Serüvene kara, deniz ve hava stratejileri ile başlayacağız. Bu konularda öne çıkan stratejistleri hatırlayacağız. Yeni egemenlik stratejisine geçiş aşamasındaki karmaşayı tartışacağız. 2030’ların stratejisini açıklayacağız. Stratejist Yaklaşımı Asıl kara stratejistleri Türkler idi. Neredeyse Pasifikten Atlantik’e kadar at sürdüler. Ancak belirgin bir kara stratejisi yazıp bırakmadılar,
DevamıGünlük siyasetin gerginlikleri bizleri önümüzdeki hedefleri ele geçirmekten alıkoyabilir. Aslında gerilememizi isteyenler için bu bulunmaz bir fırsat olarak da açıklanabilir. Çok geriliyor ve keskinleşiyoruz. Bunun en temel mantığıyla açıklamasını içimizden yapmamız gerekiyor. Üstelik küreselleşmenin getirdiği bir takım yeni tartışma konuları da olacak, bunları doğru şekilde algılamamız gerekecektir. Bu yazıda sizlere açıklaması zor bir konu halindeki yapay ayrımları ortadan kaldırmakla ilgili değerlendirmelerimi açıklamak istiyorum.
DevamıBu kadar çok kullanılan ama aynı ölçüde suiistimal edilen başka bir sözcük var mı? Sanırım “politik anlamlı” olmasından ötürü “halk” istismara açık bir sözcük. Ama bunu hak etmiyor. Çünkü halk kıskaca alınır ise dinamik fonksiyonunu kaybeder. Ben burada halk kavramı üzerinden bir eleştiri yapacağım. Kime? CHP’ye. Neden? En fazla bunu bilmesi ve koruması gereken parti olması gerektiğinden. Dolayısıyla Atatürk’ün koyduğu Altı Ok ile sembolleşen “Halk” ve “Halkçılık” kavramını teknik biçimde hata yaparak aslında sosyo-politik bir açmazı daha ortaya koyan CHP’ye verilecek öğütler var.
DevamıKonumuz ülkenin güçlenmesi, istikrar, demokrasi, politika… Politikada çözüm belli değil mi? Ben gerekli terimleri kullanacağım, siz okurken içlerini doldurun lütfen.
DevamıAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı görevli Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun tarafından, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile ilgili, örgütün elebaşı Fethullah Gülen’in, Ekrem Dumanlı’nın ve Hidayet Karaca’nın da arasında bulunduğu 73 şüpheli hakkında hazırladığı “çatı” olarak ifade bulan 600 sayfalık iddianameyi tamamlamış ve Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermiştir. İddianamede, terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde nasıl yapılandığına ilişkin dikkat çekici tespitler var. İddianamenin darbe girişiminden sonra bitirilmesi başka bir konudur. Doğrudan iddianameye bakılırsa bugün bazı tespitlerin ne kadar da isabetli olduğunu anlamış bulunmaktayız. Bu hususlara kısaca değinelim.
DevamıDevlette zaaf savunulamaz, ama bu bakış açısı uygulamada çok şeyle iç içedir ve incelenmeye değerdir. En önemli devlet görevlerinden biri güvenliktir; alınıp satılmaz, takas edilemez. Güvenlik deyince akla ilk istihbarat ve operasyon gelir. Biri haber verir, diğeri icra eder, birbirlerini tamamlarlar. Devlet ayrı bir zümreden değil, halk kesimlerinden müteşekkildir. Devlet kurumsal yapıdır ama kendi insanlarının elinde işletilir. İnsanların zaafı devletin zaafı olur. Kültürdeki çarpıklık devletin çarpıklığıdır. Bu bakış açısı bürokratlar kadar siyasetçiler için de geçerlidir. Her durumda devletin prosedürü fazladır ve çarkları ağır döner. Sivil sektör daha dinamiktir ve gelişen duruma göre şekil değiştirebilir. Devletin yapısal bu ataleti zaafın da
DevamıFetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Paralel Devlet Yapılanması (PDY) tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz girişimi ile ilgili detayların ortaya çıkması sürmektedir. Öğrenilen detaylar göstermektedir ki, darbe teşebbüsüne girişenlerin temel mantığı “hava gücü ve özel birlik operasyonu” çerçevesine oturtulmuştur. Bu noktadan şunu anlıyoruz, cuntacıların liderliği ve önemli bir kesimi havacı imiş ve bu bağlamdaki bir yöntemi esas almışlar. Akıncı Üssü’nün merkez olarak seçilmesi de bunu doğrulamaktadır. Menfur girişim sürecinde kullanılan yönteme bakıldığında, cuntacıların hava gücünün var olan tüm imkanlarını ve aynı zamanda aklını da kendi amaçları doğrultusunda kullanmaları dikkat çekicidir.
DevamıTürkiye Cumhuriyeti’ne 15 Temmuz 2016 tarihinde Milli Güvenlik Kurulu Siyaset Belgesi’nde Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Paralel Devlet Yapılanması (PDY) olarak isimlendirilen bir kesim tarafından darbe girişiminde bulunulmuştur. Milletin kendisine, vatanın bütünlüğüne, meşruiyete, devletin otoritesine ve tüm imkanlarına, Gazi Meclis’e, halkın değerlerine ve demokrasiye karşı girişilen bu yasadışı, teröristçe, sinsi, kanlı, haince eylem “milli irade” ile savuşturulmuş, büyük fedakarlıklarla önlenmiş, boşa çıkarılmıştır.
DevamıBir anlığına bütüncül ve daha önemlisi yansız bir bakış açısı ile politik gündem ve kritik tartışmalar konusu üzerine yoğunlaşalım. Bakın ilk akla gelenler neler olacak? Tartışma kültürü en temel şekilde demokrasilerde, entelektüel alanlarda, bilim ve sanatta bir erdemlilik ölçütüdür. Şartlarına riayet edildi ise tartışma gereklidir, değilse bir kavgadan öte değildir. Tartışmanın bir seviyesi, amacı, muhatabı, süreci vardır ve bütünüyle insana özgü olgun bir davranış olarak sürdürülür. Eğer tartışma başka amaçların elde edilmesinde bir araç halinde kullanılıyor ise bunun değeri ve hedefi başka şekillerde ele alınmalıdır. Bu ve benzeri teorik yaklaşımları başlangıçta aklımızda tutalım isterim. Ama biz daha çok uygulamaya bakacağız.
DevamıBu yıl Türkiye geçen yıllardan daha fazla oranda terörü konuştu, yazdı, çizdi… Türkiye için “terörle baskı altına alınmak istenen bir ülke” değerlendirmeleri yapılmakta. Terörü konuşmaya devam ediyoruz, maalesef yarın yine terörü konuşacak bu ülke insanı. En son 28 Haziran 2016 gecesi İstanbul Atatürk Havalimanı dış hatlar terminali girişindeki yaşanan vahim olayda dikkatler bir kez daha Türkiye’ye çevrilmişti. Gelin şimdi geniş pencereden bakıp bazı tespitler yapalım.
DevamıSiyasetçinin kullandığı iradenin karşılığı halktan aldığını oydur. Bir parti oy verenlerin belli bir kısmını kendi siyasetinin değişmez bağlısı yapması halinde iktidarını sürdürür. Bunu nasıl garanti etmelidir? Bu sorunun cevabı en temel şekilde eğitim sistemini parti ideolojisine bağlı yapmaktan geçer. Önce şunu söyleyelim; tam, gerçek, ileri demokrasilerin eğitim kurumları ve sistemleri siyasetçilerin, partilerin ve iktidarların çıkarlarına dönük çabadan uzak, kendi metot ve disiplinine tam bağlı şekilde olur. Bu, eğitime verilen değerin ötesinde, demokrasiye ve insan haklarına bağlı yönetim anlayışına dair bir taahhüttür. Bu, aynı zamanda eğitimli kitlenin dengede durarak siyasetini eşitlikçi, hak ve adalete uygun, bağımsız ve demokrasinin ihtiyaç duyduğu şekilde
Devamı