Bilinç - Page 5

ayna-etkisi 4.9K views
11 Nisan 2014

“Ayna Etkisi”

“Ayna” metaforu Jacques Lacan’a aittir. O, psikanalizdeki çok önemli tezini “ayna evresi” diye açıkladı, ben de “ayna etkisi” şeklinde bir benzetmeyle size temel bazı ikilemleri açıklayacağım. Ben aynayı Lacan’dan ödünç alıyorum. Kullanım alanım başka olmakla birlikte ben açıklamalarımı Lacan’ın alanından bize doğru yaklaşarak yapmaya
merkezcilik 4.7K views
1 Ekim 2013

Merkezcilik

İnsanlık için yönlerin önemi sürekli bir anlam taşımaktadır. Ayrıca dünyanın yuvarlak olması
kultur 2.9K views
1 Ekim 2014

Kültür

İnsan doğal (natural) ve kültürlü (cultural) bir varlıktır. Giyinen, yemek pişiren, süslenen,
politik-insan 2.8K views
22 Mayıs 2014

Politik İnsan

Bir bütünlük ifade ettiğinden aynı girişi yapacağım. Toplumumuza dair ana sorunları tartışıyoruz.
karanligin-paradoksu 1.1K views

Karanlığın Paradoksu

3 Şubat 2014
1.1K views
5 mins read
Karanlık sanki koşturuyor ama ulaştığı bir yer yok! Aydınlık tek yanlı, gölgede ve batıl kalmış karanlığa, anlasa da anlamasa da durumunu hatırlatmak istiyor. Sendeki karanlığın paradoksundur diyor? Doğal yaşamın bilince yansıyan hakları vardır. Bu hakların farkında olmamak da bir inkardır ve karanlıktır. Tıpkı hakkı doğrudan inkarın karanlığı gibi. Bütün güzellik, iletişimin çok geniş spektrumdaki haklarına vakıf olmakla başlıyor. Alınanların  karşılığı, vergilerin ödenmesinde, eşsiz bir denge ve uyumun gözetilmesindedir. Bir insana verilebilecek en değerli kılavuz nedir? Üzülerek söylemeliyim ki bu değer verildiği halde, hakkın yansımasından büyük bir şüphe duyuluyor. Dolayısıyla şüphenin bir uzanımı, bir aksı meydana geliyor. Aksın bir ucu biraz
saf-bilinc 1.9K views

Saf Bilinç

12 Ocak 2014
1.9K views
12 mins read
“Yeni İnsan Bilinci” ve “Saf Bilinç” arasındaki farkı irdeleyeceğiz. Tarihsel süreçte ortaya çıkan insanlığın kopuşunu bütüncül bir bakış açısıyla gözden geçireceğiz. Batı kültürünün yarattığı kopuş ile ortaya çıkan gerçeklik, insanlığın yeni yaşamını tarif eder olmuştur. Belki bu noktaya insanlık kendi tanımlı nedenlerini yaratarak gelmiştir. Tanımlı olması birilerinin çabasıyla meşrulaştırılması sayesinde farklı bir yolu tanımlar. Sanki ortada haklılık varmış gibi anlatılır. Bu temel iki yapıyı anlattıktan sonra Türkiye ve Muttakilik bağlamıyla konuyu kısaca özetleyeceğiz.  Bütüncül analizimizde ele alacağımız kavramlar; bilinç, bilgi, anlam (mana), dil (sembol), bilim, eylem, teknoloji, bilişim, irade, meşrulaş(tır)ma, sistem, inanç, kopuş, kültür, devlet, modernite ve güvendir. Analizi iki
stratejik-sabirlilik 1.5K views

Stratejik Sabırlılık

28 Aralık 2013
1.5K views
10 mins read
Sabretmek üzerine kültürel yaklaşımları ifade ettikten sonra, yönetsel erklerin düzlemindeki işlevlerini tartışacağız. Stratejik hataların analizini temel dokusal eksiklikleri işaret ederek yapacağız. Kargaşanın sahibi insancılar “İnsanlar ve İnsancılar” isimli kitabımda ifade ettiğim tanımla, “insancılar”ın inşa ettiği ve daha çok Batı kültürüne ait olan bir sistemin baskın etkisi altındayız. Değişik kültürlerin mensuplarınca, onun gibi ve ona karşı olmanın çelişkisini yaşayanların ortaya koyduğu yaşam tablosu, sadece kendilerine değil, aynı zamanda çevresine de zarar vermektedir. “Muttaki” isimli kitabımda yer alan aşağıdaki görsel (Tablo-1), esas olarak Batı kültürüne mensup insancıların ve onun etkisiyle kendi kültürlerini şekillendirmeye çalışanların yapısal durumunu ifade eder niteliktedir.  Tablo-1: Batı kültürünün
muttaki-icin-dua 2.1K views

Muttaki İçin Dua

23 Aralık 2013
2.1K views
10 mins read
Duanın kendisine söylenecek söz yok. Aslında din hakkında ne deniyorsa hepsi duadır. Kainat duanın ta kendisidir. Örneğin, “Gökten dua yağdı,” dersek; vahiy, rahmet, hikmet, hayr ve ilim yağması anlamına gelir. Fertlerin yaptığı duadır konumuz, yaratılandan Yaratan’ına… İşte bu açıdan, yaratılandan Yaratan’a doğru olanda bir yanlış varsa, onu arayalım, idrakimizdeyse gereğini yapalım. Peki, bunun bizle ilgisi nedir? Muttaki için dua nedir? Dua için kendince reçete veya kopya verenler var. İradeli için dua bile bir sınav konusudur, herşeyde olduğu gibi. İradeli demek, doğru da, yanlış da karar verebilir demek! Nereden bileceğiz tur rehberliği gibi bir tavırla, bireysel ve içten yapılması gereken duaların
bireyin-gucu 1.2K views

Bireyin Gücü

11 Aralık 2013
1.2K views
9 mins read
Kime güveneceğiz? Bu sorunun cevabına bazı kavramların üzerinden giderek ulaşacağız. Saf Hüner, Görünür Strateji, Özel Yaşam, Güvenilir Rehber, Güven İklimi kavramlarını inceleyeceğiz. Sonuçta Bireyin Gücünü vurgulayacağız. Saf Hüner Biliniyordu… Söylenmişti… Yazılmıştı… Öteden beri söylenegelenlerin doğru çıktığını edebi şekilde açıklamak mı hüner, “Gerçek bu!” deyip insanların yüzüne öylece vurmak mı hüner? Hüner bilmek mi, haklı çıkmak mı; hüner edepsizleşmek mi, ukala olmak mı, kibirlilik mi, zalimlik mi; bütün savaşları kazanmak mı, en büyük imparator olmak mı; hüner Hitler’e mi, Gandi’ye mi benzemek, böylesi bir seçim yapmak gerekmez mi; yaşam herkesin kişisel hünerine mi muhtaç? Hüner ne? Bir şey bırakmak mı, her
modernizm-ve-kent-sistemi 2.5K views

Modernizm ve Kent Sistemi

9 Aralık 2013
2.5K views
7 mins read
Belirgin şekilde vurguladığım konu, bir “modernizm” süzgeciyle, bir “kent” sistemini ilişkilendirmektir. Eğer modernizm olgusu hazmedilmeden kent yönetimi hakkında değerlendirme yapsaydım, bunun büyük ölçüde eksik olacağını savunmaktayım. Salt politik sistemdeki yaklaşım, cepheler değişse de üç aşağı beş yukarı aynıdır. Başlangıçta, konunun bu cari halinin tartışma dışında olduğunu bildirmek isterim. Benim çizdiğim çerçeve; üstün iradeli insan ve muttaki gibi kavramlarla, gelecekte (ki 2025’lerden sonra belirgin şekilde görebileceğiz) küresel sistemin daha çok mega kentlerde yaşayacağı projeksiyonu üzerine inşa edilmektedir. İnceleme için asıl soru şudur: Eğer bugün birtakım eksiklikler varsa da, perspektif olarak gerekli hazırlıklar ne şekilde olmalıdır, modernizmi gecikmeden kent sistemine hangi yaklaşımla
uyum 1.3K views

Uyum

28 Kasım 2013
1.3K views
2 mins read
Muttakilik kavramları açısından önemli birini daha ele alacağız. Din, bilim ve doğa gibi insana ait önemli kavramları uyumla örtüştüreceğiz. Bireyin değerini öne çıkaracağız. Uyumlu olmak kâinatın bir prensibidir, üstünlüğüdür ve ayırıcı unsurudur. Muttakilik kavramı açısından üstün irade sahibi insanın sorumluluğundan ve hatta sorumluluğun daha anlamlı kılınmasından bahsediyorsak “uyum” kelimesi üzerinde daha fazla durmamız gerekecektir. Uyumun nesnellikle ilgisi daha çok ve kolay bir şekilde görünenin anlatımında ortaya çıkar. Bilincin görünmemesinden hareketle diyebiliriz ki kâinatın esas uyumluluk alanı insana göre soyutluktur ama daha başattır. Nesnelliğin uyumu kendini renkte, desende, boyutta, ölçüde, konumda, düzeyde vb değişik alanda gösterir. Bakış açısı ve menzil itibarı
tasavvurun-geregi 908 views

Tasavvurun Gereği

14 Kasım 2013
908 views
8 mins read
“Okumalar” yapıyorum. Sadece harflerle dökülenlere değil, ilerisine ve gerisine de bakmaya çalışıyorum. Okumak başka bağlantılar kurmak demektir, derinleşmenin ta kendisidir… Bu okumada ara başlıklar şunlar: Okuma, Gaibe İman, Tasavvur, Küfür Kültürü, Bilgisel Beslenme, Batı’nın Tanrı Tasarımı, Bireysel Çıkış, Betimleme: “Kendince” ve Sonuç. Okuma Batı kültürünün idrakini belirginleştirebilmek için veciz bir anlatımdan yola çıkıyorum. Alman filozof ve din adamı Meister Eckhart (1260-1327) diyor: “Tanrı’yı gördüğüm göz, Tanrı’nın beni gördüğü gözün aynıdır.” Sözün ne anlamda söylendiğinin daha iyi bilmek için benim aynı tarihte ve yerde bulunmam gerekiyordu. Eksiksiz bir algıyla sizlere bunu o şartta açıklayabilirdim. Bu mümkün değil. Eğer bir insanın bin
okuma-uzerine 877 views

Okuma Üzerine

12 Kasım 2013
877 views
2 mins read
Bir yazar kendi sandık odasındaki nesneleri düşünerek yazar. Kurgusunu nesnesellikten anlamsallığa, anlamsallıktan nesneselliğe dönüştürerek geliştirir. Yazar Alberto Manguel, “Okumak bir sanattır!” diyor. Düşünceme göre okumayı anlamla genişletmeyenlerin inançlarında da eksiklik olur. Okumak gereklidir, hem de uğraş vererek! Yaşamı, gerçeği, vahyi, doğayı, kitabı, kâinat kitabını… Her bir okuma insanın zihninde işlenen metal gibi dövülmelidir. Her bir korlaştırma sonra suya daldırılmalı, adamakıllı çekiçlenmeli ve bir şekle sokulmalıdır. Bir okur, sanatçı olarak, anlamların ve nesnelliğin simetrisini düşünmek zorundadır. İnsan okurken bağlantılar kurar, tersini belirginleştirir, zihniyle tartışır ve sonuçta anlar, yeni bir fikir üretir… Bu aynı zamanda insanın var olma sebebidir. Varlıklar nasıl karşıtlıkların

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA