Demokrasi - Page 17

8 Ekim 2021

Kırılma Cilt I

Bu bir kitap olacak. Bu günü gününe tutulan notların birikimi ile gerçekleşecek. Geçenlerde bir twit attım ve ne dedim biliyor musunuz? Yazar adaylarına, günlük tutar gibi olanları not edin, bir ay sonra iki ciltlik eser sahibisiniz! Evet, böyle olduğunu size bizzat göstereceğim. Kitabın adını
kuresel-yonetim-fikri
24 Nisan 2020

Küresel Yönetim Fikri

Uluslararası sistem mi, yoksa küreselleşme mi? "Küresel Yönetim" fikri nedir, detaylarında neler
merkezcilik
1 Ekim 2013

Merkezcilik

İnsanlık için yönlerin önemi sürekli bir anlam taşımaktadır. Ayrıca dünyanın yuvarlak olması
dunya-bankasi-kizlarin-egitimi-projesi-ve-turkiyedeki-durum

Dünya Bankası Kızların Eğitimi Projesi ve Türkiye’deki Durum

13 Nisan 2016
1.6K views
6 mins read
Dünya Bankası kız çocuğunun okuması için projeyi yürürlüğe koydu. ABD First Lady’si iki kız annesi Michelle Obama bu projeyi destekledi ve “Olay çok açık; şimdi kızlar için yatırım yapma zamanı!” mesajını verdi. Daha çok Afrika ve Güney Asya’daki kız çocuklarını kapsayan proje için Dünya Bankası’nın harcayacağı para 2,5 milyar USD olacak. Buna ilave olarak yetkililer bu projeyi destekleyecek ve kendilerince yeni projeler yapacak serbest girişimciler ve hükümetler sayesinde katkının çok daha da fazla olacağını beklemekteler. Dünya Bankası yetkilileri uzun vadede bu projenin dünyadaki büyümeye %18 daha fazla getirisi olacak bir girişim olduğunu açıkladılar. Hatırlanacağı gibi konu ile ilgili önceki yıllarda
partizanlik-partililik-ve-ileri-demokrasi-formulu

Partizanlık, Partililik ve İleri Demokrasi Formülü

13 Nisan 2016
1.1K views
5 mins read
Ülke ve toplum bağlamında yapıcı olmak, süre alan yapısal konuları doğru inşa etmek önemlidir. Demokrasilerde parti, seçim ve irade beyanı esastır. Bunu hakkınca yapmak gerekir, güven telkin etmek, bireysel ve kısa süreli çabalara değil, sisteme ve işletimine inanmak gerekir. Bu çerçevede genel bir partizanlık eleştirisini yapalım, en sonda ileri, tam, asıl (virtual) demokrasi için şablon kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Türkiye için aranan konu da budur.
aksi

AKSİ

8 Nisan 2016
900 views
6 mins read
Sizlere son yarım asırda yaşadıklarımızı çok basit formülle açıklayacağım. Buna kısaca “AKSİ” dedim, yazının ilerleyen safhalarında açılımını göreceksiniz. Temel olarak kapitalizm ile ahlaklı olmak arasında süren kıyasıya mücadeleyi anlatmaya çalışacağım. Yaşamda neler değişebilir, neler daha az değişmek zorundadır? Belki bu soruya bu bakış açısıyla daha doğru cevaplar bulma şansını bulabileceğiz. En basit şekliyle kapitalizm, kapitali artıracak her ne varsa, onu kendi içinde normallikle kabul eden, onunla var olan ve sürekli beslenen bir sistemdir. Eğer konu kapitalizm ise bazı sınırlamaları öne çıkarmak mümkün değildir, bu kapitalizmin dışında, tamamen başka bir konuda konuşmak anlamına gelir. Sınırlamalar çok kapsamlıdır. Sosyal ve siyasal olabileceği
bugunku-politika-algisi-ve-derin-sorular-nasil-dik-duracagiz

Bugünkü Politika Algısı ve Derin Sorular: Nasıl Dik Duracağız?

2 Nisan 2016
1.2K views
6 mins read
Basit bir yazı yazacağım: Bugünkü Türkiye’nin küresel vizyonuna ve iktidara ideoloji alt tabanı üzerine bir yazı. Size gerçekçi bir dik duruş için hatırlatmalar yapacağım. Nasıl mı? “Derin” televizyon programlarına ve “dip” köşe yazılarına bakın, “sırlar” veren kitapları okuyun, dünya literatürünün “binyılcılık” (millennialism) olarak bildiği konu bugün Türkiye’ye örülmüş durumda. Binyılcılığın karşılığını kültürümüzde Dar-ül Harp tanımında bulabiliriz. Başta bazı okullar, kurslar, dernekler veya eski usul inanç merkezleri tarafından genç kuşakların eğitimleri de bu yönde yapılmakta. Buna dönük bir toplum yaratılmakta. Bu toplum bazı şeylere açık, bazı şeylere kapalı, adı belli bir ideolojiyle yürütülen bir mücadelede.
dokunulmazlik-hdp-politika-kulturu-ve-isabetsizlik

Dokunulmazlık, HDP, Politika Kültürü ve İsabetsizlik

10 Mart 2016
891 views
3 mins read
Politikacıların dokunulmazlıklarını ele alan fezlekelerle ilgili gündemi işgal eden konuyu daha ziyade HDP konusu üzerinden ve başka bir açıdan ele alacağım. HDP kapsamında gündemi işgal eden konular tartışılıyor. Dokunulmazlığın, “kürsü dokunulmazlığı” şeklinde ele alınması hususu önde geliyor. Diğer dokunulmazlıklar ise kısıtlanacağa benziyor. HDP’nin bir kitle partisi olmadığı veya olamayacağı, ayrıca hem Kandil hem de halk nazarında itibar kaybettiği de tartışılıyor. Bazıları, Selo’nun (Eş-başkan Selahattin Demirtaş) saz çalmasını neden alkışladık ki, diyor.
vergi-sorunu

Vergi Sorunu

19 Şubat 2016
1.4K views
14 mins read
Yakın zamanda gördük ki, hayvan üreticileri et fiyatlarının düşmesi için devlete açık bir mesaj verdiler. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu Başkanı Kopuz, “Ette KDV oranının ve canlı hayvan ithalatından alınan yüzde 15 verginin yüzde 1’e düşürülmesiyle etin fiyatını 6 lira aşağı çekebiliriz,” dedi. Buradan şunu anlıyoruz; tarım ve hayvancılık ile milletin yediği içtiği devlet eliyle bir yandan pahalandırılıyor, diğer yandan ilgili sektörlerin zorlanmasına sebep oluyor. Bu iş ilkel dönemlerdeki bir uygulamadır. Vatandaşın 100 hayvanı var ve devlet 15 tanesi benim diyor. Bugün böyle bir anlayış geçerli olabilir mi? Dolayısıyla şu vergi işini bir kez daha masaya yatırmak istedim.
degisimin-kulturu

Değişimin Kültürü

1 Şubat 2016
1K views
14 mins read
Değişimle ilgili çalışma yapanların en fazla verdikleri örnekler hava durumu üzerine olmaktadır. Atmosfer! İçinde yaşarız, başımızı kaldırınca olup bitenin bir kesimini izleyebiliriz, yaşam boyu yağmurlarda, fırtınalardan bazı şeyler öğreniriz, tecrübemiz olur, hakkında konuşuruz, istatistikler tutarız, ama yine de bazı detaylarda tereddüt ederiz. İklim şartları ve hakim karakter genel olarak bellidir. Hava şartlarına dair bilgi alabilmek için sayısız cihaz ve personel çaba içindedir. Güneşin patlamalarını bile takip ederiz. Yine de bir dakika sonra ne olacağı hakkında pek emin konuşamayız. Hava durumu değişir ve sorarız: Ne oldu da değişti? Kültür de böyle! Kültür böyle bir şey ise “değişimin kültürü” bahsini nasıl açıklayacağız?

Davos ve Dördüncü Sanayi Devrimi

21 Ocak 2016
1.6K views
6 mins read
Daha ziyade ekonomi başlıklı küresel ilerlemelerin hazmedilmesi ve yeni kavramlara dayalı model belirleme süreçlerine ev sahipliği yapan Davos, Dünya Ekonomik Forumu’nun (World Economic Forum-WEF) bu yılki başlığı Dördüncü Sanayi Devrimi. İsviçre’nin bu güzel beldesi dünyanın önde giden kişilerini ağırlıyor. Spekülasyonlar ve tepkiler bir yana, Davos’un bu yılki toplantısı için belirtilen bu temel başlık doğru mudur? Başlık başka bir ifadeyle nasıl anlaşılmalıdır? Şöyle soralım: Yaşanan bu değişim nedir, insanlığa neler getirir ve bütün bu değişim süreçleri nasıl yönetilir? Eğer bir fert olarak karşımda duran bir gerçek ise benim de asıl merak ettiğim bu: Durum nedir? Davos’ta konuşanlar, el sıkışanlar, kapitalizm veya
ortadoguda-sii-sunni-gerginligi-ve-turkiye

Ortadoğu’da Şii-Sünni Gerginliği ve Türkiye

7 Ocak 2016
1.8K views
8 mins read
Suudi Arabistan’da idam edilen Şeyh Ayetullah Nimr Al-Nimr’den dolayı İran, Suudi Arabistan ve diğer bölge ülkelerinin gerilimi tırmandıran türden tarafgirlikleri bir hayli dikkat çekti. Olayı uluslararası ilişkiler boyutunda görenler de var, Ortadoğu’daki mezhep savaşı bağlamında görenler de. Peki, kimler kazanıyor, kimler kaybediyor? Buna cevabımız var mı? Türkiye ne yapmalı, Ortadoğu’daki bu tür konulara nasıl bakmalı? Yazının sonunda bunlara değineceğim. Sonucu belli ama geniş bir analiz olacak… Ortadoğu demokrasinin lüks kabul edildiği bir coğrafyadır. Arabistan’da kral, İran’da imamlar hakim konumdadır. Örneğin bir başka önemli ülke Mısır, belki de demokrasi kültürünü geliştirmeye bir fırsat bulacakken askeri darbe ile başka bir politik potaya
pozitif-hukukun-esitligi

Pozitif Hukukun Eşitliği

2 Ocak 2016
1.2K views
4 mins read
İleri demokraside hukuksal eşitsizlik olamaz. Bu bir temel prensiptir. Bu prensibin pratikte başka bir yansıması var. Bundan söz edeceğim. İleri demokraside pozitif-hukuk kavramı esas alınır. Devlet-birey, birey-birey arasındaki hukuki ilişkiler eşitlikçi şekilde güvence altındadır, biri diğerine hukukun baskısını hissettirerek avantaj elde edemez. Örneğin Amerikan hukuk sisteminde yargıçlar ve yüksek mahkeme bu tür konuları usul olarak yürürlükte tutmaktadır. Bizden basit örnekler verelim. Birey daha devlet kapısına müracaat etmesini, nasıl hak arayacağını, şikayetini ne şekilde ifade ederse kazanacağını, uğradığı haksızlığın altından nasıl kalkacağını bilmez. Diyelim biliyor, müracaatını başlattı, sürecin ne şekilde ilerlemesi gerektiğini bilemeyebilir, müdahale edilmesi gereken noktalarda üstüne düşeni yapamadığından davası
1 15 16 17 18 19 22

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA