Sistem - Page 2

insanligin-stratejileri
29 Nisan 2014

İnsanlığın Stratejileri

Serüvene kara, deniz ve hava stratejileri ile başlayacağız. Bu konularda öne çıkan stratejistleri hatırlayacağız. Yeni egemenlik stratejisine geçiş aşamasındaki karmaşayı tartışacağız. 2030’ların stratejisini açıklayacağız. Stratejist Yaklaşımı Asıl kara stratejistleri Türkler idi. Neredeyse Pasifikten Atlantik’e kadar at sürdüler. Ancak belirgin bir kara stratejisi yazıp bırakmadılar,
politik-insan
22 Mayıs 2014

Politik İnsan

Bir bütünlük ifade ettiğinden aynı girişi yapacağım. Toplumumuza dair ana sorunları tartışıyoruz.
demokratik-sistem-insasi
8 Eylül 2015

Demokratik Sistem İnşası

Uluslararası düzen devletler sistemiyle idare edilmeye devam ediyor. Devletler içinde yasama, yürütme
uzun-savas

Uzun Savaş

15 Ocak 2015
2.6K views
18 mins read
Daha yakın zamanda Nijerya’da Boko Haram iki bin kişiyi katletti. Aynı tarihlerde Fransa’da bir “terör” hadisesi meydana geldi. Çeşitli çevreler konuyu derinlemesine tartışıyorlar. Nedenler ve sonuçlar masaya yatırılıyor. İki olayın birbirine yakın tarihlerde olması ibret alınacak başka sonuçları da gündeme getirdi. Akla şu soru geldi: Bu nasıl bir savaş?
dogru-yol-uzerine

Doğru Yol Üzerine

22 Aralık 2014
1.5K views
27 mins read
Bu yazı temel olarak inanç kavramını tartışıyor. Konu, insan bilinci ve bilinçlenmesi bağlamında işlenecektir. Asıl üzerinde durduğum, çok boyutlu gelişen, bu nedenle tartışmaya açık içerikleri olan, bilinç sisteminde insanın kendince doğru yolu bulabilme arayışıdır. Alt başlıklar: Özgürlük, İnanç, İman, Zan, İktidar, Bilinç Atmosferi, Kapsayıcı-Kuşatıcı Bilinç, Haberler, İnsan Bilinci, Bağlam. Özgürlük “Örneğin,” diyerek başladığımız açıklamaları düşünelim. Örneklemek, somutlaştırmaya doğru bir kapı açmaktır. Anlatımda bir adım daha ileri gidilmesidir. “Bana göre, inancıma göre, düşünceme göre…” dedikten sonra “örneğin” diye ilave etme ihtiyacı duyulur. Bir örnek vermeden, doğrudan olay ve içinde geçen ifadeler söylendiğinde ne anlaşılır? Bu bir olgu olarak işlem görüldüğü anda,
maksatli-aforizmalar-v

Maksatlı Aforizmalar (V)

12 Aralık 2014
1.1K views
7 mins read
Yalanım yok! Bu aforizmaları aklımın köşesinde beliren resimli ögeleri düşünerek yazıyorum, saf camın aklıyla, iç ve dışbükeysiz. Böyle yansıyor kağıda sözcükler; belki maksatlı, belki saklı… Düşünceme göre bu aforizmalar insan yaşamı için bir kan damarı! Nedendir bilmem, böyle demek geçti içimden. Bir tıkanıklık durdurur akışı!.. Daha canlı ironiler var elbette. Ama “an” için bunlar gerekli! Bu an için elzem, yalnız kanla ilgili olandır; kanla, damarla, kalple… Durduruyor bizi aklımızın önündeki! Bildiklerimizden zarara gördüğümüz bir dünyada yaşıyoruz. Sürekli tekrarlamak mı zararlı? Politik insana İnsan politik varlıktır, nefsi olduğundan ötürü. Doğallıkla dışavurur, tepki verir, ifade eder; algısıyla, sezgisiyle, tarzıyla, bilinciyle, yöntemiyle, önceliğiyle,
demokrasi-dersi

Demokrasi Dersi

9 Aralık 2014
1.4K views
6 mins read
Kanadalı meşhur “aktivist” Profesör David McNally’nin tezini[1] okuyorum. David bu dünyanın küreselleşme ve kapitalist gidişine dikkat çekiyor ve “Başka bir dünya mümkün” diyor. Çok merak ediyorum, çünkü ben de yaşanan eşitsizlikleri ve sıkıntıları inceleyerek, acaba bir çözüm var mı diye düşünenlerdenim. İlk, David’in bir çözümü olabileceğini düşünüyordum, yakın zamanlarda dünya çapında gerçekleşen çok önemli ayaklanma ve gösterilere ilham veren bu düşünce önderinden bir şeyler öğrenebileceğimi umuyordum. Ne yalan söyleyeyim, beni hayal kırıklığına uğrattı. Tezinin özünde kapitalizmin panzehrinin demokrasi olduğuna işaret ediyor. Obur kapitalizm öyle son asrın büyüttüğü bir şey değil, neredeyse insanlıkla yaşıt. MÖ 600’lerde o zamanın Yunanlıları demokrasi dedikleri
ustun-iradeli-insan

Üstün İradeli İnsan

21 Mayıs 2014
2.2K views
15 mins read
Toplumumuza dair ana sorunları tartışıyoruz. Buraya kadar bazı teşhisler yaptık. Önce “Binyılcı Düşüncenin Türkiye’ye etkileri” konusunda bir tartışmamız vardı. Burada bir “algı-gerçeklik” sorununa dikkat çekmiştim.[1] Takiben, “Onurlu Olmak” ile ilgili konuya değindik.[2] Sonra, “ezbercilik” sorun sahası üzerinde durduk.[3] Bunu halletmek ve yaratıcı akla yönelmek gerektiği noktasında olduğumuzu düşündük. Daha sonra günümüzün “amatör” bakışının farklarını belirginleştirdik, amatörlük yapmanın mahzurlarını işaret ettik.[4] Şimdi de “bilmek” ile ilgili yansımaları düşüncelerimizin içine dahil edeceğiz. Üstün İrade, Bilgi, Cehalet, Düşünce ve Zan konularına değineceğiz. Bütün bunlar bizleri şu sorunun cevabına ulaştıracak: “Gerçekten biliyor muyuz, yoksa ne?..” Bütün bunları bilmeyen veya bilmeye kendini kapatan için inceliyoruz,
dogru-yol-tutmak

Doğru Yol Tutmak

18 Mayıs 2014
1.4K views
15 mins read
Sorun Son dönemde yaşananlara karşın milletin verdiği reflekslere bakarak bir hayli karamsarlık yaşadım. Çünkü doğru düşünme, yorumlama ve karar verme, ileri görme, planlama, sağlam iş üretme ve sorumluluk duyma gibi konularda derin sorunların varlığı gün yüzüne çıktı. Doğru konuşmasını, tartışmasını, aklı kullanmayı ve ilerlemeyi esas almayan ve işin kötüsü bu işin önemini fark edemeyen bir sorun sahası, beni oldukça rahatsız etti. Böyle olduğunu düşünmeyenler ise temelde ayrışmacılığı isteyenlerdir ve sonuç daha karamsar bir mecraya kayar; anlayışlarda bölünme ve davranışlarda çatışma!.. Kendime göre bir plan yaptım. Bazı temel konuları tekrar edeceğim ama en baştan irdelemekte yarar gördüm. Bu kapsamda ilk olarak
terorizmin-gelecegi

Terörizmin Geleceği

10 Mayıs 2014
1.4K views
7 mins read
New York City Üniversitesi Teorik Fizik Profesörü Dr. Michio Kaku’nun “Geleceğin Fiziği” isimli eserini okuyorum. Konu, yakın (2030’a kadar), orta (2030-2070) ve uzak (2070-2100) dönemlerde yaşam tarzlarında meydana gelebilecek değişimleri açıklamak üzerinedir. Kitabın sorguladığı şu: 2100 yılına kadar bilim insanlığın kaderini ve günlük yaşamımızı nasıl şekillendirecek? Kitabın bir bölümü İnsanlığın Geleceği’nde “Terörizm ve Diktatörlükler” başlığının altında takıldım kaldım. Başta şahsi değerlendirmemi ifade edeyim, Dr. Kaku’nun anlattıklarından çok istifade ettim, ileriki günlük yaşamın pratiğini bizlere çok iyi anlatmış ve kitapta katıldığım çok konu var. Ama takıldığım nokta hariç! Dr. Kaku şöyle diyor: “Yirmi birinci yüzyılda yaşamaktansa bin yıl geriye, on birinci
varlik-paradsiz-olmaz

Varlık Paradsız Olmaz

22 Nisan 2014
1.2K views
5 mins read
Parada dair çok şey söylemek mümkün. Ben bir kenarından yaklaşacağım, kenarın ise sadece bir noktasından. İnsan merkezli olmak zorundayım, çünkü ben de insanım. Zehre karşı insan panzehir üretti. Uçağı icat eden insan uçaksavarı da icat etti. Bilgisayar programlarının içine Truva atları, böcekler veya solucanlar bulup koydu. İşler tıpkı haşerelere karşı aerosollerin var olması gibiydi. Savaş ve barış için çok şey yapılmaktaydı. Kurmak ve yıkmak salt insanın işi gibi algılanıyordu. İnsan gülerken de ağlarken de aynı yüz ifadesiyle görülüyordu. İnsan deney yaparken karşıtlıkları yazdı, kutupları inceledi, artı-eksi üzerine düşündü durdu. İnsan çalışkanlıkla tembelliği geliştiriyordu, çünkü her ikisine de yatkındı. İnsan sağına
ana-dalgalar

Ana Dalgalar

20 Nisan 2014
1.9K views
16 mins read
Dalgalarla ilgili bir çalışma yapacağız. Düşünceme göre yakın dönemde olanların özetine bakılırsa iki ana dalga var. Biri “Fransız Devrimi” ile meydana gelen, diğeri ise “Bilişim Devrimi” ile. Aralardakiler asıl olanın ve dirençlerin etkisiyle meydana gelenlerin gösterdikleridir. Şöyle açıklayayım: Tablo-1’de iki eksen var, dikey olan belirgin değişimleri, yatay ise çoğunlukla görebildiğimiz gibi zaman. 1789 Fransız Devrimi’ne dayalı gelişmelere “Politik Devrim” adını verdim. Ana dalganın birincisi budur. Yetmişli yıllarda adını alan Silikon Vadisi, 1980’e gelindiğinde şu anki işlevine profesyonelce adım atmıştı. Böylelikle “Dijital Devrim” olarak bilinen gelişmelere tanık olduk. Kapitalizm ve küreselleşme ile bir örgü içine girmesine bağlı olarak 2. Ana Dalganın adı
ahlak-konulu-bir-tartisma

Ahlak Konulu Bir Tartışma

14 Nisan 2014
1.1K views
3 mins read
Bir pencere, profesörler, yazarlar, tüketilen saatler ve konu “ahlak”. Etrafta ahlaksızlık diz boyu, cehalet almış yürümüş; hesapta bir yarar olsun diye tartışılıyor; ama programın sonucu kocaman bir sıfır. Bu sonucu pencereyi kapatırken sorumlu da ikrar ediyor. Ben kendime göre sonuçlar çıkardım. Ama bizler ahlak konusunu tartışmaktan bile çok uzaklara düşmüşüz. Aklımız paramparça, toplumsal değerlerimiz yoz!.. Zannediyoruz ki yönetsel konuları düzenleyince ahlak da kendiliğinden düzelir. Yani kendi yapacağımızı bir kenarda tutuyoruz. Ahlak bireyden, onun da nefsinden itibaren önem kazanır. Nerede o iraden ey Ademoğlu? Neyin sınavı bu? Başkasının mı, sistemlerin mi? Kurtulamazsın! Nefs konusunu çözümleyememişler, insan olmayı anlayamamışlar ama bir şekilde

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA