Kapitalizm - Page 6

post-kapitalizmin-yonetim-erki
14 Nisan 2014

Post-kapitalizm

Yakın zamanda “Yeni Küresel Devrim” konusunu işlemiştim[1]. Bu devrim sürecinin içinde olduğumuzu işaret etmiştim. Şimdi de post-kapitalizm ve buna bağlı yönetim erkinin yapısını sistemsel olarak ortaya koyacağım.
uretim-ve-tuketim
1 Ekim 2013

Üretim ve Tüketim

Üretmek ne muhteşem! Çeşitler halinde, sürekli geliştirerek… Bu acaba kendini ispat için
kapitalizmi-anlamak
8 Mayıs 2020

Kapitalizmi Anlamak

Bugün karşımızda duran ekonomik tablo için dünyanın, Türkiye'nin küreselleşme, neoliberalleşme, postkapitalizm dönemlerini
kapitalist-ruh
27 Kasım 2014

Kapitalist Ruh

Kapitalist dünya ve insana ait olan ahlaklı olma özelliği bağlantısını az da
devrim

Devrim

25 Ekim 2015
1.6K views
23 mins read
Giriş Aslında “iklim” adı verebileceğim bu yazımı bir “devrim” anlayışına dayandırarak anlatmamın iki sebebi var. Bunlardan birincisi, çoğu yazar kalkınmanın gerçekleşebilmesi için ilk zenginliğin yani kapitalizmin getirilmesini salık vermektedir. Dolayısıyla sosyolojiye, politikaya, diplomasiye ve ekonomiye bakış açılarında hedefledikleri bir ülke veya bölgeye, örneğin Pakistan’a, Irak’a, Sudan’a vs, kapitalist yaşam tarzı yerleştirildikçe toplumun geri kalan unsurları zaman içinde değişir ve sonunda ortak bir kültür meydana gelir diye düşünürler. Bu fikri beğenmiyorum. İkinci sebebim ise, bu konunun, çok sıcak olaylardan dolayı ülkemin ana sebebi olarak her alanda tartışılan konuları içeriyor olmasıdır, bu anlamda herhangi bir ileri adım atılamaması ve politikanın tıkanmaya doğru
218

Kent Yaşamı ve Biz

3 Ekim 2015
28 views
10 mins read
Bizler kapitalist-demokratik bir sistemle, başka toplumlarla her yönüyle entegre, daha çok kentlerde yaşam süren toplumlarız. Ancak baskın küresel yapının gereklerini yerine getirebiliyoruz. Giderek nüfus artıyor, kentler kalabalıklaşıyor, sanal değerlerin her şeyin önünde koşmasını isteyenlere dönüşüyoruz. Kentler bizi boğmadan, birer savaş alanı olmadan, yeterince zaman önce gerekli tedbirleri alabilecek miyiz? Bir adım daha ileri gidip sormak istiyorum: Bu sinir, kibir, vurdumduymazlık, çıkarcılık, biraz da düşüncesizlik daha da artarsa, mutlu olabilece miyiz?
modern-dunyanin-muzmin-sorunu

Modern Dünyanın Müzmin Sorunu

14 Temmuz 2015
1.1K views
7 mins read
Modern insancı kimdir? Çağımızın bütün icaplarını eksiksiz yerine getirebilen, küresel yapıların tümüne nüfuz edebilen, donanımlı, kendine güvenli, gerekli teknolojiyi kolay kullanabilen ve kendi hayatta kalma iradesini kendi seçimleriyle belirleyip gerçekleştirebilen yetkinlikteki birey modern insancıdır. Ben buna “yetkin insan” demekteyim, başkaları “modern insan” diyebilir. Bu kavramı “İnsanlar ve İnsancılar”[1] isimli kitabımda ortaya koymuştum. Muttaki fikrini güncel yaşama yerleştirme aşamasındayken yetkin ile muttakinin farkını açıklamak amacıyla “Muttaki”[2] adlı kitabımda bazı açıklamalar ileri sürmüştüm. Bu tür anlatımların ne önemi olabilir, yani insancının ve muttakinin, diye sorabilirsiniz. Bir örnekle açıklamak isterim. Geç Orta Çağ’ın “Fransiskan-Nominalist Tanrı” inanışını duymuşsunuzdur. Biraz buna değinelim. Göreceğiz ki birbirine
kavramlarin-hazmi

Kültürde Değişim

13 Temmuz 2015
1.7K views
10 mins read
Dilin Önemi Eğer kavramlar akılda bir yer bulduktan ve buradan başka kavramlarla ilişki kurabildikten sonra dışa açılıp kullanılabiliyorsa anlam kazanırlar. Kavramlar zihinde işleme tabi tutulmalı, sözle veya yazıyla kullanılmalıdır. Konuşulan dil bu amaçla önemli bir işlev görür. Kullandıkça dil kavramları, kavramlar da dili beslerler. Bütünüyle birey için bu bir sürekli gelişme demektir. Farklı bir sonuç daha gerçekleşebilir; bu işin olumsuz gelişmesi ile ilgilidir. Dil sürekli aynı şeyleri kullanıyorsa, hatta eskileri tekrarlıyorsa ve artık soru olmaktan öte geçmiş konuları gereksiz yere açıklıyorsa körleşir. Bu durumda değişmeyen veya gelişmeyen bir kültüre dayalı kör kavramlar akılda kökleşir, yani bir sabitlik hali mevzubahistir. Toprağın
butunlesebilmek

Bütünleşebilmek

1 Temmuz 2015
877 views
10 mins read
Tartışılan konular çok ciddi düzeydedir. Ayrışmak, birleşmek, bütünleşmek, savaş, barış, hainlik… Peki, bunların içinden brini alalım, bütünleşebilmenin yolu nedir? Elimizdekileri kaybedebileceğimizden mi endişe duyuyoruz? Yarınımızla ilgili şüphelerimiz mi var? Sürekli düşmanlık, şiddet, oyun, kandırmaca, tuzak benzeri kelimelerin sözünü ediyoruz. Bir bütün olup güçlenemiyor muyuz? Zamanı ve mekanı sıkıştırabilenlere karşı durmak için bir tedbirimiz var mıdır? Etrafımıza ve içinde bulunduğumuz duruma bakıyorum. Soruları daha somutlaştırıyorum. Ellerinde Medine Anayasası gibi zamanının çok temel bir uygulama örneği varken Müslümanlar veya kendilerini Müslüman olarak tanıtanlar, neden bugün bir savaş halindeler, bölünmüş haldeler? Bu ulus olma bilincini inşa eden, Bilge Kaan kitabesinde görüldüğü gibi özgür ve
muttakilik-yolu

Muttakilik Yolu

13 Haziran 2015
1.8K views
20 mins read
Okullarda öğrendiklerimiz bilmemiz gerekenler değil mi? Çok basit ve geçerli olanlar anlamamız gerekenler değil de nedir? Günlük yaşamın başarısını inkar edebilir miyiz? Yaşamla gerçek arasında büyük bir kopukluk mu var? Kültürümüzde neden farklı bir anlatım ve dil var? Farklılık neden bir istismar konusu olabiliyor? Size farklı düşünceleri bütünleştirecek bir anlatımla çok kapsamlı ve derin bir konuyu aktaracağım. Okuduktan sonra, kimliği, kisvesi veya sundukları ne olursa olsun, “Beni farklı bir algıya sürükleyenlerden kurtulmalıyım,” deyin doğrusu budur.
kas-yaparken-goz-cikarmayalim

Kaş Yaparken Göz Çıkarmayalım

3 Mayıs 2015
1.2K views
13 mins read
Ülkemizde sosyoloji ve politika neleri söylüyor, olması gereken ne? Din siyasetin bir aracı mıdır, öyle olmasını mı tercih ediyoruz? Siyasetin hızlandığı bir seçim atmosferindeyiz. Siyaset konuşuyoruz. Ayrıca bölgemizde din önemli bir tartışma konusudur. Entelektüeller her cephede düşünce üretmekteler. Gündemde sürekli ileri-geri, din-iman, sağ-sol, köy-kent vs bildiğimiz ikilikler var. Hatta bu ikiliklerden dolayı ortam sürekli geriliyor. Bu başlığı atamın sebebi, belli kavramları ele alan sosyologlara bazı hatırlatmalarda bulunmak istememdendir. Tartışılan konular var, tartışmalar bir kısmıyla yararlı oluyor. Ama tartışmalar içinde kullanılan kavramlardaki nüansı irdelemezsek esasa ilişkin önemli hatalar yapmış oluruz, diye düşünüyorum. Açıklamalarım sosyologların gündeme getirdiği konulara ilişkin olacaktır. Örnek olarak
ciddiyetin-olcusu

Ciddiyetin Ölçüsü

28 Nisan 2015
2.7K views
8 mins read
Uzun soluklu düşünelim, ortamda bir ciddiyetsizlik mi var? Kim ciddiyetsiz, diye sormayın, ortamdan söz ediyorum. Elbette ortam müsait ise içinden çok ciddiyetsiz türeyecektir. Ben durumun başlangıcından ortamı buna dönüştürenlerden söz ediyorum. Belirli süreçler işler ve o süreçler içinde yeni yeni etkenler türetilir ve ortama zerk edilir. Hepsi birleşir ve bir bütün olur. Ortamda iklim zaman içinde oluşur, tıpkı çürüyen ette kurtçukların meydana gelmesi gibi bir süreçtir bu. Peki, istenmeyen oluşumlara zemin hazırlayanlar hangi bileşenlerden ve süreçlerden ileri gelir? Aranan cevap da buradadır. Eğer bütün bu yaşadığımız karışıklıklar bireylerden kaynaklanıyorsa başka, ortamın ruhundan kaynaklanıyorsa başkadır. Haberlere, politik gelişmelere, ekonomide söylenenlere, yatırım
asil-ve-gerekli-milliyetcilik

Asıl ve Gerekli Milliyetçilik

19 Mart 2015
2.8K views
23 mins read
Politik-Analitik bir yol haritası için tarihsel perspektif ile süreç içesinde beceriyle kullanılan kavramları müşterek okumak mümkündür. Geçmişin analizini yaparak geleceğe ilişkin bir tespit yapacağız. Bu yazının sonucunda asıl ve gerekli olacak bir milliyetçilik anlayışını ifade edebilmeyi arzuluyorum. Burada asıl diyebileceğim milliyetçilik tanımlarını yapmayacağım. Bahsedeceğim milliyetçilik klasik fikirleri yok saymayacak. Onlar kendi düşüncelerinin istikametinde savunulmaya devam edebilir. Farklı bir pencereden bakarak milliyetçiliğe İngiltere, Almanya gibi gelişmiş Avrupa devletleri veya G. Kore, Japonya gibi Uzak Doğu devletleri bağlamında, somut bir yaklaşımla açıklayacağım ve buna gerekli milliyetçilik diyeceğim. Hatta konuyu diğer önemli, demokrasi, kapitalizm, küreselleşme, eğitim, bilim, kültür gibi konularla da işleyeceğim. Analizimi
demokrasi-dersi

Demokrasi Dersi

9 Aralık 2014
1.3K views
6 mins read
Kanadalı meşhur “aktivist” Profesör David McNally’nin tezini[1] okuyorum. David bu dünyanın küreselleşme ve kapitalist gidişine dikkat çekiyor ve “Başka bir dünya mümkün” diyor. Çok merak ediyorum, çünkü ben de yaşanan eşitsizlikleri ve sıkıntıları inceleyerek, acaba bir çözüm var mı diye düşünenlerdenim. İlk, David’in bir çözümü olabileceğini düşünüyordum, yakın zamanlarda dünya çapında gerçekleşen çok önemli ayaklanma ve gösterilere ilham veren bu düşünce önderinden bir şeyler öğrenebileceğimi umuyordum. Ne yalan söyleyeyim, beni hayal kırıklığına uğrattı. Tezinin özünde kapitalizmin panzehrinin demokrasi olduğuna işaret ediyor. Obur kapitalizm öyle son asrın büyüttüğü bir şey değil, neredeyse insanlıkla yaşıt. MÖ 600’lerde o zamanın Yunanlıları demokrasi dedikleri

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA