Din - Page 5

insanligin-stratejileri
29 Nisan 2014

İnsanlığın Stratejileri

Serüvene kara, deniz ve hava stratejileri ile başlayacağız. Bu konularda öne çıkan stratejistleri hatırlayacağız. Yeni egemenlik stratejisine geçiş aşamasındaki karmaşayı tartışacağız. 2030’ların stratejisini açıklayacağız. Stratejist Yaklaşımı Asıl kara stratejistleri Türkler idi. Neredeyse Pasifikten Atlantik’e kadar at sürdüler. Ancak belirgin bir kara stratejisi yazıp bırakmadılar,
onurlu-olmak
6 Mayıs 2014

Onurlu Olmak

Bu yazı FETÖ’cülerin mesihçi aklına karşı, hatta bu doğrultuda giderek mankurtlaşan (sözde)
post-kapitalizmin-yonetim-erki
14 Nisan 2014

Post-kapitalizm

Yakın zamanda “Yeni Küresel Devrim” konusunu işlemiştim[1]. Bu devrim sürecinin içinde olduğumuzu
yararli-dostluk
16 Aralık 2013

Ebedi Dostluk

Renge, dine, dile, yaşa, eğitim seviyesine, maddi gelire, politik kariyere bağlı değil;
kultur
1 Ekim 2014

Kültür

İnsan doğal (natural) ve kültürlü (cultural) bir varlıktır. Giyinen, yemek pişiren, süslenen,
maksatli-aforizmalar-iv

Maksatlı Aforizmalar (IV)

27 Mayıs 2014
1.2K views
14 mins read
Yalanım yok! Bu aforizmaları aklımın içinde belirgin resimli ögeler düşünerek yazıyorum. Saf camın aklıyla, iç-dışbükeysiz. Böyle yansıyor kağıda sözcükler; belki maksatlı, belki saklı… Düşünceme göre bu aforizmalar insan yaşamı için bir kan damarı! Nedendir bilmem, böyle demek geçti içimden. Bir tıkanıklık durdurur akışı!.. Daha canlı ironiler var elbette. Ama “an” için bunlar gerekli! Bu an için elzem, yalnız kanla ilgili olandır; kanla, damarla, kalple… Durduruyor bizi aklımızın önündeki! Bildiklerimizden zarara gördüğümüz bir dünyada yaşıyoruz. Sürekli tekrarlamak mı zararlı? Tefakkuh Fakih nedir, gayet iyi biliyoruz: Dikkatlice ve ince ince anlayışlı, ayrıntılı bir şekilde bilen alim demektir. Alim dedim ya, önüne gelen
dogru-yol-tutmak

Doğru Yol Tutmak

18 Mayıs 2014
1.3K views
15 mins read
Sorun Son dönemde yaşananlara karşın milletin verdiği reflekslere bakarak bir hayli karamsarlık yaşadım. Çünkü doğru düşünme, yorumlama ve karar verme, ileri görme, planlama, sağlam iş üretme ve sorumluluk duyma gibi konularda derin sorunların varlığı gün yüzüne çıktı. Doğru konuşmasını, tartışmasını, aklı kullanmayı ve ilerlemeyi esas almayan ve işin kötüsü bu işin önemini fark edemeyen bir sorun sahası, beni oldukça rahatsız etti. Böyle olduğunu düşünmeyenler ise temelde ayrışmacılığı isteyenlerdir ve sonuç daha karamsar bir mecraya kayar; anlayışlarda bölünme ve davranışlarda çatışma!.. Kendime göre bir plan yaptım. Bazı temel konuları tekrar edeceğim ama en baştan irdelemekte yarar gördüm. Bu kapsamda ilk olarak
terorizmin-gelecegi

Terörizmin Geleceği

10 Mayıs 2014
1.4K views
7 mins read
New York City Üniversitesi Teorik Fizik Profesörü Dr. Michio Kaku’nun “Geleceğin Fiziği” isimli eserini okuyorum. Konu, yakın (2030’a kadar), orta (2030-2070) ve uzak (2070-2100) dönemlerde yaşam tarzlarında meydana gelebilecek değişimleri açıklamak üzerinedir. Kitabın sorguladığı şu: 2100 yılına kadar bilim insanlığın kaderini ve günlük yaşamımızı nasıl şekillendirecek? Kitabın bir bölümü İnsanlığın Geleceği’nde “Terörizm ve Diktatörlükler” başlığının altında takıldım kaldım. Başta şahsi değerlendirmemi ifade edeyim, Dr. Kaku’nun anlattıklarından çok istifade ettim, ileriki günlük yaşamın pratiğini bizlere çok iyi anlatmış ve kitapta katıldığım çok konu var. Ama takıldığım nokta hariç! Dr. Kaku şöyle diyor: “Yirmi birinci yüzyılda yaşamaktansa bin yıl geriye, on birinci
korku-hakkinda

Korku Hakkında

5 Mayıs 2014
1.8K views
9 mins read
Günlük yaşamda bir yanlışa sapmanın gerisinde yatan sebeplerin başında korkmakla ilgili bir konu var. Korku, Türkiye’nin ilerlemesine, gelişmesine ve değişmesine engeldir. Asıl cesaret savaş meydanlarında değil, kalplerdeki korkuyu alt etmektedir. Toplumun damarlarına işlemiş korkudan kurtulmadıkça hiç bir alanda iyileşme sağlanamaz. Şahsen Türkiye’de asıl toplumsal problemlerin teşhisinde, bu korku konusunu bir hayli önemsemekteyim. Bu yazı ile konunun ana hatları ifade etmeye çalışacağım. Arzum ise konunun enine boyuna tartışılmasıdır. Korku insan için olumsuz bir duygudur. Tehdit ya vardır ya da yaratılır ve böylelikle insan iç dünyasında bilinçli veya bilinçsiz bir tepki yaratır. Tepkiler değişiktir. Korkan insan kaçar, saklanır, saldırır, bağırır, zarar verir,
varlik-paradsiz-olmaz

Varlık Paradsız Olmaz

22 Nisan 2014
1.1K views
5 mins read
Parada dair çok şey söylemek mümkün. Ben bir kenarından yaklaşacağım, kenarın ise sadece bir noktasından. İnsan merkezli olmak zorundayım, çünkü ben de insanım. Zehre karşı insan panzehir üretti. Uçağı icat eden insan uçaksavarı da icat etti. Bilgisayar programlarının içine Truva atları, böcekler veya solucanlar bulup koydu. İşler tıpkı haşerelere karşı aerosollerin var olması gibiydi. Savaş ve barış için çok şey yapılmaktaydı. Kurmak ve yıkmak salt insanın işi gibi algılanıyordu. İnsan gülerken de ağlarken de aynı yüz ifadesiyle görülüyordu. İnsan deney yaparken karşıtlıkları yazdı, kutupları inceledi, artı-eksi üzerine düşündü durdu. İnsan çalışkanlıkla tembelliği geliştiriyordu, çünkü her ikisine de yatkındı. İnsan sağına
ana-dalgalar

Ana Dalgalar

20 Nisan 2014
1.8K views
16 mins read
Dalgalarla ilgili bir çalışma yapacağız. Düşünceme göre yakın dönemde olanların özetine bakılırsa iki ana dalga var. Biri “Fransız Devrimi” ile meydana gelen, diğeri ise “Bilişim Devrimi” ile. Aralardakiler asıl olanın ve dirençlerin etkisiyle meydana gelenlerin gösterdikleridir. Şöyle açıklayayım: Tablo-1’de iki eksen var, dikey olan belirgin değişimleri, yatay ise çoğunlukla görebildiğimiz gibi zaman. 1789 Fransız Devrimi’ne dayalı gelişmelere “Politik Devrim” adını verdim. Ana dalganın birincisi budur. Yetmişli yıllarda adını alan Silikon Vadisi, 1980’e gelindiğinde şu anki işlevine profesyonelce adım atmıştı. Böylelikle “Dijital Devrim” olarak bilinen gelişmelere tanık olduk. Kapitalizm ve küreselleşme ile bir örgü içine girmesine bağlı olarak 2. Ana Dalganın adı
ahlak-konulu-bir-tartisma

Ahlak Konulu Bir Tartışma

14 Nisan 2014
1K views
3 mins read
Bir pencere, profesörler, yazarlar, tüketilen saatler ve konu “ahlak”. Etrafta ahlaksızlık diz boyu, cehalet almış yürümüş; hesapta bir yarar olsun diye tartışılıyor; ama programın sonucu kocaman bir sıfır. Bu sonucu pencereyi kapatırken sorumlu da ikrar ediyor. Ben kendime göre sonuçlar çıkardım. Ama bizler ahlak konusunu tartışmaktan bile çok uzaklara düşmüşüz. Aklımız paramparça, toplumsal değerlerimiz yoz!.. Zannediyoruz ki yönetsel konuları düzenleyince ahlak da kendiliğinden düzelir. Yani kendi yapacağımızı bir kenarda tutuyoruz. Ahlak bireyden, onun da nefsinden itibaren önem kazanır. Nerede o iraden ey Ademoğlu? Neyin sınavı bu? Başkasının mı, sistemlerin mi? Kurtulamazsın! Nefs konusunu çözümleyememişler, insan olmayı anlayamamışlar ama bir şekilde
insanligin-kisa-politik-tarihi

İnsanlığın Kısa Politik Tarihi

2 Nisan 2014
1.1K views
22 mins read
Soyut ve somut dünyaların anlatımını yaparak bir inceleme yapacağız. Soyut alanda öncelikle insani ve doğal tavrın kökenine değineceğiz, bazı ütopik batıl politikaları ve bunların insanlara yansıyan araçlarını gözden geçireceğiz. Somut dünyayı anlatırken tarihi ve dramatik örnekler vereceğiz, yeni dünyayı inceleyeceğiz ve sonra yakın geleceğe bakacağız.
freudcu-insanin-yanilsamasi

Freudcu İnsanın Yanılsaması

14 Mart 2014
2.5K views
5 mins read
Farklı bir bakış açısıyla Sigmund Freud üzerinden insanlığı ve dini okuma, Wendy Brown üzerinden Batı kültürünün sosyo-politik yanılsamasını ele alacağım. Eğer Freud’un insana ve dine ilişkin yaklaşımlarını neandarthalları düşünerek yaptığını duysanız ne düşünürsünüz? Dahası var: Bence insan Freud veya Darwin gibi düşünürse ancak modern (homo sapiens) kalır, Sahih İslami görüşü benimserse Kainata dair bir Halifeliğe aday olur. Bakın şöyle!.. Freud’a göre dini insan icat etti. Bu bir hata değil yanılsamaydı. Bir Yanılsamanın Geleceği[1] isimli kitabında Freud, insanın dini nasıl bulduğunu açıklamaktadır. İslam ile diğer inançlar arasında önemli bir fark vardır. Bu ayrımı Kuramsal Muttakilik[2] isimli yazımda açıklamıştım. Temel olarak; Batı
binyilci-dusuncenin-turkiyeye-etkileri

Binyılcı Düşünce

6 Mart 2014
2.9K views
5 mins read
Öteden beri bir cevabı arıyorum: Benim insanımın bu denli kafasını karıştıran nedir ki, gerçekte çok farklı tavırlar sergilemeye itiliyor? Geçmişteki organize olma, uyum sağlama, adalet tesis etme, hükmetme, bilimsel ve felsefi yönlerde ileri gitme örneklerine bakarsak; köklü tarihinde altın sayfaların olduğu bu toplum neden bugün farklı? Ne yapıldı veya oldu da bu hale gelindi?

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA