terör örgütü hakkında yayımlanmış çeşitli raporların, bildirgelerin ve görüşlerin bir irdelemesi yapılacaktır. Burada daha çok DAİŞ gibi örgütleri yaratan mantık üzerinde durulacaktır, rapor ve bildirgeleri hazırlayanların akıllarının arka planı üzerine yoğunlaşmaya gayret edilecektir. Amaç, aynaya bakıldığında ne görülüyor, bu gerçeği belirginleştirmektir. İslam’ın savunmaya ihtiyacı var mı? İslam’ı savunurken asıl yapılan kendimizi savunmak mı oluyor? DAİŞ’e veya bir başkasına bakarak mı İslam’ı savunma ihtiyacı duyacağız? İslam’ın kendiyle sorunu yok, sorunu olan belli dönemlerin içindekiler, ortamın ve şartların akışında sürüklenenler, sorunu olan bizleriz!.. Düşünüyorum ki, ortada bir bataklık var, sivrisinekler türeyebiliyor, tarihsel verilerin ışığında örneklemek mümkün, bazen
keyfi-sansur-uygulamalari

Keyfi Sansür Uygulamaları

22 Haziran 2015
1.4K views
6 mins read
Sansür en basit anlamıyla bilginin veya bir bölümünün kısıtlanması, bilginin kontrolüdür. Sansür resmi iştir, en üst makamlar, devletler ve hükümetler uygular biliriz, değil mi? Peki, keyfi sansür olur mu? Biri çıkıp diğerine, ben sana sansür uyguluyorum, diyebilir mi? Diyebiliyorsa ne yapılmalı? Tarihe baktığımızda sansür konusunu en çok askeri alanda gördük. O zaman savaşlar meydanlarda yapılmaktaydı, sonraları kaleler, şehirler kuşatılır oldu ve ardından dünya savaşları oldu, bütün bunların içinde sansür uygulandı. Arada bir yerlerde anarşizm ve terörizm bir çatışma şekli olarak zorlamalara dahil oldu, sansür yine vardı. Psikolojik savaş adında bir tür mücadele daha sahneye kondu, sansür iki taraflı uygulama konusu
politik-kutup-tespiti

Politik Kutup Tespiti

7 Nisan 2015
899 views
8 mins read
Berlin Duvarı yıkıldı ve ardından, tek kutuplu bir dünya nasıl olur, soruları gündeme geldi. Peki, halen tek kutuplu bir dünyada yaşadığımızın farkında mıyız? Tek kutuplu bir dünyada yaşadığımız hakkındaki görüşe karşıt yaklaşımı olan birçok yazar vardır. Bunların başında küresel güçleri ayrı bir kutup gibi görenler ve tam da ABD’nin karşısına koyanlar gelmektedir. Hatta kutupluluk fikrinin eskide kaldığını savunanlar dahi mevcuttur. Diğer bazı görüşleri savunanlar AB, Rusya, Çin vb yerleri canlandırmakla ilgili konulara eğilmekteler. Sözü edilen yerlerle ilgili olarak uygulamada görüldü ki, AB zor şartların altında kendine ait bir çıkış yolu arar olmuş, Rusya özellikle Ukrayna konusundan sonra önemli bir
kolay-lokma-misali

Kolay Lokma Misali

27 Mart 2015
1.1K views
7 mins read
İnsanın ne yaptığını bilmesi… Kendi kendime soruyorum, örneğin Hitler ne yaptığını biliyor muydu? Eğer O sadece “kötü” bir örnekse, ya diğerleri için ne diyeceğiz? Benzer adımları atan veya atmak için çabalayan figürlere “iyidir” demek, geniş bir pencereden bakışa veya uzun bir vadede ne anlam taşır? Küresel sistemde hemen her şey herkesi ilgilendirir. Tersini düşünmek budalalık olur. Belki ilgi alanlarının vazgeçilmezlerini yönetmekle ilgili konuları ayrı tutmalı ve üzerlerinde özenle durmalıyız, ne dersiniz? Kanaatler hep vardır, iyi veya kötü… Bir küresel köydeysek eğer, sistemler bu denli iç içe girdiyse, sizce kimin kanaati daha doğru? Güvenilir insan kim, kimin arkasından gidilir? Farklı toplumların
ask-ve-korku

Aşk ve Korku

14 Şubat 2015
1.6K views
4 mins read
İnsan bildiklerinden korkmaz; ya bilmedikleri… İnsan bilmediklerinden korkutuluyorsa diyeceğim yok! Ama asıl olan insanın “neden” bilmediğinin idrakinde olmasıdır, değil mi? Eğer insan asıl bilinmesi gerekene, mutlak olana bir aşk duyuyorsa kaygı ortadan kalkar. Artık hayranlık söz konusudur. Kaygı, hakikatin aslını bilememek ve mutlak olanı idrak edememektir. Mutlakın bilgisinden yoksun olan istismara, cehalete ve korkutulmaya açıktır. Korkutmayı göze alan insanın karşıtıdır, asla mutlak olan değildir. Yanlış bir yola sapmanın başlangıcı işte burasıdır. Artık yanlış yolda atılacak her adımda korku meşruiyet kazanmış sayılır. Hakikati idrak eden insan özünden çok ötedeki bilinmezliklerden kaynaklı olabileceklerden korkmak yerine, olanlara hayranlık duyarsa, bu yine de önemli
uzun-savas

Uzun Savaş

15 Ocak 2015
2.5K views
18 mins read
Daha yakın zamanda Nijerya’da Boko Haram iki bin kişiyi katletti. Aynı tarihlerde Fransa’da bir “terör” hadisesi meydana geldi. Çeşitli çevreler konuyu derinlemesine tartışıyorlar. Nedenler ve sonuçlar masaya yatırılıyor. İki olayın birbirine yakın tarihlerde olması ibret alınacak başka sonuçları da gündeme getirdi. Akla şu soru geldi: Bu nasıl bir savaş?
degisimin-zemininde-durup-avunuyorum

Değişimin Zemininde Durup Avunuyorum

4 Kasım 2014
1.1K views
17 mins read
Bu yazıda, insanlık tarihi yakın zamanındaki önemli devrimlerin asıl sahipleri kimlerdir, bu konuyu tartışacağız. Sorunun cevabı için genel çerçeveyle, insanlığın kendisi, denebilir. Peki, bunun içinde nereye odaklanmalı? Ben bu çerçevede bir “zemin” kavramı üzerine odaklanılması gerektiğine değineceğim. Devrimin Niteliği Tarih sahnesinde insanlık büyük değişimleri başararak yürümüş, bu günlere gelmiştir. Acaba yeterince hızlı ve belirginleştirilmiş adımlarla mı yüründü dersiniz? Dönüşleri tanımlarken gelişme, yenilenme, devrim gibi nitelemeleri kullanmaktayız. Devrimler içlerinde önemli değişimleri barındırırlar. “Ne değişti ki bunca her şey farklılaşmaya başladı?” sorusunun cevabı “devrim” olmaktadır. Türkçe’deki bu sözcük çok önemli, kapsamlı ve köklü bir değişim anlamına gelir. Olanı devirmek ve yerine başka
fitnenin-arkeolojisi

Fitnenin Arkeolojisi

23 Mayıs 2014
2.3K views
18 mins read
Arap Ülkelerinde, Türkiye’nin çevresindeki coğrafyalarda, Balkanlar’da, Kafkaslar’da ve elbette Ülkemizde bazı somut ve çok ciddi, tarihe mal edilen olaylar yaşandı, yaşanmakta da. Bunların çağımızda, eskinin kanlı canlı savaşlarının yerine geçtiğini biliyoruz. J. Nye’nin “Yumuşak Güç” uygulamalarındaki yumuşaklık, kelimenin dokunuşundan ve insanların çıkarcılığından ileri gelir. Bir bilgi savaşından, bir küresel siber sahneden bahsediyorum. İşte bu ortamda toplumumuzdaki sorunlara göz atarak fitnenin arkeoloji kazısını yapıyoruz. Fitne konusunu ele alış biçimim, haliyle kullanıldığı yer itibarı ile Müslüman toplum çerçevesinde değerlendirilecektir. Yazımın öznesi de buna göredir. Neleri Bilmeliyim? Çok beylik bir ifade; insan ne olduğunu bilmelidir. Fitneye gelinceye kadarki durumu gözden geçirdiğimizde, temelde insanı

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA