Rusya - Page 66

15.5K views
8 Ekim 2021

Kırılma Cilt I

Bu bir kitap olacak. Bu günü gününe tutulan notların birikimi ile gerçekleşecek. Geçenlerde bir twit attım ve ne dedim biliyor musunuz? Yazar adaylarına, günlük tutar gibi olanları not edin, bir ay sonra iki ciltlik eser sahibisiniz! Evet, böyle olduğunu size bizzat göstereceğim. Kitabın adını
4.3K views
13 Kasım 2021

Fay Hatları

Türkiye’nin bölgesindeki çatışmaları, gerilmeleri ve krizleri incelemeye başladığımızda ilgili aktörlerin etkileşimleri bağlamında
turkiye-bir-tunelde-mi 1K views

Türkiye Bir Tünelde mi?

8 Aralık 2015
1K views
8 mins read
“Bir tünel var mı, yok mu?” Bu sadece bir arayış… İlk soru şu: Asıl baskı altına alınmak istenen proje ülke yoksa Türkiye mi? “Hayır!” Bu cevap bir bilgiye mi dayanıyor, yoksa temenniye mi? Cevabı kimse bilmiyor. Belirgin bir cevap olmadığı için, “Acaba Türkiye, çıkışında ne olduğunu bilemeyeceği türden bir tünele mi sokuldu?” diye arayışa giriliyor. Peki, herhangi biri kayboldu ise bunun ilk alması gereken tedbir ne olmalıdır? Kaybolduğunu kabul etmek mi? Soru şu: Türkiye kayboldu mu, yoksa bu işlerin doğası gereği, “zaten böyle” midir? Zaman ilerliyor… Hep birlikte olup biteni anlamaya çalışıyoruz.
rusya-sorunu-nereden-cikti-nereye-gidiyor 771 views

Rusya Sorunu Nereden Çıktı, Nereye Gidiyor?

3 Aralık 2015
771 views
7 mins read
Batı dünyası için Rusya ile sorunlar çok öncelere dayanır. Türkiye ile ise yakın zamanda başladı gibi görülüyor. Bu Türkiye için bir yanılsamadır. Rusya’nın Türkiye ile sürtüşmenin bu denli hızlı gelişmesinin sebebi Türkiye’nin politikalarından (veya yanlış politikalarından) kaynaklanır. Rusya ile Batı dünyasının sorunu nedir? Batı küresel hesaplar yapıyor. Bu çerçevede Batı dünyası:
ortadogu-meselesine-nukleer-pencereden-bakinca 979 views

Ortadoğu Meselesine Nükleer Pencereden Bakınca

30 Kasım 2015
979 views
9 mins read
Ortadoğu coğrafyasına son sıcak gelişmeleri de dikkate alarak tekrar bakmak gerektiğini düşünüyorum. Bunun için öncelikle bir soruyla yola çıktım: Ortadoğu’nun asıl meselesi nedir? Terör mü? Kitle İmha Silahları (KİS) mı? Totaliter rejimler mi? Yabancı ülke askerlerinin bölgedeki etkileri mi? Bilinen pek çok yapay ve doğal kaynaklı sorun var, değil mi? Bu süreçteki meseleler terör, rejimler, savaşlar, mülteciler ve başka içeriklerle ortaya çıktı; nükleer silah meselesi üzerinden pek olmadı. Acaba neden? Bu konu unutuldu mu? Her bir konunun üzerine asıl başlık olarak “Ortadoğu’daki nükleer tehdit” meselesini koyarsak, size göre ortaya nasıl bir sonuç çıkar dersiniz? Bu sorunun cevabını arayacağız. Ama, “Olan
turk-rus-krizi 759 views

Türk-Rus Krizi

25 Kasım 2015
759 views
5 mins read
“Suriye Krizi” dönüşüm gösterdi, önce IŞİD’den dolayı radikal “terör” ve şimdi de “Türk-Rus Krizi” oldu. Hatay bölgesinde Türk sınırını ihlal eden iki Rus uçağından bir tanesi bölgedeki Türk hava savunma uçaklarından atılan füze ile düşürüldü ve uçak Türkmenlerin kontrolündeki bölgeye düştü. Bu olaydan birkaç gün önce Rus uçakları Bayırbucak Türkmenlerinin bulunduğu bölgeye hava saldırıları gerçekleştirmiş idi. Bu iki olay üzerine taraflardan üst düzeyli sert açıklamalar gelmeye başladı. Dünya liderleri ve NATO’da fikrini ortaya koydu. NATO Anlaşması gereği ortak dille, “Olayın meydana geldiği hava sahası NATO hava sahasıdır,” denmektedir.
sicak-dogu-akdeniz 882 views

Sıcak Doğu Akdeniz

24 Kasım 2015
882 views
2 mins read
Doğu Akdeniz uzun zamandan bu yana hiç bu kadar ısınmamıştı. Bölgeye asker yığılmaya devam ediliyor. Askeri ve diplomatik trafik arttı. “Batı ile Rusya karşı karşıya” gibi bir durum ortaya çıktı. Gelişmeler mi bu doğal durumu gerektirdi, yoksa başından beri bir plan mı yürütülüyor, bilinemez ama sonuçta Türkiye konumu itibarı ile çok hassas bir noktada. Doğu Akdeniz’deki durumu ve yakın zamanda olanları kısaca hatırlayalım. Rusya’nın Suriye’de kara, deniz ve hava üsleri var. IŞİD’e karşı operasyonlar başlattı. G20’den önce Rus jetleri IŞİD’i vuruyor gösterdi ve Suriye’deki meşruiyetini Batı’ya onaylatmak istedi. Belli ki kendisine sorulmadan burada oyun oynanamayacağını işaret ediyordu. Hatta Hazar’daki gemilerden orta-uzun
g20-sonrasi-durum 1.3K views

G20 Sonrası Durum

17 Kasım 2015
1.3K views
5 mins read
Güvenlik işlerini çok seviyoruz. Kanuni Sultan Süleyman zamanında da öyleydi. Avrupalılar yüzlerce parça ticaret gemisi ile Doğu ve Batı Hint Şirketleri ile dünya ticaretini ellerine geçirirlerken Barbaros Hayrettin Paşa kadırgalarıyla Akdeniz’i bir göle çevirmekle meşguldü. Antalya G20 zirvesini güncellenmiş de olsa bu akılla ama BBC’nin yorumu ile bir “Savaş Kabinesi” şeklinde yönettik. Elbette Paris Saldırısı, IŞİD, Suriye ve mülteciler sorunu isteseler de istemeseler de zenginleri bu yönde bir mesaiye itti. Etrafı ateş çemberi olan ve her gün teröre kayıp veren bir Türkiye bu durumu bir kenara itemezdi. Şartlar böyle idi. Ama başka bir gerçek daha var: Ne dünya ticaretinde vaktiyle söz

Viyana’da Dörtlü Görüşme

24 Ekim 2015
834 views
2 mins read
Suriye’nin geleceğinin görüşüldüğü Viyana zirvesi 23 Ekim 2015 tarihinde gerçekleştirildi. Toplantıya Türkiye (Feridun Sinirlioğlu), ABD (John Carry), Rusya (Sergey Lavrov) ve Suudi Arabistan (Adil el-Cübeyr) Dışişleri Bakanları katıldı ve adına “Dörtlü Görüşme” dendi.
merkelin-touchgo-ziyareti 871 views

Merkel’in Touch&Go Ziyareti

19 Ekim 2015
871 views
7 mins read
Angela Merkel’in günübirlik İstanbul ziyareti çok hızlı şekilde gerçekleşti. Merkel hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan ile görüştü. Basına ana hatları bakımından görüşme, “Küresel ve bölgesel konular,” diye duyuruldu. Ayrıntıdaki başlıklar; Suriye ve mülteciler, Schengen vizesi, AB fasılları ve diğer… Ben burada dile getirilmeyen veya üzerinde az durulan birkaç diplomasi, dış politika ve güvenlik hususunu açıklamak istiyorum. Ancak önce Batı basınını ziyaretle ilgili verdiklerine dikkat çekip daha sonra iç basında geçenler ve kendi çıkarımlarımı ifade edeceğim.
tarih-tansiyon-ve-turkiye 963 views

Tarih, Tansiyon ve Türkiye

16 Ekim 2015
963 views
6 mins read
Yaşanan gelişmeler bölgemizde önemli bir askeri yığınaklanma ve diplomatik temas trafiği yaratmıştır. Gerginlikler değişik alanlara yayılmakta ve tansiyon tırmanarak artmaktadır. Acaba bu durumu Türkiye ne denli değerlendiriyor? Oldum olası ara-hatların ve geçiş zamanlarının zayıflığından çekinmişimdir. Çünkü buralar ve bu anlar bazı zayıflıkları işaret eder. Kendime, “Dikkat et, şeytan zayıflıkları sever!” derim. Yaşanan gelişmelere bakıp, olup biteni fazla önemsiyor olabilirim ama, eğer olaylar düşündüğüm ölçüde gelişirse, yine tarihin bir tekrarı daha gerçekleştirme inatçılığına şahit olacağız. Bu tekrar nedir? Bu bir tarihsel “mağduriyet edebiyatının” ve “yakınmanın” tekrarı olabilir mi? Örneğin, “Her şeyin farkındaydık, sorumluluk sahipleri ellerinden geleni yaptılar, ama gücümüz yetmediğinden dolayı

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA