Strateji - Page 18

15.1K views
8 Ekim 2021

Kırılma Cilt I

Bu bir kitap olacak. Bu günü gününe tutulan notların birikimi ile gerçekleşecek. Geçenlerde bir twit attım ve ne dedim biliyor musunuz? Yazar adaylarına, günlük tutar gibi olanları not edin, bir ay sonra iki ciltlik eser sahibisiniz! Evet, böyle olduğunu size bizzat göstereceğim. Kitabın adını
freudcu-insanin-yanilsamasi 2.4K views

Freudcu İnsanın Yanılsaması

14 Mart 2014
2.4K views
5 mins read
Farklı bir bakış açısıyla Sigmund Freud üzerinden insanlığı ve dini okuma, Wendy Brown üzerinden Batı kültürünün sosyo-politik yanılsamasını ele alacağım. Eğer Freud’un insana ve dine ilişkin yaklaşımlarını neandarthalları düşünerek yaptığını duysanız ne düşünürsünüz? Dahası var: Bence insan Freud veya Darwin gibi düşünürse ancak modern (homo sapiens) kalır, Sahih İslami görüşü benimserse Kainata dair bir Halifeliğe aday olur. Bakın şöyle!.. Freud’a göre dini insan icat etti. Bu bir hata değil yanılsamaydı. Bir Yanılsamanın Geleceği[1] isimli kitabında Freud, insanın dini nasıl bulduğunu açıklamaktadır. İslam ile diğer inançlar arasında önemli bir fark vardır. Bu ayrımı Kuramsal Muttakilik[2] isimli yazımda açıklamıştım. Temel olarak; Batı
yurutme-erki 2.2K views

Yürütme Erki

28 Şubat 2014
2.2K views
12 mins read
Genel Bilindiği gibi demokrasilerde yasama, yürütme ve yargı erklerinin bulunduğu ifade edilir. Türkiye’ye bakarak yürütme konularına giren bazı sorunları, seçilen yolları ve belli alanlarda nasıl sonuçlara ulaşabileceğimizi gözden geçireceğim. Yetmişli yıllardan günümüze, küreselden yerele, devletten kente ve bireye kadar bazı açılardan konuyu ele alacağım. İncelemede dördüncü güç olan medyayı bir tarafa koyacağım. Medya ayrı bir inceleme konusudur! Bu yazı size bir şablonmuş gibi sunulacaktır. Kolay bir formülü vardır. Sonuçta göreceksiniz ki bu şablonla siz; “Bu şekildeki bir yürütmenin başında olsam, kolay, ben de yönetirim,” diyebileceksiniz. Size hiç mali rakamlar, grafikler, mukayeseler vermeyeceğim. Basit bir mantık sırasıyla, zaten çoğunu bildiğimiz süreçlerdeki
stratejik-goz-kirpma 2.3K views

Stratejik Göz Kırpma

20 Ocak 2014
2.3K views
7 mins read
Amacım “Stratejik Göz Kırpma” deyimini kullanarak; politika, strateji, insan doğası, güç ve küreselleşme gibi kompleks konuları kolaylıkla birleştirebilmektir. Politik göz kırpmanın işletilenleri tarafından küreselleştirilen sahnesinde yerel halkın ve muttakinin yerini tayin etmektir. Göz Kırpmak “Göz kırpmak” insana özgü politik bir sinyal şeklidir.[1] İnsana özgüdür ve en iyi bilinenlerden olan bir tavırdır göz kırpmak. İnsanın politik özelliğe sahip bir varlık olduğunun belirgin bir kanıtıdır. “Kaş göz oynatmak” ise daha geniş bir deyimdir, konumuz değildir. Özne birey olur, devlet olur, şirket olur, örgüt olur, toplum lideri olur; dost olur, “dost gibi görünen” olur… Özneler birbirlerine çalım atarken göz kırpar, gizli kapaklı bir
stratejik-sabirlilik 1.5K views

Stratejik Sabırlılık

28 Aralık 2013
1.5K views
10 mins read
Sabretmek üzerine kültürel yaklaşımları ifade ettikten sonra, yönetsel erklerin düzlemindeki işlevlerini tartışacağız. Stratejik hataların analizini temel dokusal eksiklikleri işaret ederek yapacağız. Kargaşanın sahibi insancılar “İnsanlar ve İnsancılar” isimli kitabımda ifade ettiğim tanımla, “insancılar”ın inşa ettiği ve daha çok Batı kültürüne ait olan bir sistemin baskın etkisi altındayız. Değişik kültürlerin mensuplarınca, onun gibi ve ona karşı olmanın çelişkisini yaşayanların ortaya koyduğu yaşam tablosu, sadece kendilerine değil, aynı zamanda çevresine de zarar vermektedir. “Muttaki” isimli kitabımda yer alan aşağıdaki görsel (Tablo-1), esas olarak Batı kültürüne mensup insancıların ve onun etkisiyle kendi kültürlerini şekillendirmeye çalışanların yapısal durumunu ifade eder niteliktedir.  Tablo-1: Batı kültürünün
bireyin-gucu 1.2K views

Bireyin Gücü

11 Aralık 2013
1.2K views
9 mins read
Okuyucu Kime güveneceğiz? Bu sorunun cevabına bazı kavramların üzerinden giderek ulaşacağız. Saf Hüner, Görünür Strateji, Özel Yaşam, Güvenilir Rehber, Güven İklimi kavramlarını inceleyeceğiz. Sonuçta Bireyin Gücünü vurgulayacağız. Saf Hüner Biliniyordu… Söylenmişti… Yazılmıştı… Öteden beri söylenegelenlerin doğru çıktığını edebi şekilde açıklamak mı hüner, “Gerçek bu!” deyip insanların yüzüne öylece vurmak mı hüner? Hüner bilmek mi, haklı çıkmak mı; hüner edepsizleşmek mi, ukala olmak mı, kibirlilik mi, zalimlik mi; bütün savaşları kazanmak mı, en büyük imparator olmak mı; hüner Hitler’e mi, Gandi’ye mi benzemek, böylesi bir seçim yapmak gerekmez mi; yaşam herkesin kişisel hünerine mi muhtaç? Hüner ne? Bir şey bırakmak mı,
kuresel-sermaye-ulke-politikalari-ve-ustun-insan-gucu 1.4K views

Küresel Sermaye, Ülke Politikaları ve Üstün İnsan Gücü

14 Kasım 2013
1.4K views
9 mins read
Basit bir anlatımla başlayalım, herkesin elinde olmaya başlayan cihazların edinimiyle ilgili hesapla yola çıkalım. Buradan devlet işleyişi, bütçe uygulamaları, küresel sermayenin düzeni, insan gücü, liderlik, gelişme, politikalar ve erdemlerle ilgili konulara değinelim. Sonuçta da muttakinin görüşünü vurgulayalım. Göreceğiz ki bireysel gücün önemi her noktada kendini hissettiriyor. Teknolojiden Alınan Vergi Üretilmeyen ve tüketime konmayan her teknolojik üründen dolayı sayısız kaybın olduğunu devletten çok vatandaş bilmeli. Örneğin bir teknolojik ürünün üretildiği ülkede parakente satışı 1.000 $ olsun. Aynı ürünün örneğin ülkemizdeki satışının 4.000 TL olduğunu biliyoruz. Ürün satışı normal şartlardaki bir hesapla 3.000 TL’yi geçmemesi düşünülürken arada 1.000 TL’lik farkın olmasını neyin
bilim-ve-teknolojide-neredeyiz-ve-ne-yapiyoruz 1.6K views

Bilim ve teknolojide neredeyiz ve ne yapıyoruz?

23 Ekim 2013
1.6K views
6 mins read
Bilim ve teknolojinin baş döndüren hızı karşısında şaşkınlık duymamak elde değil! Bazı devletler bu konuda bir hayli yol aldılar. Küresel piyasalarda dönen hacmin büyük bir kısmını bu yolla elde ediyorlar ve yatırımlar bu alanlara giderek kayıyor. Ellerimizde, evlerimizde ve ofislerimizde olan ne varsa sanki bir bilim kurgu misali gelişiyor. Bu önemli konuda kendi konumumuzun bir değerlendirmesini yapmamız gerekiyor kanaatindeyim. Rakipler hangi noktadalar? Bu evrende gelişmeyen, değişmeyen bir şey göremedim. Siz gördünüz mü? Bilim kurgu denilen şey bile sürekli ileri gidiyor. Dünün kurgusu bugünün gerçeği… Demek ki “bilimle” ilgilenmek ve sürekli “kurmak” gerekiyor. Peki, bu işin yolu söylendiği kadar basit mi?
kuresel-degisim-ve-saf-insanin-sorumlulugu 1.3K views

Küresel Değişim ve Saf İnsanın Sorumluluğu

7 Ekim 2013
1.3K views
12 mins read
İnsanlık çaresizliğine bir isim mi arıyor? Olup bitene bakıldığında etrafımızı saran “kendi çalıp kendi söyleyen” türden baskın bir kültür mü var? Hatta bu olup biteni tüm insanlığa mı maledeceğiz? Suçlu ve masum kim? Zaten her şey değişim içinde de; bir de insanlık adına bir kesim inisiyatif alıp şartları belirliyor ve böylelikle düzen kendini değiştiriyor. İnsan çevresini bu değişime uydurmaya çalışıyor. Peki, kim ne tarafta? Yaşadığımız dünyada bildiği yolda gidenler de kendini yeni olarak tarif edenler de var. Bütün bunlara karşı, yolunu sürekli merkezde, yani doğruda tutan ve saf kalmayı başaranlar varsa, bu kesimin önlerindeki ev ödevleri neler? Anthropocene Dönem –
kavramsal-icgudu 910 views

Kavramsal İçgüdü

2 Ekim 2013
910 views
13 mins read
İnsan kavramlarla yaşayan bir canlılardır. Bilgi ve kendini ifade yeteneği ile birçok donanıma sahip olma gücü sayesinde insanın dışa vurumu kavramsal kökeniyle açıklanabilir. Ben buna “insanın kavramsal içgüdüsü” diyorum. Bilgi insana verilmiş bir güçtür. Edinimlerini de verili olanların üzerine inşa eder. İnsan bilmek ve bilgiyi yönetmekle olan kabiliyetiyle kendini ispat etmektedir. İspat etmeyi, bir şeye karşı olmaya değil, aslında bir şeye bağlı olmaya dönük okumak gerekir. Düşünceme göre iki tür kavram vardır. Birincisi benim “ilahi uyuma dayalı” dediğim, insanlık var olmadan önce de kâinatın sahip olduğu kültüre ilişkin kavramları kapsar. İkincisi ise “iradeli üstün insanın” atanması ile başlayan süreçte ortaya
1 16 17 18

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA