Egemen

insanligin-stratejileri 5.6K views
29 Nisan 2014

İnsanlığın Stratejileri

Serüvene kara, deniz ve hava stratejileri ile başlayacağız. Bu konularda öne çıkan stratejistleri hatırlayacağız. Yeni egemenlik stratejisine geçiş aşamasındaki karmaşayı tartışacağız. 2030’ların stratejisini açıklayacağız. Stratejist Yaklaşımı Asıl kara stratejistleri Türkler idi. Neredeyse Pasifikten Atlantik’e kadar at sürdüler. Ancak belirgin bir kara stratejisi yazıp bırakmadılar,
post-kapitalizmin-yonetim-erki 4.6K views
14 Nisan 2014

Post-kapitalizm

Yakın zamanda “Yeni Küresel Devrim” konusunu işlemiştim[1]. Bu devrim sürecinin içinde olduğumuzu
yararli-dostluk 2.9K views
16 Aralık 2013

Ebedi Dostluk

Renge, dine, dile, yaşa, eğitim seviyesine, maddi gelire, politik kariyere bağlı değil;
819 views

Putin Doktrini Avrupa Güvenlik Fikrine Karşı

30 Ocak 2022
819 views
11 mins read
Bu yazıda ABD’nin Rusya’ya verdiği güvenlik garantileri hakkındaki ipuçlarını, Putin Doktrini’ni, Avrasya Ekonomik Birliği projesini, Ukrayna’nın önemini, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT, OSCE) fikrini ve Helsinki Deklarasyonu’nu bulacaksınız. Bütün bunları birlikte okuduğunuzda neler anlamalıyız, bunu değerlendireceğiz.
milli-politika 2K views

Milli Politika

7 Haziran 2020
2K views
16 mins read
Silahlanma, güvenlik ittifakları, ekonomik ortaklıklar, ama neticede politik alanda tartışmalar var. Bu konuları ele alalım ve bir sonuç çıkaralım.
uzun-savas 2.3K views

Uzun Savaş

15 Ocak 2015
2.3K views
18 mins read
Daha yakın zamanda Nijerya’da Boko Haram iki bin kişiyi katletti. Aynı tarihlerde Fransa’da bir “terör” hadisesi meydana geldi. Çeşitli çevreler konuyu derinlemesine tartışıyorlar. Nedenler ve sonuçlar masaya yatırılıyor. İki olayın birbirine yakın tarihlerde olması ibret alınacak başka sonuçları da gündeme getirdi. Akla şu soru geldi: Bu nasıl bir savaş?
dogru-yol-tutmak 1.2K views

Doğru Yol Tutmak

18 Mayıs 2014
1.2K views
15 mins read
Sorun Son dönemde yaşananlara karşın milletin verdiği reflekslere bakarak bir hayli karamsarlık yaşadım. Çünkü doğru düşünme, yorumlama ve karar verme, ileri görme, planlama, sağlam iş üretme ve sorumluluk duyma gibi konularda derin sorunların varlığı gün yüzüne çıktı. Doğru konuşmasını, tartışmasını, aklı kullanmayı ve ilerlemeyi esas almayan ve işin kötüsü bu işin önemini fark edemeyen bir sorun sahası, beni oldukça rahatsız etti. Böyle olduğunu düşünmeyenler ise temelde ayrışmacılığı isteyenlerdir ve sonuç daha karamsar bir mecraya kayar; anlayışlarda bölünme ve davranışlarda çatışma!.. Kendime göre bir plan yaptım. Bazı temel konuları tekrar edeceğim ama en baştan irdelemekte yarar gördüm. Bu kapsamda ilk olarak
liderlik-icin-etik-arayisi 2.2K views

Liderlik İçin Etik Arayışı

26 Nisan 2014
2.2K views
14 mins read
Dünya, doğal bütün farklılıklara rağmen bir aynılaştırma kültürünün etkisiyle karşı karşıyadır. Liderlik bunlardan birisidir. Eğer yönetimde ve değişimde bir aynılaştırma sağlanır ise diğerleri de kendi içlerinde kolaylıkla düzenlenebilecektir. İşin doğasına bakılır ise üzerinde durulabilecek değerdeki liderlerin her biri “öznel” bir öyküyle ön plana çıkarlar ve tartışmalar buradan alınabilecek derslerle ilgilidir. Özellikle işletmecilerin düşüncelerinde bu yönlü bir çaba vardır. Fordizm’in F. W. Taylor ile ilgili bağını biliriz. II. Dünya Savaşı sonrası hakim olan Peter Drucker öğretisi ortaya çıktı. Jim Collins’in çok sayıda şirketi tarayıp günümüzün modern anlayışına ortak noktalarda açıklık getirdiği kabul edildi. Bugün ise Steve Jobs’ın tecrübesi didik didik ediliyor.
ana-dalgalar 1.7K views

Ana Dalgalar

20 Nisan 2014
1.7K views
16 mins read
Dalgalarla ilgili bir çalışma yapacağız. Düşünceme göre yakın dönemde olanların özetine bakılırsa iki ana dalga var. Biri “Fransız Devrimi” ile meydana gelen, diğeri ise “Bilişim Devrimi” ile. Aralardakiler asıl olanın ve dirençlerin etkisiyle meydana gelenlerin gösterdikleridir. Şöyle açıklayayım: Tablo-1’de iki eksen var, dikey olan belirgin değişimleri, yatay ise çoğunlukla görebildiğimiz gibi zaman. 1789 Fransız Devrimi’ne dayalı gelişmelere “Politik Devrim” adını verdim. Ana dalganın birincisi budur. Yetmişli yıllarda adını alan Silikon Vadisi, 1980’e gelindiğinde şu anki işlevine profesyonelce adım atmıştı. Böylelikle “Dijital Devrim” olarak bilinen gelişmelere tanık olduk. Kapitalizm ve küreselleşme ile bir örgü içine girmesine bağlı olarak 2. Ana Dalganın adı
ahlak-konulu-bir-tartisma 994 views

Ahlak Konulu Bir Tartışma

14 Nisan 2014
994 views
3 mins read
Bir pencere, profesörler, yazarlar, tüketilen saatler ve konu “ahlak”. Etrafta ahlaksızlık diz boyu, cehalet almış yürümüş; hesapta bir yarar olsun diye tartışılıyor; ama programın sonucu kocaman bir sıfır. Bu sonucu pencereyi kapatırken sorumlu da ikrar ediyor. Ben kendime göre sonuçlar çıkardım. Ama bizler ahlak konusunu tartışmaktan bile çok uzaklara düşmüşüz. Aklımız paramparça, toplumsal değerlerimiz yoz!.. Zannediyoruz ki yönetsel konuları düzenleyince ahlak da kendiliğinden düzelir. Yani kendi yapacağımızı bir kenarda tutuyoruz. Ahlak bireyden, onun da nefsinden itibaren önem kazanır. Nerede o iraden ey Ademoğlu? Neyin sınavı bu? Başkasının mı, sistemlerin mi? Kurtulamazsın! Nefs konusunu çözümleyememişler, insan olmayı anlayamamışlar ama bir şekilde
yeni-kuresel-devrim 1.3K views

Yeni Küresel Devrim

8 Nisan 2014
1.3K views
8 mins read
Yakın geçmişe göre yaşamın bu döneminde görülenler bir sonraki dönemlerin ne denli yoğun değişimler içereceğinin de kanıtıdır. Çoğu şeyin değişimini seçebiliyoruz ama göremediğimiz bir alan var ki bu insanlık tarihinde hemen her dönemde oldu, oluyor da.
tarihin-muhasebesini-yapmanin-dayanilmaz-hafifligi 996 views

Tarihin Muhasebesini Yapmanın Dayanılmaz Hafifliği

30 Kasım 2013
996 views
15 mins read
Bu yazı “İnsanlar ve İnsancılar” isimli kitabımın içindeki “Tarihin Muhasebesi”[i] bölümündendir. Yazıda başlığı bir klişe ile atmamın da anlamı boşa değildir. Bir öngörü, değerlendirme veya tez olarak ifade bulan tarihe bakışımı sizinle paylaşmak istedim. Tartışmayı zihinlerimizde birlikte yapalım istedim. Kitabımdaki “insan” yazılarımda “saf insan” olarak tanımladığım, üstün iradeli, halife, muttaki olandır; “insancı” ise insan iktidarını ön plana çıkarmaya çalışan “çıkarcı insandır”. Bu hatırlatma attığım başlığın nedenini işaret etmektedir. Çünkü insancıların baskısıyla tarih yazılıyorsa bundan elde edilebilecek beklentiler de rutindir, belki de “dayanılmaz hafifliğin” gerekçesidir. Güncel tartışmalar sizce ne kadar gerçekçi? Eğer süreçteki ana şablonları bilirsek gündeme getirilen tartışmaların “olması gerekenler”

Yazı Arşivi

DÖNBAŞA