Vatan - Page 3

asker 7.5K views
29 Temmuz 2017

Asker

Burada “gerçek asker” ile ilgili bir yazı okuyacaksınız. Nasıl? Kendi kültürel değerlerimizle ilgili tartışmaları kapsayan, menfur terör girişimlerinin etkisinde kalan, politikaya alet edilme girişimleriyle bir başka sürece doğru çekilen… Süreçlerin ve jeopolitiğin etkisinde kalarak politikacılarca, medya mensuplarınca, hukukçularca konu çokça konuşuluyor, arada emekli askerlere
ermeni-soykirim-tasarisi-almanya-ve-tarihsel-muhasebe 1K views

Ermeni Soykırım Tasarısı, Almanya ve Tarihsel Muhasebe

3 Haziran 2016
1K views
5 mins read
Aklıma şu farazi soru gelmişti: Naziler Yahudileri katletmek için yaptığı tesislerin, araştırmaların, çabaların bütçesi ile kendine kurşun atan düşmanlarına başka bir cephe daha açabilecekken ve belki de savaşın kaderini değiştirebilecekken, neden o bütçeyi bu ırkı yok etme hayaline dönüştürdü, Yahudilerin kökünü kazıma düşüncesini neden daha önemli bir cephe olarak düşündü, neydi bu nefretin kökeni?
demokrasi-politika-paradoksu 840 views

Demokrasi-Politika Paradoksu

3 Mayıs 2016
840 views
6 mins read
Türkiye’de politika kızıştı, bu durumda demokrasi ilerler mi, geriler mi? Burada bir paradoks yaratıyor bu iki kavram; demokrasi ve politika. Birbiri için olan bu kavramların güncel Türkiye fotoğrafındaki anlamı ne? Ana hatlarıyla şimdi bunu inceleyelim beraberce. Sıkışma dönemleri başka büyük bir adımın habercisidir. Şimdi Türkiye’de bir takım politik sıkışmalar var gibi, bu nedenle duruma dikkatle bakmak gerekli. Çünkü milletçe demokrasiyi daha sağlam hale getirebilmek için çaba sarf edici düşünceler içine girecekken milli birlik ve beraberliği tartışma noktasına geldik. Bu kritik bir eşiktir. Neler var gündemde? 1) AK Parti içinde konuşulanlar var, Ahmet Davutoğlu’nun yetkileri kısıtlanılıyor diye. 2) MHP içinde değişim
hedefler-ve-endiseler 769 views

Hedefler ve Endişeler

7 Mart 2016
769 views
4 mins read
“Din elden gidiyor!..” “Vatan bölünüyor!..” “Hedef-2023: En gelişmiş 10 ülke arasına gireceğiz!..” Endişeler ve hedefler bu kadar da değil, ama ne demek istediğim anlaşılıyordur herhalde. Yakın döneme kadar Türkiye’nin çeperindeki tüm ülkelerle ekonomik ve diplomatik ilişkileri çok iyi düzeyde idi. Ama zaman ilişkileri çok boyutlu aşındırmışa benziyor; bu bizden mi kaynaklandı, muhataplardan mı, yoksa bilinmedik kulelerde yaşayan küresel güçlerin etkisiyle mi oldu? Soruların cevaplarını verirken hemen herkes farklı bir düşünce ifade edecektir; bu çok doğal. Bugün ülkede azımsanmayacak bir kesim büyük bir saldırıya uğranıldığını ve Kurtuluş Savaşı sonrası en büyük savaşın verildiğini düşünüyor veya mevcut gelişmelerden oluşan durum halka böyle
son-raddeye-gelmeden-cozmek 797 views

Son Raddeye Gelmeden Çözmek

16 Aralık 2015
797 views
5 mins read
İçte ve dışta önemli gelişmeler oluyor. Jeopolitik, iç politik, güvenlik, çatışmacı, sosyal ve ekonomik açılardan ardı sıra gelen sorunlara bakılırsa, bunlar Türkiye için zor günlerdir. Sanki Türkiye bir sırat köprüsünden daha geçiyor. Ahvale bakıp öncesinde yapılan hataları sıralayanlar ve çözüm sunanlardan çok eleştirenler çoğalır. Genel tepki kuralları böyle işler. Eğer süreç böylesi bir zorluklar tüneline girdiyse eleştiriciler her fırsatı değerlendireceklerdir. Doğaldır. Ancak kritikler ve dozları arttıkça gerginlikler de artar, bu kez yeni sorunlarla karşılaşılır.
stratejik-belirlilik 1.1K views

Stratejik Belirlilik

11 Temmuz 2015
1.1K views
13 mins read
Anlaşma olacakmış gibi işletilen süreçler taraflarca, “hep bir orta yol vardır,” iyi niyet ifadesiyle beslenir. Ama varılan noktada ayrışma bile bir doğal sonuç olabilir ve ayrışma anlaşma masasında imzaya açılabilir. Bu sonuç post-modern dünyanın sosyolojik evrilmesi şeklinde açıklanacak bir konudur. Temel yaklaşımın ötesinde Türkiye özelindeki değişmez düşüncem ayrışmak değil birleşmektir. Küresel dünyada güç oluşturarak gelişmek en doğru yaklaşım olacaktır. Dolayısıyla önce az da olsa tarihsel bir tahlille hafızalarımıza başvuralım ve politik-askeri süreçleri ön planda tutarak bir inceleme yapalım. Daha sonra sosyolojik konuda bir tespit yapabiliriz. Birinci Uluslaşma Dönemi Uluslaşma dönemlerini ikiye ayırmaktayım. Kendi içindeki dinamiklere bakıldığında bu dönemler çok farklı
kimler-yurtseverdir 765 views

Kimler Yurtseverdir?

7 Mayıs 2015
765 views
6 mins read
“Yurt” bütün kültürler için önemli bir sözcüktür, “yurtsever” sözcüğü de öyle, ama yüklenen anlamlarda farklar vardır, incelediğimiz konu bu farların bize yansımasıdır. Kim ne söylüyor ve neyi kastediyor? Farklı bir algı var mı? Kimlerin dilinde ne tür değişikliklerden söz edilebilir? Bu kavram politik açıdan ne amaçla sahipleniliyor? Bir sözcük orijinal haliyle kullanıldığında müşterek ve yalın bir anlam yüklemesinden söz edilir. Zaman içinde dil bilimiyle ilgilenenler bundan başka sözcükler üretirler. Aynı kökü kullanırlar, ses-benzeri sözcükler de türetirler veya bu durum halkın dile getirdikleri ile belirginleşebilir. Yine zaman içinde toplum, üretilen sözcüklerden ne kastedildiğini pek dikkate almadan, hatta bilincindeki köklü ifadeyi sahiplenerek
savas-anketi 1.8K views

Savaş Anketi

20 Ocak 2014
1.8K views
4 mins read
Savaş konusu konuşulduğunda uzun bir süre durup düşünülmeli. Kişisel fikrim böyle ama birilerinin, hem de kardeş olan Ademoğullarının savaş sözcüğünü kolayca dile getirebilmeleri büyük bir paradoks değil mi? Buradaki konu insanın var olma sebebine ters yapılan davranışları; yumuşak veya sert yaptırımları, sıcak ve soğuk savaşları, çatışma ve direnişleri, sanal ve gerçek olanları kapsar. Hepsinde bir aldatma, saldırma, kan, gözyaşı, bunalım, baskı var. İyi de; neden isteniyor bu kadar? Merak ediyorum, insanlar ne düşünüyor. Gelin basit bir anket uygulayalım. Sıradan sorular soralım: İnsanlar savaşı ne zannediyor? O halde böyle bir soru olsun. Cevap verenler ölüm mü, oyun mu, gerekli görüp görmediğini
biz-demekten-kastedilen-ulus-ise-simdi-sirada-ne-var 1.1K views

“Biz” demekten kastedilen ulus ise şimdi sırada ne var?

17 Ekim 2013
1.1K views
24 mins read
Günümüzde bazı kavramlar diğerlerinden daha fazla tartışılmaya başlamıştır. Hatta tartışılmaz denilenler bile bunlara dâhil edilmektedir. Devlet, demokrasi, ulus, kapitalizm, liberalizm… Biz burada sadece ulus konusunu tartışacağız. Geçmişine ve geleceğine dair fikirler üreteceğiz. Çünkü Avrupalının “biz” demesiyle ortaya çıkan bu kavram şimdinin “biz” anlayışıyla aynı mı, incelememiz gerekmektedir.  Giriş Biz kimiz? Biz kimsek oyuz. Bize bizden başkasının yararı olmaz. Biz kendi idaremizi oluşturalım… Biz üstün insan mıyız? Biz sıradan bir varlık mıyız? Vatandaş mıyız, ümmet miyiz, ulus mu, toplum muyuz, kitle mi?.. Anladım! Biz kendi kimliğimizi belirlerken koyacağımız tanım dahi bir diğerine bakarak olmalı! O kendine ne dediyse, bakıp ben de

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA