İnanç

insanligin-stratejileri
29 Nisan 2014

İnsanlığın Stratejileri

Serüvene kara, deniz ve hava stratejileri ile başlayacağız. Bu konularda öne çıkan stratejistleri hatırlayacağız. Yeni egemenlik stratejisine geçiş aşamasındaki karmaşayı tartışacağız. 2030’ların stratejisini açıklayacağız. Stratejist Yaklaşımı Asıl kara stratejistleri Türkler idi. Neredeyse Pasifikten Atlantik’e kadar at sürdüler. Ancak belirgin bir kara stratejisi yazıp bırakmadılar,
onurlu-olmak
6 Mayıs 2014

Onurlu Olmak

Bu yazı FETÖ’cülerin mesihçi aklına karşı, hatta bu doğrultuda giderek mankurtlaşan (sözde)
ayna-etkisi
11 Nisan 2014

“Ayna Etkisi”

“Ayna” metaforu Jacques Lacan’a aittir. O, psikanalizdeki çok önemli tezini “ayna evresi”
numerik-cozumleme
30 Nisan 2014

Nümerik Çözümleme

İnsan politik varlıktır. Politik olması doğallığından ileri gelir. İnsan kendini en iyi
gerceklik
26 Temmuz 2017

Gerçeklik

Bu yazı gerçeklik kavramını irdelemektedir. Gerçeklik üzerine titiz olmak gerekmektedir, ama ne

Soğuk ve Sıcak

9 Haziran 2021
1.6K views
16 mins read
Soğuk Savaş dönemini ve bugünü stratejik ölçekte kıyaslayalım. Dünün politikalarının ve güçlü adımlarının bize öğrettikleri var, bunları iyi özümseyelim. Bugünü anlarken ve yarına bakarken derin çizgiler bulunuyor, kaçırmayalım. Bu yazıda size kendi yaşadıklarımdan ve çıkarımlarımdan örnekler vereceğim: Teorik olandan öte gibiyse de mehaz aslında, içselleştirilmiş deneyimler, belirgin referans noktaları. İnsanlar gelip geçicidir. Nasıl bugün için Reagan, Brejnev, Thatcher, Papa Jean Paul birer anı gibi, ama onun yerine fikirler ve insanlıkla alakalı hale gelmiş politikalar var, bugünün liderleri "genç casus emeklisi" Putin, "yaşlı kurt" Biden, "partici" Jinping ve diğerleridir, bunların temsil ettiklerine iyi bakmamız gerekiyor. Bu şahıslardan ziyade büyük güçlerin temel stratejileri, köklü fikirleri ve bir ruhu var önümüzde duran. Strateji bir sözcükten ibaret değildir; soğukluk ve sıcaklık bağlamında açıklanan tamamen zıt tarafları vardır.

ABD’deki Muhafazakarlık ve Demokrasi Eleştirisi

16 Mart 2021
1.2K views
12 mins read
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 2020 seçimlerinde olup bitenler akıllardan çıkmayacak nitelikteydi. Sonuçta kabileler, aşiretler veya köktenciler 6 Ocak 2021 günü Kongre binasını bastılar. Bu olayın yankıları devam ederken aslında ABD’de başka bir tartışma yapılmaktaydı, "Acaba bu kabileci zihniyetten ne zaman uzaklaşılacak?" diye. Bu tartışma küreselcilerin, yani dünyada küreselleşme ile kazanılan imkanları politikada kullanan, yeni bir yönetim sistemi inşa etmek ve ulus tabanlı sistemlerin muhafazakâr destekçilerini zayıflatarak genişlemek isteyen kesimlerce somutlaştırılmış oldu. Bu noktada ortaya çıkan konulardan biri de haliyle muhafazakarlıkla açıklanan kabileciliğin, aşiretçiliğin veya köktenciliğin törpülenmesiydi. Joe Biden yönetimi bu konuyu temel politika olarak belirginleştirdi.
inanc-istismari-sucu

İnanç İstismarı Suçu

11 Temmuz 2018
1.7K views
6 mins read
1
FETÖ’den ders çıkardık, konu bütünüyle terör! Ama Adnan Hocacılardan da bir ders çıkaralım. Ülkece, istismarın ve özellikle dini istismarın hukuktaki yeri, radikalizm ve terör bakımlarından çok gerilerdeyiz. Neler yapılabilir? TCK’da böyle bir suç tarifi var. Dini inanç ve duyguların istismarı ceza kanunumuzda bir suç olarak ele alınmıştır (TCK 158. Md. 1. Bend. a. Fıkr.). Bu kanun maddesinin çevresinde uygulamada gördüklerimiz hakkında neler söylemeliyiz? İnanç İstismarı Suçu diyebileceğim bu konu, sadece maddi unsurlar ve iltisaklar ortaya çıkınca mı hukuken işleme konulabiliyor? Başka yönleri yok mu, örneğin terör?
muktedir-olmak

Muktedir Olmak

17 Haziran 2018
2K views
4 mins read
Bu kadar duygusallık fazla! (Duygu kelimesinin tam olarak neleri kapsadığını bile yeterince irdeleyemeyenlere bunu anlatmak elbette zor olacak ama maalesef konu bu. Kusura bakmasınlar!) Duygu yok değil var, ama “Bu kadarı fazla!” diyorum. Okumayı buna göre yapmanızı bekliyorum. Çünkü akıl, denklem, güç, istihbarat ve hepsiyle “muktedir” olmayı bu şekilde işleme imkanım olacak. Başka söyleyecek şey bulamıyorum. Bireyin veya bir topluluğun kendini o zannettiği şey olup olmadığına karar verebilmesi için doğru bir prizmadan bakması şart. Bu akılla tarif edilecek bir konu. Duygular elbette önemli ama baskın ise yanıltıcı. Tek başına duygular özel ve başka bir dünya tarifi. Eğer duygular yaşamda gerçeklerle dengelenemezse ve
inandiricilik

İnandırıcılık

21 Kasım 2016
2.6K views
23 mins read
İnanç, inanmak, inandırıcılık… Bu insanla ilgili bir özellik mi? Evet. Çünkü içinde benimseme-benimsememe ve doğru-yanlış seçimi, kuvvetli-zayıf ayrımı ve önemlisi duygu var. Karşımızda duran “inan” köklü kavram, ancak benim burada işaret etmek istediğim daha çok “inandırıcılık” olacak. Bir insanın diğer insanı bir şeye inandırmasına dönük sürecin geri planını kavramsal açıdan tartışacağım; yani benimsemeye esas olan sebepler, doğrunun sorunsallığı, inanmanın derecesi ve beslenen duygu. Takdir edersiniz ki inanç ve inanmak çok değişik konularla ilişkilendirilerek açıklanabilir.
birlik-ve-beraberlik-zamani

Birlik ve Beraberlik Zamanı

5 Ağustos 2016
1.3K views
2 mins read
1
Bazı kesimlerin aklı hâlâ karışık herhalde. Tartışmaya açık konular ve asla tartışılmaması gereken konular var ve hatta herşeyin zamanı ve zemini var, yeterince ayrım yapılamıyor mu? Aklı karışıklar tartışılmayacakları da önlerinde tutuyorlar, acaba kendilerini mi öne çıkarma peşindeler? Millet olmak ne demek? En basit ifadesiyle millet, biz demektir. Peki, biz olmak nasıl mümkün olabilir? Biz olmak aynı çatı altında olmakla başlar, hani nasıl bir ev boşken sevgi-saygıyla ve anlaşmayla doldurulur, orada bir özellik ve mahremiyet ihdas edilir, sonra çocuklar doğar, yani gelecek, tıpkı böyle, aile olunur, bireylerin tümü birbiriyle canla kanla bağlıdır, güven, inanç ve dayanışma gibi temel bağlarla geliştirilir,
uzuntuye-gark-olmak

Üzüntüye gark olmak

26 Temmuz 2016
1.9K views
4 mins read
Bu yazı “Muttakilik“ten alınmıştır. Üzülmek Tek bir hatadan kaynaklı ise bir kere üzülmek kabul edilebilir, ama hata düzeltilmek içindir. Tahribat onarılsın ve hata bir daha yapılmasın diye özür dilenir, gerekirse hoş görülür, çünkü bu insanın kendini bilmesi demektir; iyiye doğru gitmek her daim desteklenir. İyiye gidiş varsa üzüntü karşılığını almıştır, değmiştir. Vebal kendi içinde saklanır. Eğer hatalar tekerrür ederse üzülmek başkalaşır, insanı kemirmeye başlar, insanlık kendiyle yüzleşir; bu kötüdür. Artık vebal tescillenmiştir, insanı aşmıştır, hesabı daha ilerilere aittir. Ya iki defa üzülmek, derin üzülmek, sürekli üzülmek ne demek? İdrakımız nasıl olacak?
kristal-vazo

Kristal Vazo

14 Temmuz 2016
1.7K views
10 mins read
Bir anlığına bütüncül ve daha önemlisi yansız bir bakış açısı ile politik gündem ve kritik tartışmalar konusu üzerine yoğunlaşalım. Bakın ilk akla gelenler neler olacak? Tartışma kültürü en temel şekilde demokrasilerde, entelektüel alanlarda, bilim ve sanatta bir erdemlilik ölçütüdür. Şartlarına riayet edildi ise tartışma gereklidir, değilse bir kavgadan öte değildir. Tartışmanın bir seviyesi, amacı, muhatabı, süreci vardır ve bütünüyle insana özgü olgun bir davranış olarak sürdürülür. Eğer tartışma başka amaçların elde edilmesinde bir araç halinde kullanılıyor ise bunun değeri ve hedefi başka şekillerde ele alınmalıdır. Bu ve benzeri teorik yaklaşımları başlangıçta aklımızda tutalım isterim. Ama biz daha çok uygulamaya bakacağız.
1-ve-0dan-ben-cikmaz

1 ve 0’dan “Ben” Çıkmaz

23 Haziran 2016
1.2K views
3 mins read
David Eagleman’ın Beyin, Senin Hikayen, isimli kitabını okuyorum. Bakın Eagleman ne diyor? “İnsanınkine benzer bir zeka yaratmaya her kalkıştığımızda, nörobilimin merkezi ve çözülmemiş bir sorunuyla karşı karşıya buluruz kendimizi: “Ben” olma duygusu kadar zengin ve öznel bir olgu –acının yakıcılığı, kırmızının kırmızılığı, greyfurtun tadı- nasıl olur da işlemlerini yürütüp duran milyarlarca basit beyin hücresinden doğar?.. Milyarlarca hücre ne yapar da “ben” olmakla tanımlanan öznel deneyimi ortaya çıkarır?” (s. 229) İnsanın karmaşık beyin yapısı ile ilgili meraklı ve heyecanlı araştırmalar devam ederken ve yapay zeka (Artificial Intelligence – AI) imalatı için belli adımlar atılmışken ben de bu tezi ortaya atıyorum: 1
aklin-evrimine-dair

Aklın Evrimine Dair

8 Haziran 2016
2K views
26 mins read
Evrende gelişme, bir başka deyişle evrim sürüyor. Yıldızlar sönüyor, yenileri meydana geliyor. İnsanın öyküsü milyarlarca yıl ile açıklanabilecek halde. Son geldiği noktada ise üstün insanın öyküsü yaklaşık 50-100 bin yıl gibi bir süre ile açıklanabiliyor. Yaklaşık 10 bin yıl önce Tarım Çağı’na giren üstün insan bugün kendi kabına sığmıyor, başka yaşanacak yerler peşinde. Genetik çalışmaları devam ediyor. Sentetik kan ve doku imal etme aşamasında. Yapay zeka pazara çıktı çıkacak. Devasa değişimin bizlere söylediklerini dikkate almak gerekir. Çünkü devasa gelişmeyi göz ardı etmek demek, kör olmakla özdeştir. Belki bu gibi gelişmeleri tartıştıkça başka önemli yollara da ulaşabilme imkanı oluyor. Bu imkanı
1 2 3 6

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA