Avustralya'daki yangınlar bir hayli olumsuz sonuç yarattı. İnsanlık ders almayacak mı? Kavramlar belli; küresel ısınma, sera etkisi, iklim değişikliği.
Jeopolitika, jeostrateji, ülkelerin hedefleri, kapitalizm, Hegelci yaklaşım, Dördüncü Sanayi Devrimi, küresel değişimler, bozulmalar, örneğin iklim değişikliğinin etkileri, bütünüyle ortaya çıkan yeni güvenlik riskleri, gibi bu kapsamlı konularda tatmin edici bir açıklamayı bu makalede bulacaksınız.
İçinde bulunduğumuz dönemde çok önemli bir tecrübe yaşamaktayız. Yangının korkunç etkisi ve dolayısıyla kayıplar var. Bu ciddi mesele tamamen siyaset üstüdür. İçinde bulunduğumuz dönemde çok önemli bir tecrübe yaşamaktayız. Yangının korkunç etkisi ve dolayısıyla kayıplar var. Bu ciddi mesele tamamen siyaset üstüdür. Önümüzdeki yıllarda da yangınlar ve başka felaketler olacak, belki de daha çok!
Küresel sistem güçlenirken ve buna bağlı önemli değişiklikler yaşanırken uluslararası sistem zayıflayacak mı? Bu sorunun cevabını arayalım. Özellikle ABD ve Çin açısından son durumu gözden geçirelim.
ABD Senato Binası neden işgal edildi? Kim yaptı, perde arkasında hangi güçler vardı? Konu ABD politikasının bir çatışması mı? Cumhuriyetçi Trump ve Demokrat Biden arasındaki rekabet mi? Yoksa daha başka nedenler mi var? Amerikalılar bu olaydan utanmalı mı? Bu okuyacağınız yazı size her şeyi açıklayacak.
Konu hepimizi ilgilendiren ve zamanın ruhunu yakalamak açısından değer taşıyor. Aslında sadece tehdit kavramı çerçevesinde değil, jeopolitik, stratejik, ekonomik, politik ve teknolojik alanlarda öne çıkan esaslı konuları, jeo-ekonomiyi, dijital asimetriyi, griliği ve yeni ittifak anlayışını bir bütün halinde okuyacaksınız.
Pandemiyi gördük! Film değil, roman değil, gerçek. COVID-19 örneğin EBOLA gibi insanı parçalayan etkiye sahip değil; ancak pandemik. Bunun bize getirdiği ne?
ABD, İklim Değişikliği konusunda Kongre’ye sunulan bir rapor hazırladı ve bu rapora göre küresel ısınma ABD ekonomisine daha pahalıya, yüzlerce milyar dolara mal olacak. Dünya Çevre Grubu Başkanı Abigail Dillen. “Bu rapor, ilk elden ne gördüğümüzün altını çiziyor: İklim değişikliği gerçek, burada oluyor ve şimdi gerçekleşiyor.” Rapora, Tarım Bakanlığı’ndan NASA’ya varana kadar 13 devlet dairesi ve ajansı kendi tespit ve değerlendirmelerini yazdılar. Bilindiği gibi Başkan Donald Trump İklim Değişikliği Anlaşması’ndan çıkma niyetini duyurmuştu.
Bu tür önemli gelişmeler oldukça belli dersler çıkaran türden yazılar yazıyorum. Keşke olay olmasaydı da, ben de yazmasaydım! Ama “çıkarılan dersler” olarak tespit etmek zorundayız. Ülkede köklü bir sorun var: Mühendislik. Bunu hatırlatmak isterim. Geçmişte maden kazaları canımızı yakmıştı! Bu biraz daha geniş sorun sahası, ama tren kazası çok belirgin şekilde mühendislik meselesi. Görelim…
Cumartesi günü “Paris İklim Zirvesi” sonuçlandı. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) gereğince, üye ülkeler (196 ülke katıldı) Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 21nci toplantısını (Conference of the Parties – COP21) gerçekleştirdi. Varılan anlaşma ilk planda “büyük başarı” olarak açıklandı. Kyoto Protokolü Doha’da verilen ilave zamanla birlikte 2020’de vadesini dolduracak. Türkiye 12 yıl geç de olsa Kyoto’yu imzalamış idi. Paris Anlaşmasını ise imzalayan ülkelerden oldu. Paris’teki zirvenin amacı 2020 sonrasını belirleyecek bir uluslararası anlaşmaya varmak idi ve bu “gerçekleştirildi, 2 derece Celcius limitini koruyacak bir anlaşma üzerinde uzlaşma sağlandı,” dendi. Ancak sonsuz hasara uğrayan bir küresel ısınma probleminde gezegeni