Barış - Page 4

15.3K views
8 Ekim 2021

Kırılma Cilt I

Bu bir kitap olacak. Bu günü gününe tutulan notların birikimi ile gerçekleşecek. Geçenlerde bir twit attım ve ne dedim biliyor musunuz? Yazar adaylarına, günlük tutar gibi olanları not edin, bir ay sonra iki ciltlik eser sahibisiniz! Evet, böyle olduğunu size bizzat göstereceğim. Kitabın adını

Ergenekon

22 Nisan 2016
887 views
4 mins read
Yargıtay Ergenekon Davası olarak bilinen Türkiye’nin son dönemini uzunca süredir meşgul eden dava ile ilgili kararını açıkladı. Buna göre “usule aykırı birçok işlem” olduğu sebebiyle dava bozuldu. Yargıtay’ın gerekçesinde öne çıkan noktalar şunlardır: Ergenekon (Terör) Örgütü kabulünde isabet yok. İlker Başbuğ Yüce Divan’da yargılanmalıydı. Devlet sırları ifşa edildi. İfadelerin sağlıksız koşullarda alınması. İddianamede olmayan suçlardan hüküm kurulması. Makul sürede yargılanma hakkının ihlali. Dijital delillerin kopyalarının verilmemesi. Avukat-müvekkil arasındaki görüşmelerin dinlenmesi. Gizli tanık konusu. Davaların birleştirilmesinde isabetsizlik.
o-ates-memleketimin-icindeyse-eger 788 views

O Ateş Memleketimin İçindeyse Eğer!..

20 Mart 2016
788 views
6 mins read
Suriye kırılmasından sonra, yakın dönemin son döneminde sekizinci terör eylemi; Ankara, Kızılay-Atatürk Bulvarı’ndaki sivillere yönelik araçla intihar bombacısı PKK-TAK eyleminden (13 Mart) altı gün sonra yine Türkiye için çok özel, merkez konumunda ve korunan İstanbul, Taksim-İstiklal Caddesi’ndeki sivillere (içinde yabancı turistler var) yönelik yaya intihar bombacısı (ilk tahminlere göre) IŞİD (artık Batı buna ISIS da değil, alenen IS –Islamic State- diyor) eylemi 19 Mart’ta (Nevruz öncesinde) meydana geldi. Mehmet Öztürk isimli Gaziantepli bir vatandaş, ailesinde her türden radikal var deniyor bu son bombacı hakkında. Akıllardan geçenler neler?.. Tehditler var, haberler de var, emareler de, istihbarat da… Olmayan bir şey yok;
hollywood-amerika-ve-turkiye-2016 1.2K views

Hollywood, Amerika ve Türkiye (2016)

2 Ocak 2016
1.2K views
10 mins read
Amerika dünyaya liderlik ediyor, küresel ölçekte kaynakları yönetiyor, vizyon koyuyor, yeni kavramlara odaklanmayı sağlıyor, kültürel değişimin öncülüğünü yapıyor, politikaları belirliyor ve aslında oyunun kuralını koyuyor. Peki, bunu nasıl başarıyor? Size hakim-üst akılla desem yeterli olur mu? Bu 2016’nın ilk yazısı olduğuna göre anlatıma biraz eğlence katmalıyım. Konuyu daha iyi canlandırabilmek için Hollywood perspektifinden bakmayı yeğleyeceğim. Ama lütfen reel politikanın işaret ettiği Amerika’dan ve teşbihle sözünü edeceğimiz Hollywood’dan hoşlanmayanlar araya girip sevimsizliğe sebep olmasınlar. Çünkü amaç bunları sevip sevmemek veya fanatizm değil. Esasında bahsetmek istediklerim bugünlerde herkesin sorguladığı türden başlıkları kapsıyor: Dünya, politika, diplomasi, uluslararası ilişkiler, liderlik… Mesele bu her biri
ihanetin-anatomisi 1.4K views

İhanetin Anatomisi

25 Aralık 2015
1.4K views
6 mins read
Anlaşılan şu dil sorununu çözemedikçe başka sorunları da çözemeyeceğiz… Yine ihanet, hainlik ve hıyanet sözcüklerinin havada uçuştuğu bir döneme girdik. Bu yazı reel politika ile uğraşanlara bir ders olsun! Yanlış bir şeye sebep olmamak için sözlüğe baktım, hıyanet; kutsal şeylere el uzatmak, kötülük etmek, karşı davranmak, hainlik ve ihanet; güveni kötüye kullanmak, aldatmak, vefasızlık, demek oluyor. Kutsal, yaşamda en değerli görülen ve uğruna can bile verilebilecek olan ne var ki bizler buna dair çok titiz oluyoruz? Vatan, millet, ülkü, eş, evlat, bayrak, din, peygamber… Sözlükler uygulamayı olması gereken netlikte ifade edemeyebilir. Hainlik konusunda en son söyleyeceğimi başta söyleyeyim, fikrim net
turkiye-bir-tunelde-mi 1K views

Türkiye Bir Tünelde mi?

8 Aralık 2015
1K views
8 mins read
“Bir tünel var mı, yok mu?” Bu sadece bir arayış… İlk soru şu: Asıl baskı altına alınmak istenen proje ülke yoksa Türkiye mi? “Hayır!” Bu cevap bir bilgiye mi dayanıyor, yoksa temenniye mi? Cevabı kimse bilmiyor. Belirgin bir cevap olmadığı için, “Acaba Türkiye, çıkışında ne olduğunu bilemeyeceği türden bir tünele mi sokuldu?” diye arayışa giriliyor. Peki, herhangi biri kayboldu ise bunun ilk alması gereken tedbir ne olmalıdır? Kaybolduğunu kabul etmek mi? Soru şu: Türkiye kayboldu mu, yoksa bu işlerin doğası gereği, “zaten böyle” midir? Zaman ilerliyor… Hep birlikte olup biteni anlamaya çalışıyoruz.
turkiye-cumhuriyeti-acisindan-ileri-demokrasinin-gerekceleri 879 views

Türkiye Cumhuriyeti Açısından İleri Demokrasinin Gerekçeleri

11 Kasım 2015
879 views
51 mins read
Tarihin gösterdikleri ve yaşanmışlıklar elbette yok sayılamaz; dekorlar, insanlıkla ilgili olan konular, medeniyet ve kazanılmış değerler… Tarihten dersler çıkartılır ve bu dersler ileriye gitmenin çabası içinde kullanılmalıdır. İnsanlar dününü ve bugününü bir bütünlük içinde görüyor. Ama daha ilerilere aldığı derslerle bakıyor. Düşünceler “İleri demokrasinin gerekçeleri” için Türkiye özelinde dikkate alınması gereken; din istismarı; ülke, devlet, millet istismarı; politika, ileri demokrasi ve küresel değerler; bütünsellik hakkındaki düşüncelerimi aşağıya listeledim. Ele aldığım konulara göre bu düşüncelerimi uygun bir akışla yazı içinde doğrulamaya çalışacağım, dolayısıyla gerekçelerimi daha ayrıntılı bir şekilde açıklamış olacağım.
devrim 1.5K views

Devrim

25 Ekim 2015
1.5K views
23 mins read
Giriş Aslında “iklim” adı verebileceğim bu yazımı bir “devrim” anlayışına dayandırarak anlatmamın iki sebebi var. Bunlardan birincisi, çoğu yazar kalkınmanın gerçekleşebilmesi için ilk zenginliğin yani kapitalizmin getirilmesini salık vermektedir. Dolayısıyla sosyolojiye, politikaya, diplomasiye ve ekonomiye bakış açılarında hedefledikleri bir ülke veya bölgeye, örneğin Pakistan’a, Irak’a, Sudan’a vs, kapitalist yaşam tarzı yerleştirildikçe toplumun geri kalan unsurları zaman içinde değişir ve sonunda ortak bir kültür meydana gelir diye düşünürler. Bu fikri beğenmiyorum. İkinci sebebim ise, bu konunun, çok sıcak olaylardan dolayı ülkemin ana sebebi olarak her alanda tartışılan konuları içeriyor olmasıdır, bu anlamda herhangi bir ileri adım atılamaması ve politikanın tıkanmaya doğru
davutoglunun-mirasi-ne-olacak 831 views

Davutoğlu’nun Mirası Ne Olacak?

15 Ekim 2015
831 views
7 mins read
Konuya sadece liderlik gözüyle ve fikirler bağlamında ele alalım. Bu gözle Davutoğlu misyonu tamamlandığında kurumsal bağlamda hatırlanabilecekleri inceleyelim. Bunun için daha çok erken, diyenler olabilir. Ama önemli olan bugünden bir değerlendirme yapmaktır, ülke yararına daha iyi sonuçlar çıkarılabilir. Dolayısıyla işimiz ülke yararıdır, kişilerin özelleri değil liderliklerinin analizidir.
ben-siz-ve-o 819 views

Ben, Siz ve O

13 Ekim 2015
819 views
4 mins read
Benden Size; siyaset, barış, terör, istihbarat, devlet, millet, hem de Onun hakkında… Size akıl vermek ne mümkün, Siz her şeyi biliyorsunuz! Siz dediğim hepiniz, öndekiler, o veya bu kanattakiler, bugünün fotoğrafına girenler, siyasiler, parti liderleri… Henüz Biz diyecek ortak akıl kümeleşmedi, Ben de bu durumu düşünebiliyorum; dağınıklar ve daha çok kutuplardakilerin etkisindeler, bildik siyasilerin etkisindekiler; legal olanlar da var, illegaller de. Ben diyeceğim, kusuruma bakmayın, bencil değilim, ama bireysel tavrıma dayanıyorum. Ben, aynı zamanda başka Ben’ler için, tam merkezde olmanın gerekliliğine inanacaklar için Ben; şimdiki düşünceyle tarafsızlar için Ben. Ve Ben, Size bakıp şaşırmadan edemiyorum. Şaşkınım, haykırıyorum; bu nasıl siyaset?
turk-istihbaratina-elestiri 858 views

Türk İstihbaratına Eleştiri

12 Ekim 2015
858 views
2 mins read
Ankara’daki olaylar sonrasında Başbakan Davutoğlu’na “istihbarat zaafı” konusu çokça soruldu, eleştiriler yapıldı. Kabaca cevap: Güvenlik yapılanmamızda ve istihbaratta iyi durumdayız, ama etrafımızda çok sorun var. İstihbaratta ve tedbirlerde varsa ihmali olanlar arayıp bulacağız… Ben de buna istinaden düşünüyorum. Doğrudur; Emniyet, MİT ve kamu istihbaratını belli bir çatıda buluşturan bir müsteşarlık var. Gerekli donanımlara ve kapasiteye de sahiptir. Kişilerle, sistemlerle ve politik şekillerle ilgilenmeyelim. Konuyu başka yönde ele alalım. Eğer bugün Türkiye terör ve radikalizmi üreten bir ülke konumunda ise acaba bir eksiklik var mı diye düşünmeden hareket etmek yersiz bir davranış olur. Eksiklik var mı? Bunu anlamak için 11 Eylül’den

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA