Toplum - Page 5

insanligin-stratejileri 5.7K views
29 Nisan 2014

İnsanlığın Stratejileri

Serüvene kara, deniz ve hava stratejileri ile başlayacağız. Bu konularda öne çıkan stratejistleri hatırlayacağız. Yeni egemenlik stratejisine geçiş aşamasındaki karmaşayı tartışacağız. 2030’ların stratejisini açıklayacağız. Stratejist Yaklaşımı Asıl kara stratejistleri Türkler idi. Neredeyse Pasifikten Atlantik’e kadar at sürdüler. Ancak belirgin bir kara stratejisi yazıp bırakmadılar,
onurlu-olmak 5.1K views
6 Mayıs 2014

Onurlu Olmak

Bu yazı FETÖ’cülerin mesihçi aklına karşı, hatta bu doğrultuda giderek mankurtlaşan (sözde)
kultur 2.9K views
1 Ekim 2014

Kültür

İnsan doğal (natural) ve kültürlü (cultural) bir varlıktır. Giyinen, yemek pişiren, süslenen,
kent-yasami-ve-biz 2.4K views

Kent Yaşamı ve Biz

2 Aralık 2013
2.4K views
10 mins read
Bizler liberal kapitalist demokratik bir sistemle, başka toplumlarla entegre, daha çok kentlerde yaşam süren insanlarız. Baskın küresel yapının gereklerini yerine getirebiliyoruz. Giderek nüfus artıyor, kentler kalabalıklaşıyor, paranın her şeyin önünde koşmasını isteyenlerin sayısı artıyor… Kentler bizi boğmadan, birer savaş alanı olmadan, yeterince zaman önce gerekli tedbirleri alabilecek miyiz? Bir adım daha ileri gidip sormak istiyorum: Bu sinir, kibir, vurdumduymazlık, çıkarcılık, biraz da düşüncesizlik daha da artarsa, çok mu mutlu olacağız? Yaşıyorsak başka çaresi yok! Eğer gidişat kentlere yığılmaya yöneldiyse, sorunlar daha da karmaşık hale gelecekse, tedbirlerimiz, projelerimiz yeterli mi? Haletiruhiyemiz nasıl? Şu ankinden başka seçeneklerimiz ve hayallerimiz varsa, neden işe
mutluluk-kenti-icin-meykirlik-sanati 1.2K views

Mutluluk Kenti İçin “Meykırlık Sanatı”

13 Kasım 2013
1.2K views
13 mins read
İnsanlara aynı türden bir hayal işlemek mümkün mü? Magazinde yer alan kentleşmekle ilgili albenili görsellerin amacı nedir? Size, “Mutluluk için para kazanmanız gerekiyor, bununla refah ve güvenlik içinde olacaksınız…” denmesi yeterli geliyor mu? İdealinizde neler var? Rantla geçinen mi, yoksa sorumluluk içinde yaşayan bilinçli biri olmak mı? Bu tür sorulara “meykırlık sanatı” ironisiyle açıklık getireceğiz. Kente Dair Meykırlık Sanatı Tarihsel algıda insanlar için kent bir ülkedir. Toplumla bazen kent bazen ise ülke devletleri kurmuştur. İleride nasıl bir yapıya girileceğini değişik vesilelerle irdelemekteyim. Antik anlatımlarda filozoflar, “Bu kent…” der ve bilgece konuşmalar yaparlardı. Şimdinin insanı daha çok politikacıların ve medyanın işbirliğiyle
her-sey-cocuklar-icin-degil-mi 885 views

Her şey çocuklar için değil mi?

31 Ekim 2013
885 views
10 mins read
Gözümüz gibi baktığımız çocuklarımız tam da gözümüzün önündeler! Farkındayız değil mi? Yoksa “Çağın gereği neyse o olur!” düşüncesine kapılıp, daha çok kendi işlerimize mi öncelik veriyoruz? Sorumlulukların en büyüğü çocuklarımız üstündeki olandır. Çocuklarımız hakkında hemen yakın plandaki konuları inceleyerek biraz dertleşelim, ne dersiniz? Değişen Çağ Yaşamlarımız dünyanın değişim süreçlerine bağlı olarak istemediğimiz, bir türlü disiplin altına alamadığımız bir biçimde gelişmiş olabilir. Olanların önüne sistemsel ve toplumsal geçilemiyorsa özveriyle ve bireysel olarak geçmek aslında bir vazifedir. Bu ise muttaki tavrıdır. Hiç şüphesiz kendi şartlarının bilinciyle ve güçlükleriyle dolu olarak ebeveynlerimiz ellerinden geleni yaptılar. Peki, şimdi biz gerekeni yapabiliyor muyuz? Eğer çağımız
hukuk-mu-politika-mi-tugyan-mi-muttaki-mi 1.4K views

Hukuk mu, politika mı; tuğyan mı, muttaki mi?

19 Ekim 2013
1.4K views
7 mins read
İnsanlık tarihinde en çok bilinen hak, adalet, hukuk ve politika kavramları; Habil ve Kabil olarak bilinen şahsiyetler; tuğyan ve muttaki olarak öne çıkarmaya gayret ettiğim nitelemeleri birlikte değerlendireceğiz. Bu yalnızca belirgin somutluklardan hareketle atılmış bir düşünce turu mahiyetindedir. İlahi adalet çok başka bir şey Temelde “ilahi adalet” ile “insan elinden çıkan adaleti” ayırmak, aynı zamanda “adalet” kavramının insanlık tarafından olası istismarını engellemek için gerekli bir önlemdir. İlahi adaletin ve mülkün sınırları, ölçüsü ve kanunları malumdur. Bu anlayıştaki düşünce sistemleri insana adaletin ideal formunu da yansıtır.  Vaktiyle bazı hükümdarlar ve krallar kendilerini ilahi misyonun odağında görmeleri ve adaleti tesis etmekten sorumlu
biz-demekten-kastedilen-ulus-ise-simdi-sirada-ne-var 1.1K views

“Biz” demekten kastedilen ulus ise şimdi sırada ne var?

17 Ekim 2013
1.1K views
24 mins read
Günümüzde bazı kavramlar diğerlerinden daha fazla tartışılmaya başlamıştır. Hatta tartışılmaz denilenler bile bunlara dâhil edilmektedir. Devlet, demokrasi, ulus, kapitalizm, liberalizm… Biz burada sadece ulus konusunu tartışacağız. Geçmişine ve geleceğine dair fikirler üreteceğiz. Çünkü Avrupalının “biz” demesiyle ortaya çıkan bu kavram şimdinin “biz” anlayışıyla aynı mı, incelememiz gerekmektedir.  Giriş Biz kimiz? Biz kimsek oyuz. Bize bizden başkasının yararı olmaz. Biz kendi idaremizi oluşturalım… Biz üstün insan mıyız? Biz sıradan bir varlık mıyız? Vatandaş mıyız, ümmet miyiz, ulus mu, toplum muyuz, kitle mi?.. Anladım! Biz kendi kimliğimizi belirlerken koyacağımız tanım dahi bir diğerine bakarak olmalı! O kendine ne dediyse, bakıp ben de
hayirseverligin-gelecegi 888 views

Hayırseverliğin Geleceği

11 Ekim 2013
888 views
6 mins read
İnsanlığın iyi bildiği bir kavram: Hayırseverlik (Philanthropy). Hatta hayırseverlik ezelidir ve anlam olarak insanlıkla ve insanı sevmekle eşanlamlı tutulur. Çünkü her ne olursa olsun insan üstün bir varlıktır. İnsana yakın olmak, halini görmek ve anlamak, derdine ortak olmak, yardım etmek, bağış yapmak, kalkındırmak, sevmek, empati yapmak gibi konular hayırseverlikle değerlendirilir. Hayırseverlik ve hayır işleri toplumların doğrudan refah ve güvenliğiyle ilgili görülmez. Çünkü insanın diğerine yardımı fiziken mümkün değilse bile, kalben gerçekleşmesi dahi yarar sağlar. “Biz çok hayırseveriz…” diye böbürlenmek, işin içine “kibir” girdiğinden pek sevilmez. Bir kere hayırseverliğin azı çoğu olmaz. Hele bir de yapılan hayrın övünme ve çıkar sağlama
olanlar-uzerine-bir-beyin-firtinasi 944 views

“Olanlar” üzerine bir beyin fırtınası

10 Ekim 2013
944 views
10 mins read
Sizlere sırasıyla; esas olanı, yanlış olanı, ardından doğru olanı, kişisel olanı, akıllı olanı, başa gelecek olanı, özde olanı, muttaki olanı ve sonuçta gerekli olanı takdim edeceğim. Böylelikle bir beyin fırtınası yapma sürecimiz gerçekleşmiş olacak. Kişiye, topluma ve politikaya ayrı ayrı odaklanalım. Çağdaş, pratik ve mantık süzgeciyle düşünelim. Sadece kendimizin girebileceği bir kapının arkasına değil, öncelikli olan sorumluluğumuza dair bir tespit yapacağız. Hatta bir ders çıkaracağız. Esas olan Öncelikle anlatılmak istenen şudur: Şimdi’nin değerini hakkı bilerek vermek ve alanımızda sorumlu davranmaktır. Ancak önemli bir konu daha var. Örneğin 2050’lere gelindiğinde torunlarımızın daha adil ve sorumlu bir tavırla insanlığa ve dünyasına yararlı
isyerinde-bulunmak 754 views

İşyerinde Bulunmak

1 Ekim 2013
754 views
2 mins read
Çalışma ahlakı konusu üzerinde duruyoruz. Bir işyerinde “bulunmayı” iş kabul eden bir toplum olmanın zararının gelecek nesillere aktarıldığının bilincinde miyiz? Bulunmak! Toplumumuzda kadroların nasıl doldurulduğunu biliyoruz. Çeşitli nedenlerle bir yerlerdeyiz. Aslında çalışmak için bir işyeri bulduysak şanslıyız. Hatta torpille veya kayırmacılıkla neler yapmak istendiği de ayrı bir ahlaki konu. Çağımızın sorunlarından biri de işsizlik. Fakat iş bulmak bu kadar önemliyken işimizin gereği, maaş aldığımız işte ne derece üretkeniz? Eğer üretmiyor ve sadece orada bulunuyorsak, o bir iş sahibi olmak mıdır? Çalışmak mıdır? Ahlaken ve vicdanen rahat olabiliyor muyuz? Çeşitli mazeretler bulup, kendimizi haklı görüp, önce kendimizi, sonra geleceğimizi mi kandırıyoruz?
buyuksehir-devrimi 862 views

Büyükşehir Devrimi

1 Ekim 2013
862 views
3 mins read
Brookings Enstitüsü Yayını olan bir kitap[i] büyükşehirlerin (metropollerin) yaşama olan etkisini inceliyor. Kitap Amerika ile ilgili bir araştırmadır. İçinde yaşadığımız büyükşehirlerin yaşamımızı ne denli değiştirdiğinin farkında mıyız? Kendi bakış açımızla neler yapılmalı, bunları gözden geçirelim. Kaç çeşit devrim var bilmiyorum. Kendiliğinden, zorlamayla, etkili, etkisiz, doğru, yanlış… Ancak kentleşmenin insan üzerine etkisini ön plana çıkarttığımıza göre bu yöndeki değişimlere ait açıklamaları da doğallığıyla kabul edebiliriz. Özellikle metropollerde (büyükşehir) olup bitenler kent algısının en karmaşık ve yoğun hissedildiği bir coğrafyadır. Diğer yandan Amerika’da olanlar dünyanın diğer yerlerinde de olmaktadır. Düşünceme göre küreselleşme ulus devletleri işlevsizleştirirken içinde kim yaşarsa yaşasın metropolleri öne çıkararak
toplu-tasima-vasitasinda-yer-vermek-neden-o-kadar-onemli 865 views

Toplu taşıma vasıtasında yer vermek neden o kadar önemli?

1 Ekim 2013
865 views
2 mins read
Kent kültürünün kendine bağlı kuralları var. Basit ama gerekli olan kurallar aynı zamanda birey ve toplumun uyumlu, özverili ve sağlıklı olmasının da harcıdır. Hava buz gibiydi. Karanlık basalı bir saati geçti. Herkes evine gitmek için toplu taşıma vasıtalarına saldırıyor. Belki bunu da kaçırırsa yaşlı adam en az bir saat sonra gelecek otobüsü yakalayabilecek. Elinde akşam ailecek yiyecekleri mandalinalar var. Vaktiyle evine ulaşsa da çocukları uyumadan onları görebilse ve götürdüğü mandalinaları önlerine koyabilse… Neyse bir kargaşa içinde gelen otobüse binebildi. Yolculuğu iyi şartlarda bir saat kadar sürecek. Otobüsün içi hınca hınç dolmuş durumda. Kalabalıktan değil mandalina paketini kendini bile koruyamıyor. Mandalinaların

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA