Serüvene kara, deniz ve hava stratejileri ile başlayacağız. Bu konularda öne çıkan stratejistleri hatırlayacağız. Yeni egemenlik stratejisine geçiş aşamasındaki karmaşayı tartışacağız. 2030’ların stratejisini açıklayacağız. Stratejist Yaklaşımı Asıl kara stratejistleri Türkler idi. Neredeyse Pasifikten Atlantik’e kadar at sürdüler. Ancak belirgin bir kara stratejisi yazıp bırakmadılar,
DevamıÇoğu defa şiddet ve terör birbiri yerine kullanılan sözcükler olarak karşımıza çıkar. Arada ne fark var, birlikte bakalım. Bu incelemede insanın, çok köklü gerçekliklerinden hareketle post-modern yaklaşımlara varana dek, serüvenini bir arada ele alma imkânımız olacak. Teoriyi, eleştirisini ve güncel örnekleri de içeren bu inceleme ile sonuçta savaş ve barış konusunda kendi kararınızı vereceksiniz.
DevamıSoğuk Savaş dönemini ve bugünü stratejik ölçekte kıyaslayalım. Dünün politikalarının ve güçlü adımlarının bize öğrettikleri var, bunları iyi özümseyelim. Bugünü anlarken ve yarına bakarken derin çizgiler bulunuyor, kaçırmayalım. Bu yazıda size kendi yaşadıklarımdan ve çıkarımlarımdan örnekler vereceğim: Teorik olandan öte gibiyse de mehaz aslında, içselleştirilmiş deneyimler, belirgin referans noktaları. İnsanlar gelip geçicidir. Nasıl bugün için Reagan, Brejnev, Thatcher, Papa Jean Paul birer anı gibi, ama onun yerine fikirler ve insanlıkla alakalı hale gelmiş politikalar var, bugünün liderleri "genç casus emeklisi" Putin, "yaşlı kurt" Biden, "partici" Jinping ve diğerleridir, bunların temsil ettiklerine iyi bakmamız gerekiyor. Bu şahıslardan ziyade büyük güçlerin temel stratejileri, köklü fikirleri ve bir ruhu var önümüzde duran. Strateji bir sözcükten ibaret değildir; soğukluk ve sıcaklık bağlamında açıklanan tamamen zıt tarafları vardır.
DevamıAmerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 2020 seçimlerinde olup bitenler akıllardan çıkmayacak nitelikteydi. Sonuçta kabileler, aşiretler veya köktenciler 6 Ocak 2021 günü Kongre binasını bastılar. Bu olayın yankıları devam ederken aslında ABD’de başka bir tartışma yapılmaktaydı, "Acaba bu kabileci zihniyetten ne zaman uzaklaşılacak?" diye. Bu tartışma küreselcilerin, yani dünyada küreselleşme ile kazanılan imkanları politikada kullanan, yeni bir yönetim sistemi inşa etmek ve ulus tabanlı sistemlerin muhafazakâr destekçilerini zayıflatarak genişlemek isteyen kesimlerce somutlaştırılmış oldu. Bu noktada ortaya çıkan konulardan biri de haliyle muhafazakarlıkla açıklanan kabileciliğin, aşiretçiliğin veya köktenciliğin törpülenmesiydi. Joe Biden yönetimi bu konuyu temel politika olarak belirginleştirdi.
DevamıFETÖ’den ders çıkardık, konu bütünüyle terör! Ama Adnan Hocacılardan da bir ders çıkaralım. Ülkece, istismarın ve özellikle dini istismarın hukuktaki yeri, radikalizm ve terör bakımlarından çok gerilerdeyiz. Neler yapılabilir? TCK’da böyle bir suç tarifi var. Dini inanç ve duyguların istismarı ceza kanunumuzda bir suç olarak ele alınmıştır (TCK 158. Md. 1. Bend. a. Fıkr.). Bu kanun maddesinin çevresinde uygulamada gördüklerimiz hakkında neler söylemeliyiz? İnanç İstismarı Suçu diyebileceğim bu konu, sadece maddi unsurlar ve iltisaklar ortaya çıkınca mı hukuken işleme konulabiliyor? Başka yönleri yok mu, örneğin terör?
DevamıBu yazıda konu özellikle FETÖ, PKK ve IŞİD değildir, hepsiyle, benzerleriyle, bundan sonra görüleceklerle, bütünüyle terörle ve teröre karşı toplum olarak mücadeleyle ilgilidir. Bilindiği gibi, terörün savunulacak tarafı olamaz ve insanlığın terörle savaşı esastır. Bu yazı terörün bireyle ve toplumla ilişkisinde evrimleşen yeni algıyı ortaya koyar, sonuçta da toplum sağlığı ve politik alandaki yansımalarını irdeler.
DevamıFETÖ’cülerin darbe girişimi sonrası yaşanan tartışmalara bakıyorum da hassaten şunu diyesim geliyor; sanki Türkiye bir “mini-aydınlanma” süreci yaşıyor. Meğer onca yıllık yaşananlar içselleştirilememiş, kayıp zamanmış… Yazık, ne tür bir karanlıktan çıktık ki? Örneğin; İmparatorluk neden yıkılmış, Çanakkale Destanı ve Kurtuluş Savaşı kimlerle ve kimlere karşı yapılmış, Cumhuriyet neden kurulmuş, Atatürk Devrimleri ne amaçla yapılmış, devlet, vatan, vatandaşlık, etnik kimlik, millet, bayrak, yurt, yurttaşlık, “biz” olmak, birlik ve beraberlik, demokrasi, laiklik, liyakat, adalet, kanun, hukuk, insan hakları, özgürlük, eşitlik, bağımsızlık, sivil siyaset, gericilik, hurafe, tarikat meseleleri, din, mezhep, cemaat, tasavvuf, sosyal düzen, Lobiler, Cizvitler, Haşhaşiler, Mason Locaları, uluslararası hukuk, milli güvenlik,
DevamıBu yazı “Muttakilik“ten alınmıştır. Üzülmek Tek bir hatadan kaynaklı ise bir kere üzülmek kabul edilebilir, ama hata düzeltilmek içindir. Tahribat onarılsın ve hata bir daha yapılmasın diye özür dilenir, gerekirse hoş görülür, çünkü bu insanın kendini bilmesi demektir; iyiye doğru gitmek her daim desteklenir. İyiye gidiş varsa üzüntü karşılığını almıştır, değmiştir. Vebal kendi içinde saklanır. Eğer hatalar tekerrür ederse üzülmek başkalaşır, insanı kemirmeye başlar, insanlık kendiyle yüzleşir; bu kötüdür. Artık vebal tescillenmiştir, insanı aşmıştır, hesabı daha ilerilere aittir. Ya iki defa üzülmek, derin üzülmek, sürekli üzülmek ne demek? İdrakımız nasıl olacak?
DevamıAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı görevli Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun tarafından, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile ilgili, örgütün elebaşı Fethullah Gülen’in, Ekrem Dumanlı’nın ve Hidayet Karaca’nın da arasında bulunduğu 73 şüpheli hakkında hazırladığı “çatı” olarak ifade bulan 600 sayfalık iddianameyi tamamlamış ve Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermiştir. İddianamede, terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde nasıl yapılandığına ilişkin dikkat çekici tespitler var. İddianamenin darbe girişiminden sonra bitirilmesi başka bir konudur. Doğrudan iddianameye bakılırsa bugün bazı tespitlerin ne kadar da isabetli olduğunu anlamış bulunmaktayız. Bu hususlara kısaca değinelim.
DevamıBir anlığına bütüncül ve daha önemlisi yansız bir bakış açısı ile politik gündem ve kritik tartışmalar konusu üzerine yoğunlaşalım. Bakın ilk akla gelenler neler olacak? Tartışma kültürü en temel şekilde demokrasilerde, entelektüel alanlarda, bilim ve sanatta bir erdemlilik ölçütüdür. Şartlarına riayet edildi ise tartışma gereklidir, değilse bir kavgadan öte değildir. Tartışmanın bir seviyesi, amacı, muhatabı, süreci vardır ve bütünüyle insana özgü olgun bir davranış olarak sürdürülür. Eğer tartışma başka amaçların elde edilmesinde bir araç halinde kullanılıyor ise bunun değeri ve hedefi başka şekillerde ele alınmalıdır. Bu ve benzeri teorik yaklaşımları başlangıçta aklımızda tutalım isterim. Ama biz daha çok uygulamaya bakacağız.
Devamı