Türkistan’ın Değeri

24 Ağustos 2021
Okuyucu

Arada bir tarihi ve kültürel derinlikleri hatırlamamız, hatırlatmamız gerekiyor. Örneğin Afganistan neresi? Afganistan’ın Türkistan ile ilgisi ne? Zaman içinde neler gelişti? Kısa bir bilgilendirme turu atmakta yarar görüyorum.

Türkistan, Doğu ve Batı Türkistan diye doğudaki Altay’dan batıdaki Hazar’a, güneydeki Hindukuş Dağları’ndan kuzeydeki Taygalar’a uzanan büyük topraklardan oluşur. Orta Asya diye bir terim sonradan söylenmiştir, bunun aslı Türkistan’dır. Batı Türkistan, daha batıdaki medeniyetlerle karşılaşmış ve kaynaşmıştır. Geçmişten bugüne batıdaki Persler, Araplar, Romalılar gibi medeniyetler ile Batı Türkistan arasındaki temasta çeşitli etkileşimler meydana gelmiştir. MS 7. Asırdan itibaren Batı Türkistan’da çeşitli Türk devletleri kuruldu. Bu devletler dışarıyla olan temaslarında kendini olgunlaştırdı, kendi medeniyetini kökleştirdi ve değerlerini süzgeçten geçirdi. 

Burada genel olarak MS 7. Asırdan sonraki devletleri ele alacağım. Örneklik bakımından bundan önceki döneme ait sadece Saka Medeniyeti’nden söz edeceğim.

Türk Dili

Kapsadığım Türk Devletleri genel olarak Kıpçakça (Güney Kıpçakça’da Kazakistan, Kırgızistan gibi devletler; Kuzey ve Batı grupta Başkurt, Tatar, Kumık, Karaçay-Balkar, Karaim, Kuman var), Oğuzca (Türkiye, Türkmenistan, Azerbaycan gibi devletler; ayrıca Gagauz, Kaşgay, Avşar, Salar var; Horasan Türkçesi Oğuzca’nın Doğu/Türkmen bölümündedir), Uygurca (Çağatay grubu buradadır, Özbekçe bu gruptadır) ve Sibirce konuşurlar. Bunun dışınca Ogurca (Çuvaşlar, Avrarlar konuşur) vardır. Daha adından bahsetmediğim başkaları da var tabii.

İskit-Saka

İskit-Saka Türkleri (MÖ 8-3. Asır) iyi bilinmesi gereken bir Türk geleneğinin yaratıcısıdır. Sakalar Türkistan’da var oldular. Sakalar, Türklerin askerlik, adalet, gibi özelliklerini en iyi gösteren sembol medeniyetidir. Almatı Issık (Esik) bölgesinde bulundu.

Altın Adam (Kazakistan Devlet Merkez Müzesi)

Almatı yakınlarındaki bir kurganda 1969 yılında Sakalar ve “Altın Adam” ile ilgili kazı yapılmış ve bulgular üzerine yürütülen çeşitli çalışmalardan sonra dünyaya tanıtılır hale getirilmiştir. Saka Türklerinde Altın Adam obada özel yetiştirilen bir askerdir. Eğitimleri bitince obanın başı ona yön gösteriyor ve diyor ki; “Ey Yiğit Oğul, git bu gösterdiğim istikamete doğru, karşına çıkan yerlerde dirlik ve düzenlik tesis et, gerekirse bu uğurda öl!” Strateji şu olsa gerekir: Bölgede dirlik düzenlik varsa, Sakaların topraklarında da huzur ve güven olacaktır. Sorun kaynağından itibaren çözülmeli, husumet en ileriden önlenmelidir. 

İhtişamlı görüntüsüyle (yukarıdaki fotoğrafta da görülmektedir), aldığı savaşçılık, ahlak, liderlik ve adalet eğitimiyle, verilen dirlik düzenliği tesis etme vazifesiyle ve en iyi silahlarla donanmış Altın Adam, atına binip gösterilen istikamette yaşamsal ve kutsal yolculuğa çıkmaktadır. Elinde berkut var. Altın Adam berkutu çocukken kendisi yuvadan aldı ve eğitti. Altında atı var, o daha tayken üzerine bindi, beraber büyüdüler. Altın Adam ilerlerken bir yerleşim yerinde anlaşmazlık gördü diyelim. Zaten ilk görenler ona saygı duymaktalar; görüp görebilecekleri en ihtişamlı insan, bir savaşçı. Altın Adam sorunu araştırıyor, sonra karar veriyor, bilgece ve güçlü tondaki buyruğuyla ne yapılması gerektiğini emreder. Diyelim buyruğuna itaat etmeyen var, kılıcını çeker ve adaleti tesis edip menzilinde ilerlemeye devam eder. Menzilinde okyanus varsa, kendine yeni yön tayin ve adaleti tesise devam eder. 

MÖ 5. Asırda bu Saka Türkü Altın Adamlardan birçok var. Geniş Türkistan bozkırında devlet olmak, dirlik ve düzen kurmak, barışı ve huzuru tesis etmek, refahı ve güveni güçlendirmek ancak böylesi önemli düşünce ve yöntemlerle mümkün olsa gerekir. Ancak asker nedir diye sorsak, görünen o ki, dünyaya Saka Türkü Altın Adam en önemli figürlerden biridir, bunu da unutmamak gerekir.

Bundan başka, ilk kadın Hakan Tomris bir Sakalıdır (İskit).

Horasan

Kapsadığımız devletler ve konular içinde Horasan geniş yer alır. Bu bölgeyi de haritadan gösterelim:

Batı Türkistan bölgesinde yer alan Horasan’ın içindeki topraklar bugün İran’da, Afganistan’da, Tacikistan’da, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’dadır. Bugün Anadolu’nun çeşitli yerlerinde Horasan Erenleri dediğimiz isimlerin yatırları bulunur. Halen Türkiye’de Horasan’dan gelenlerin şiirleri okunur ve türküleri söylenir.

Hazar Hakanlığı

Türk Hazar Hakanlığı 651 yılında kurulmuş, 1048 yılında dağılmıştır. Başkentleri Belender, Semender ve İtil’dir. Bu ülke Kafkaslar, Hazar ve Karadeniz’i çevreler, kuzeyini de içine alır. İnanç olarak İbrani oldukları iddiaları vardır.

Oğuz Yabgu

Oğuz, Türklerin tüm anlatımlarında yer alır. Oğuzlar’ın belirgin şekilde yaşadığı kent Otrar’dır. Otrar, Yengi Kent, yani Yeni Kent demektir. Uzun yıllar Oğuz Yabgularının kışlağı olmuştur (750-1055). Ak Hunlar çağında Otrar çok önemsendi. Otrar’ın gelişim çağı, 5-8. Asırlar arasına, yani Gök Türk ve Türgeş Çağına denk gelir. 

Bazı kaynaklara göre Farabi (872-950/1), Otrar’da doğmuştur (doğum yeri Faryab diyenler de vardır).

Otrar Cengiz İmparatorluğu tarafından yakılmıştır. Bugün kurgandan kent tekrar ortaya çıkarılmıştır ve Kazakistan müzesinde ilgili her türlü buluntu vardır.

Yabgu, aynı anlamda kullanılan kağan ve hakandan daha eski bir unvandır. Oğuzname’de Oğuz’un dedesi “halkın ilk büyüğü, ilk atası” anlamında “dip yabgu” adıyla anılır. Hükümdar anlamında yabgu unvanının en eski kullanılışı, Büyük Hun İmparatorluğu’nda (MÖ 220 – MS 426) görülür. Teoman (Tuman) yabgu olarak anılır. Hazar hükümdarları da Göktürklerin hakimiyetine girmeden önce yabgu unvanını taşırlardı. Göktürkler, “kağan” unvanını benimsediler. Selçuklular, devlet kurduktan sonra “hakan” yerine, “sultan” unvanını aldılar; “uluğ yabgu” unvanı da “melik” karşılığıdır.

Türgeş Yazıtları Fergana Vadisi’ndedir. Türgeş Çağı 552’lerde Batı Türklerinin On-Ok ileri gelenleri üzerindeki Tulu kanadına ait olan Türgeşler (Türkeşler, Türgişler), Batı Göktürk Kağanlığı’nın çöküşünden sonra bağımsız bir güç olarak ortaya çıktı ve 699’da bir kağanlık kurdu. Türgeş Kağanlığı, Karlukların onları yendiği 766 yılına kadar sürdü. Türgeşler ve Göktürkler evlilik yoluyla akrabaydı.

Türgeşler, 717’de Kül Tigin kumandasındaki orduya yenildiler. 717 yılında, Türgişlerin başına geçen Suluk Çor yönetiminde isyan ettiler ve bağımsızlığa kavuştular. Balasagun şehrinde kuruldular.

Emevi ordusu Türkistan’da ilerliyordu. Semerkant yakınında, 724 yılında, Kül Çor komutasındaki Türgeş birlikleri Emevi ordusunu yendi. Bu sayede Emeviler Türkistan’dan çekildiler. Bunu fırsat bilen Türgeşler, Buhara ve civarını da ele geçirdiler. 

Emeviler ve Abbasiler

Türkistan doğuda Çin’le, batıda Araplarla ticaret ve kültür alanlarında ilişkilidir. Aynı zamanda anlaşmalar veya savaşlar da yapılmıştır. Emevi Devleti’nin döneminde Türklerle ilişkiler başlamıştır.

Arap Milliyetçiliği yapan Emevi Devleti 661’de kuruldu. Türgeş, Kül Çor birlikleri Emevileri yenince bu onlar için de bir son oldu. Emeviler 750’de yıkıldı.

Abbasi Devleti 750’de kuruldu, 1258’de dağıldı. Bu dönemde Emeviler’in aksine Türklerle Araplar kaynaşmaya başladılar.

Karluk Türkleri ile Çin Talas Savaşı 751’de yapıldı. Türklerin Müslümanlığı kabulü bu olaya bağlanır. Türkler Çinlilerle savaşırken Abbasilerden yardım istediler ve bu talep karşılanır, galibiyet bu sayede gerçekleşir.

Samaniler

Perslerin (İranlıların) etkisiyle kurulan Samani Devleti (819-999) bugünkü Tacikistan ve devlet genişlediğinde Türkistan topraklarındadır. 

Karahanlılar 

Türk devleti Karahanlılar 840 yılında kuruldu, 1212’de dağıldı. Başkenti Balasagun, Kaşgar, Semerkant.

Gazneliler

Türk Devleti Gazneliler’in (963-1186) adı bugünkü Afganistan Gazne’den gelir. Devlet yönetimi zamanla Fars kültürünün etkisine girmiştir. Başkent Gazne ve Lahor’dur.

Büyük Selçuklu İmparatorluğu

Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun (1037-1157) başkenti Nişabur, Rey ve İsfahan’dır. Gazneliler’den sonra Selçuklular’da da Farsça etkisi görülür.

Türkistan’da Gelişen Müslümanlık

Türkistanlı İmam Buhari 810 yılında doğdu, ölümü 869. Taşkent nüshası diye bilinen Kur’an okunur. Buhari, önemli bir tefsir çalışması yaptı.

Türkistanlı İmam Maturidi’nin (863-944) fikirleri Osmanlı İmparatorluğu zamanında (1299-1922) yasaklandı. Maturidilik itikat mezhebi, Sünni Eşari’dir (akıl ve nakil) denir ve rasyonel düşünceyi benimsediği ifade edilir. Aristo mantığını kabul eder. Atomdan bahseder. Gazali, Razi, Beyzavi Eşaridir.

İrşad postu sahibi Yusuf Hamedani’dir (1048-1140). Sonraları irşad postuna 1160’ta Ahmet Yesevi oturacaktır. 

Hamedani’den sonra 1093 yılında doğan Ahmet Yesevi kültürde bir mihenk taşıdır (ölüm 1166). Ahmet Yesevi’nin Sayramlı (Sayram Çimkent yakını) babası (İmam Ali el-Mürteza soyundan) Şeyh İbrahim Veli ölünce Arslan Bab (Aristan Bab; Bab, bir anlamda şeyh,) eğitimi üstlendi. Şeyh İbrahim’in mürşidi Hace Ebu Yakup ve Yusuf el-Hamadani’dir. Bunlar Melavetiye, Nakşibendi, Kalenderiye Şeyhidir. Ahmet Yesevi, Abdullah Berki’den sonra, irşat postunu Hamadani’den devraldı. Bu manada Vefaiye, Haydariye, Babiye, Bektaşilik tarikatları olduğu bilinir.

Yusuf Hemedani’nin iki önemli müridi Ahmed Yesevi ve Abdülhâlik Gucdüvani sonraları Türkistan’ın en yaygın tarikatları olan Yeseviyye ve Hacegân (sonraki adıyla Nakşbendiyye) isimli tasavvuf ekollerinin kurucusu olmuşlardır.

Kul Hace Ahmet veya Yesili Ahmet, Türk sufiliğinin kurucusu, şair, mistisizm öncüsü, mutasavvıf ve dervişlerin atasıdır. Ahmet Yesevi, Türkçe, Farsça, Arapça bilir, ancak Divan’ını Türkçe yazmıştır. Kutadgu Bilig’den sonra öz (yalın dil) Türkçe olan ikinci eserdir.

Ahmed Yesevi’nin İbrahim adında bir oğlu olmuşsa da kendisi hayattayken vefat etmiştir. Yesevi’nin nesli Gevher isimli kızından devam etmiştir. Türkistan’da olduğu gibi Anadolu’da da kendilerini Yesevi’nin neslinden sayan pek çok ünlü şahsiyet çıkmıştır, bunlardan biri de Evliya Çelebi olarak işaret edilir.

Yesevi’nin öldüğü tarihlerden sonra mevcut Türk devletleri bir bir yıkılma veya dağılma dönemindeydi. Bu toplumda birlik-beraberlik, dirilme gerektiren zamanların başlamasıydı. Toplum bazı temel değerlere sarılma ihtiyacı duydu. Anadolu Erenleri diye bildiğimiz isimler ise bu zamandan sonra doğdu. Anadolu Erenleri tarafından aktarılanların ortak işaret ettiği bir Türk Devleti idealiydi, bu da Osmanlı’da vücut buldu. (1116-1299’a kadar olan süreye böyle bakılabilir.)

Anadolu Selçuklu Devleti

Türkler Malazgirt Savaşı (1071) ile Rum diyarının kapılarını açtı. Bu tarihten önce ve hemen sonra artan oranda Türk kültürüne dayalı unsurlar (Apalar, Alplar, Ahiler) bölgeye intikale başladılar. Bunlar Anadolu’nun Türkleşmesinde önemlidir.

Kısa zaman sonra Anadolu Selçuklu Devleti (1075-1308) kuruldu, başkenti İznik, Konya ve Sivas olmuştur. Konya merkezdir.

Harzemşahlar

Harzemşahlar (1077-1231) Türk-İslam Devleti olarak tarif edilir. Başkenti Urgenç, Semerkant, Gazne, Tebriz’dir. Anadolu Selçuklu ve Harzemşahlar arasında 1230’da Yassı Çeven Savaşı yapıldı. Bu savaş sonrasında Harzemşahlar 1231’de yıkıldı.

Haçlı Seferleri

Bölgeyi etkileyen ilk Haçlı Seferi 1095-99, ikincisi ise 1145-49 tarihleri arasındadır. Avrupalıların ve Hıristiyanların etkisi bu dönemlerde pekişmiştir.

Kültürde Önemli İsimler

Mevlâna Celalettin Rumi (1207-1273) Afganistan, Balh doğumludur. Burası Türkistan toprağıdır. Konya’da vefat etmiştir, türbesi buradadır. Mevlevilik gelişmiştir.

Hoca Nasrettin’e bakalım (1208-1285). (Prof. Dr. Mikail Bayram’a göre) Tam adı Nasır ud-din Mahmud al-Khoyi, unvanı Ahi Evran’dır. Nasreddin, Hoy şehrinde doğmuş, eğitimini Horasan’da almış ve Herat’ta ünlü Kur’an müfessiri Fahreddin er-Razi’nin öğrencisi olmuştur. Moğol istilasına karşı direniş ve ayaklanma örgütlemek için Bağdat’taki halife tarafından Anadolu’ya gönderilmiştir. Kayseri’de kadılık yapmıştır. Moğol istilasının kargaşası sırasında Pers Rumi’nin siyasi bir rakibi olmuştur. II. Keykavus’un sarayında vezir olmuştur. Geniş bir coğrafyada sayısız şehirde yaşamış ve Moğol istilasına karşı sebatla karşı çıkmış, esprili kişiliğiyle Türkiye’den Arabistan’a, İran’dan Afganistan’a, Rusya’dan Çin’e kadar pek çok millet ve kültür tarafından benimsenmiştir. Nasrettin Hoca’nın Türkiye’de de doğduğu ve öldüğü yerler olduğu hakkında tartışmalı bilgiler vardır. Önemli olan Nasrettin gibi şahsiyetlerin Türkistan’a malolmalarıdır.

Ayrıca bu dönemlerde öne çıkan Hacı Bektaş Veli (1209-1271), Yunus Emre (1238-1328), Geyikli Baba (1275-1350) gibi isimleri biliyoruz. Toplumu kaynaştırmakta ve Osmanlı’nın kuruluşunda bu isimler bilinenler arasında önde gelir.

Evliya Çelebi’ye göre Yesevi takipçileri olup Türklerin yurt tutma evresinde birleşmeye çaba sarf edenler şunlardır: Nevşehir Hacı Bektaş Veli, Rumeli Sarı Saltuk, Amasya İlyas Baba, Deliorman Demirci Baba, Niyazabad Avşar Bab, Merzifon Pir Dede, Varna Akyazılı, Bursa Geyikli Baba ve Abdal Musa, İstanbul Horos Dede, Yozgat Emir Çin Osman, Tokat Gaj Gaj Dede, Zile Şeyh Nusret.

Osmanlı İmparatorluğu

Osmanlı İmparatorluğu 1299’da kuruldu. Öncesinde Anadolu Beylikleri devri vardı. Anadolu Erenleri bu beylikleri birleştirmek için gayret ettiler.

Osmanlı İmparatorluğu üç kıtayı birleştirdi. Cebelitarık Boğazı’ndan Aden Körfezi ve Basra’ya kadar, kuzeyde Karadeniz dahil denizleri zapt etti. 

İstanbul’un Fethi (1453) Orta Çağ’ı sonlandırdı. Osmanlı kültürü dünya tarihi içinde köklü bir biçimde yer alır.

Osmanlı Devleti, doğusunda İran’la, kuzeyinde ve Kafkaslar bölgesinde Rusya ile sınırdır ve bu yönde Türkistan ile arasında uzunca süre adı geçen ülkeler vardır.

Timurlular İmparatorluğu

Başkenti Semerkant olan Timurlular Devleti (1370-1507) Osmanlı (Yıldırım Beyazıt) ile 1402’de Ankara Savaşı’nı yaptı. Kendi tarihimizde Timur ve yapılan savaşlar hakkında yeterinde bilgi vardır. 

Karşı taraf ne diyor bakalım, örneğin Özbek tarihçiler tarafından yapılan açıklamalar şöyledir: “Emir Timur’un Türk değil de Moğol olduğu iddiası Osmanlı politikasıdır. Osmanlılardan miras Türkiye Türkleri de aynı tarihi hatayı yapmaktadır.”

Emir Timur’un tam adı, Timur Bey Gürhani, Türkiye’de Aksak Timur (Timurlenk) diye bilinir. Kazan Hanlığı’ndan gelir ve Türkiye Türkleri gibi Çağatayca konuşur.

Emir Timur 1389’da Türkistan’da Ahmet Yesevi türbesinin inşasına başladı. 1336’da doğan Emir Timur Gürhani, 1405 yılında öldü. Türbe inşası oğlu Pir Muhammed bin Cihangir Bey tarafından bitirildi.

Timur soyu Babür İmparatorluğu’nu kurdu (1526-1858). 

Safevi Devleti

Safevi Devleti 1501’de kuruldu. Safevi Devleti (genelde bugünkü İran’da desek de) Türklerin yaşadığı İran çevresindeki bölgeler ülke topraklarını oluşturur. Safevi Devleti’nin kuruluşuna destek veren Türkmen boyları çoktur. Devletin Sultanı Şah İsmail’dir. Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail 1514 yılında Çaldıran Savaşı’nı yaptılar. 

Türkiye Cumhuriyeti

Birinci Dünya Savaşı ile Osmanlı İmparatorluğu yerine Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu. Emperyalizme karşı Atatürk önderliğinde Kurtuluş Savaşı verildi. 

Osmanlı İmparatorluğu’ndan geri kalan Afrika ve Balkanlar başta olmak üzere diğer topraklardaki Türkler, Müslümanlar ve bu kültürün mirasçısı topluluklar ile şahsiyetler, bulundukları ve gittikleri her yerdeki değerleri yaşatmakla ilgilendiler.

Türk Devletleri

1989’dan itibaren dağılan SSCB’den (Soğuk Savaş’tan) sonra Balkanlar, Hazar ve Türkistan’da (Orta Asya dedikleri alanda) bulunan Türk, Müslüman ve bu kültürün mirasçıları geçmişiyle bağlarını tekrar hatırlamaya başladı. Bazı ülkelerin sınırları, tıpkı Birinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan ülkeler gibi, Soğuk Savaş sonrasında da yapay oluşturuldu.

Türkistan’ın Çin sınırından Orta Avrupa’ya, Macaristan’a kadar yeniden bir gelişme dönemi başladı. Yakın zamanda Türk Kenesi adı altında toplantılar başlatıldı.

Sonuç

Günümüzde şaşırtıcı değişimler yaşanmaktadır. Küreselleşmenin etkileriyle devletler sorgulanmakta, ulus devletlerin eritilmesini politika haline dönüştüren yeni-Emperyalist çabalar ortaya çıktı. Yakın zamanda yeni kurulanlar ve mevcutlarla bütün Türk devletleri ve derin Türk kültürü birlik ve beraberlik halinde ayaktadır, örnektir, medeniyete aktardığı önemli konulara sahiptir; sömürgeye, adaletsizliğe, eşitsizliğe ve istikrarsızlığa karşıdır.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Kültür 'ın son yazıları

304 views

Eleştiriler

Sizlere günümüzün iyi algılanması gerektiği bağlamında, özellikle bizi ilgilendiren yönleriyle, sosyal bilimler ve dış politikaya dair bazı eleştirilerimi aktaracağım. Dünya hızla değişiyor, güç dengeleri bildiğimiz biçimden oldukça farklılaştı, eğer bunlara ait kavramlara ve anlayışlara vakıf olamıyorsak, konuşuruz ama aslında başka bir şey anlatırız.
303 views

Devrim

Bize devrimin ne tarafı kaldı? Diyeceksiniz ki hangi devrimin? Açıklayacağım. En başta şöyle sloganik işaret edeyim: Devrimden değil, sapkınlardan ve geç kalmışlıktan kork!
461 views

Generalist

Ülkeler ve dünyamız için iyi bilinmesi gereken bir konuyu işleyeceğim, generalist olmak. Buna karşılık gelen bir sözcük aradım bulamadım, yine de ben genele yetkin diyeceğim. Genele yetkin kimseler kimler, örnekleri neler? Uluslararası İlişkiler, Ekonomi ve Askerlik sahalarında örnekler vereceğim, neden gerekli, bunu açıklayacağım.
447 views

ENTELEKTÜEL SORUNSALI

Temelde insanın doğası, zamanın getirdikleri ve sürekli gelişen küresel zorluklar var. Bunun üzerine her alanda tereddüt uyandıran değişik adımlar ve gerçek bir hedef. Sözü edilen şu, kalkınmak! Eğer artık kalkınmışlar sınıfında olmak istiyorsanız!.. Gerçekten istiyor musunuz? İşe bu emelin ne denli büyük bir mücadeleyi gerektirdiğinin farkında olmakla başlanmalı. İşte tam da bu noktada, düşünsel içerikli bir açıklamam olacak. 
1.9K views

Sıradan ve Mükemmel

Bu makalede sizlere insan zihni içerisindeki tarif veya algı ile gerçeğe ilişkin olanın farkını açıklayacağım. Ele alacağım temalar sıradancılık, mükemmelcilik ve gerçeklik ötesi hakkındadır. Başta soralım, karşılaştığınız şey gerçek mi, yoksa gerçek ötesi mi?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme