Bu konu günümüzde çok önemli oldu! Savaşı bilen biri olarak işlemeden geçemeyeceğim. Bazı sorularımız olacak, sırasıyla onları cevaplandıracağız. Savaş nasıl bir şeydir? Bir devlet stratejik olarak savaş halinde olmayı seçtiyse sonuç ne olur? Peki, toplumun özgürlüğü bir tehdit unsuru olabilir mi? Barış stratejisi uygulamak ne demektir? Hazırlıksız
DevamıKüresel neoliberalizmin tartışması çeşitli şekillerde yapılırken, buna karşı konumlanan politik yapılar ile bireysel konumlanma arasında farklı gelişmeler günlük yaşamımızı fazlasıyla etkilemektedir. Sosyo-politik ve sosyo-ekonomik aktörlerin etkileşimleriyle beraber dünyamızda birer yönetme biçimi türemekte ve bireylerin günlük yaşamı sanki çok hızlı gelişen, kaotik, bilinmezlikler atmosferi şeklindedir.
DevamıBu yazı “Muttakilik“ten alınmıştır. Üzülmek Tek bir hatadan kaynaklı ise bir kere üzülmek kabul edilebilir, ama hata düzeltilmek içindir. Tahribat onarılsın ve hata bir daha yapılmasın diye özür dilenir, gerekirse hoş görülür, çünkü bu insanın kendini bilmesi demektir; iyiye doğru gitmek her daim desteklenir. İyiye gidiş varsa üzüntü karşılığını almıştır, değmiştir. Vebal kendi içinde saklanır. Eğer hatalar tekerrür ederse üzülmek başkalaşır, insanı kemirmeye başlar, insanlık kendiyle yüzleşir; bu kötüdür. Artık vebal tescillenmiştir, insanı aşmıştır, hesabı daha ilerilere aittir. Ya iki defa üzülmek, derin üzülmek, sürekli üzülmek ne demek? İdrakımız nasıl olacak?
DevamıDavid Eagleman’ın Beyin, Senin Hikayen, isimli kitabını okuyorum. Bakın Eagleman ne diyor? “İnsanınkine benzer bir zeka yaratmaya her kalkıştığımızda, nörobilimin merkezi ve çözülmemiş bir sorunuyla karşı karşıya buluruz kendimizi: “Ben” olma duygusu kadar zengin ve öznel bir olgu –acının yakıcılığı, kırmızının kırmızılığı, greyfurtun tadı- nasıl olur da işlemlerini yürütüp duran milyarlarca basit beyin hücresinden doğar?.. Milyarlarca hücre ne yapar da “ben” olmakla tanımlanan öznel deneyimi ortaya çıkarır?” (s. 229) İnsanın karmaşık beyin yapısı ile ilgili meraklı ve heyecanlı araştırmalar devam ederken ve yapay zeka (Artificial Intelligence – AI) imalatı için belli adımlar atılmışken ben de bu tezi ortaya atıyorum: 1
DevamıÜlke ve toplum bağlamında yapıcı olmak, süre alan yapısal konuları doğru inşa etmek önemlidir. Demokrasilerde parti, seçim ve irade beyanı esastır. Bunu hakkınca yapmak gerekir, güven telkin etmek, bireysel ve kısa süreli çabalara değil, sisteme ve işletimine inanmak gerekir. Bu çerçevede genel bir partizanlık eleştirisini yapalım, en sonda ileri, tam, asıl (virtual) demokrasi için şablon kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Türkiye için aranan konu da budur.
Devamıİleri demokraside hukuksal eşitsizlik olamaz. Bu bir temel prensiptir. Bu prensibin pratikte başka bir yansıması var. Bundan söz edeceğim. İleri demokraside pozitif-hukuk kavramı esas alınır. Devlet-birey, birey-birey arasındaki hukuki ilişkiler eşitlikçi şekilde güvence altındadır, biri diğerine hukukun baskısını hissettirerek avantaj elde edemez. Örneğin Amerikan hukuk sisteminde yargıçlar ve yüksek mahkeme bu tür konuları usul olarak yürürlükte tutmaktadır. Bizden basit örnekler verelim. Birey daha devlet kapısına müracaat etmesini, nasıl hak arayacağını, şikayetini ne şekilde ifade ederse kazanacağını, uğradığı haksızlığın altından nasıl kalkacağını bilmez. Diyelim biliyor, müracaatını başlattı, sürecin ne şekilde ilerlemesi gerektiğini bilemeyebilir, müdahale edilmesi gereken noktalarda üstüne düşeni yapamadığından davası
DevamıIrak Şam İslam Devleti (DAİŞ/ISIS/İŞİD) terör örgütü hakkında yayımlanmış çeşitli raporların, bildirgelerin ve görüşlerin bir irdelemesi yapılacaktır. Burada daha çok DAİŞ gibi örgütleri yaratan mantık üzerinde durulacaktır, rapor ve bildirgeleri hazırlayanların akıllarının arka planı üzerine yoğunlaşmaya gayret edilecektir. Amaç, aynaya bakıldığında ne görülüyor, bu gerçeği belirginleştirmektir. İslam’ın savunmaya ihtiyacı var mı? İslam’ı savunurken asıl yapılan kendimizi savunmak mı oluyor? DAİŞ’e veya bir başkasına bakarak mı İslam’ı savunma ihtiyacı duyacağız? İslam’ın kendiyle sorunu yok, sorunu olan belli dönemlerin içindekiler, ortamın ve şartların akışında sürüklenenler, sorunu olan bizleriz!.. Düşünüyorum ki, ortada bir bataklık var, sivrisinekler türeyebiliyor, tarihsel verilerin ışığında örneklemek mümkün, bazen
DevamıModern insancı kimdir? Çağımızın bütün icaplarını eksiksiz yerine getirebilen, küresel yapıların tümüne nüfuz edebilen, donanımlı, kendine güvenli, gerekli teknolojiyi kolay kullanabilen ve kendi hayatta kalma iradesini kendi seçimleriyle belirleyip gerçekleştirebilen yetkinlikteki birey modern insancıdır. Ben buna “yetkin insan” demekteyim, başkaları “modern insan” diyebilir. Bu kavramı “İnsanlar ve İnsancılar”[1] isimli kitabımda ortaya koymuştum. Muttaki fikrini güncel yaşama yerleştirme aşamasındayken yetkin ile muttakinin farkını açıklamak amacıyla “Muttaki”[2] adlı kitabımda bazı açıklamalar ileri sürmüştüm. Bu tür anlatımların ne önemi olabilir, yani insancının ve muttakinin, diye sorabilirsiniz. Bir örnekle açıklamak isterim. Geç Orta Çağ’ın “Fransiskan-Nominalist Tanrı” inanışını duymuşsunuzdur. Biraz buna değinelim. Göreceğiz ki birbirine
DevamıOkullarda öğrendiklerimiz bilmemiz gerekenler değil mi? Çok basit ve geçerli olanlar anlamamız gerekenler değil de nedir? Günlük yaşamın başarısını inkar edebilir miyiz? Yaşamla gerçek arasında büyük bir kopukluk mu var? Kültürümüzde neden farklı bir anlatım ve dil var? Farklılık neden bir istismar konusu olabiliyor? Size farklı düşünceleri bütünleştirecek bir anlatımla çok kapsamlı ve derin bir konuyu aktaracağım. Okuduktan sonra, kimliği, kisvesi veya sundukları ne olursa olsun, “Beni farklı bir algıya sürükleyenlerden kurtulmalıyım,” deyin doğrusu budur.
DevamıÜlkemizde sosyoloji ve politika neleri söylüyor, olması gereken ne? Din siyasetin bir aracı mıdır, öyle olmasını mı tercih ediyoruz? Siyasetin hızlandığı bir seçim atmosferindeyiz. Siyaset konuşuyoruz. Ayrıca bölgemizde din önemli bir tartışma konusudur. Entelektüeller her cephede düşünce üretmekteler. Gündemde sürekli ileri-geri, din-iman, sağ-sol, köy-kent vs bildiğimiz ikilikler var. Hatta bu ikiliklerden dolayı ortam sürekli geriliyor. Bu başlığı atamın sebebi, belli kavramları ele alan sosyologlara bazı hatırlatmalarda bulunmak istememdendir. Tartışılan konular var, tartışmalar bir kısmıyla yararlı oluyor. Ama tartışmalar içinde kullanılan kavramlardaki nüansı irdelemezsek esasa ilişkin önemli hatalar yapmış oluruz, diye düşünüyorum. Açıklamalarım sosyologların gündeme getirdiği konulara ilişkin olacaktır. Örnek olarak
DevamıPolitik-Analitik bir yol haritası için tarihsel perspektif ile süreç içesinde beceriyle kullanılan kavramları müşterek okumak mümkündür. Geçmişin analizini yaparak geleceğe ilişkin bir tespit yapacağız. Bu yazının sonucunda asıl ve gerekli olacak bir milliyetçilik anlayışını ifade edebilmeyi arzuluyorum. Burada asıl diyebileceğim milliyetçilik tanımlarını yapmayacağım. Bahsedeceğim milliyetçilik klasik fikirleri yok saymayacak. Onlar kendi düşüncelerinin istikametinde savunulmaya devam edebilir. Farklı bir pencereden bakarak milliyetçiliğe İngiltere, Almanya gibi gelişmiş Avrupa devletleri veya G. Kore, Japonya gibi Uzak Doğu devletleri bağlamında, somut bir yaklaşımla açıklayacağım ve buna gerekli milliyetçilik diyeceğim. Hatta konuyu diğer önemli, demokrasi, kapitalizm, küreselleşme, eğitim, bilim, kültür gibi konularla da işleyeceğim. Analizimi
Devamı