Ukrayna-Rusya Savaşının Durum Değerlendirmesi (G70)

6 Mayıs 2022
Okuyucu

Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın “harekât hedefleri” yönüyle takibini belli bir formatta güncelleyerek sürdüreceğimi ifade etmiştim. En son yayımlanandan sonra bu 24 Nisan – 4 Mayıs 2022’yi kapsayan G70 raporu şeklinde, beşinci rapordur. Bu 10’ar günlük periyodlarla hazırlanan rapor, analitik bilgileriyle, savaşa hem ayrıntıyla hem bütün şeklinde bakarak sunmasıyla, yaşanacaklarla ilgi hususları açıklar mahiyette olmasıyla, doğru, isabetli ve gerekli bilgileri içermesiyle alanında tektir. Raporda önemli sorular ve önemli cevaplar var.

  1. GELİŞMELER

Harekât (operasyon) planlarını yaparken, önce düşmanın durumu muhakeme edilir, kendi elinizdeki imkanlara bakılır, şartlara göre seçenekler masaya yatırılır ve en doğru hareket tarzının belirlenmesi faaliyeti gerçekleştirilir. Bu söylediklerim teori idi. Uygulamada Rusya ne yaptı? Harekâtı planlayamadı. Neden? Rusya’nın düşmanına ilişkin Durum Muhakemesi, tam açıklamasıyla Ukrayna, ABD ve Ortakları (NATO en başta dahil) toplamına ilişkin Durum Muhakemesi, eksik yapılmış veya hatalarla dolu bir değerlendirme olmuş ki hesapları bir türlü tutmadı. Ayrıca Rusya kendi imkân ve kabiliyetlerini de abartmış görünüyor. Burada en belirgin olarak lojistik, komuta-kontrol sistemleri ve insan gücü bakımından önemli eksiklerin olduğunu görmezden gelmişler, eksikleri telafi etmeye gitmeden planı uygulamaya girişmişler. Böyle olunca, yapılan harekât planı ile geliştirilen en uygun hareket tarzı tamamen yanlış olmuş durumdadır. 

Düşman durumu değerlendirmesinde göz ardı edilen en önemli hususları sıralayalım: 

  • ABD ve Ortakları tarafından Ukrayna’ya kesintisiz şekilde gerçek zamanlı veya gerçek zamana yakın verilen komuta-kontrol, istihbarat, siber ve lojistik destekler.
  • Zelensky’nin liderliği. 
  • Ukrayna ordusunun harbe devam azim ve iradesi, yaptığı savunma hazırlıkları, taktik nosyonu.

Bütün bunları alt alta koyunca, yaptıkları Özel Operasyon Planı çerçevesinde, 24 Şubat’ta Rusya işgal girişimine başlayınca, belirlediği en uygun harekât tarzı da yanlış oldu. Ne yaptı? Kiev’e yönlendi. Birliklerini Belarus güneyinden doruya ve güneye, Karadeniz’e doğru çepeçevre dağıttı ve bir türlü teksif sağlayamadı. Böylelikle Ukrayna’ya işgale gelen Rus ordusu tam bir aylık zamanı boşa harcadı. Durumun farkına vardı 25 Mart’ta Savunma Bakan Yardımcısı, “Özel Operasyon’da Birinci Safha bitti, İkinci Safha başladı, Kiev, Sumy ve Chernihiv’den birliklerimi yeniden tertiplenmek için geri çekiyorum,” diye açıklama yaptı. 

Aslında bir ay boyunca olanların hepsi bir yanlış planın sonucuydu. Komutanlar Ukrayna ordusuna yenildiğini söyleyecek değildi. Putin, harekata devam etmeyi ve bir başarı elde ederek amacına ulaşmayı düşünmekteydi. Fakat bu arada Ukrayna ordusunun moral ve motivasyonu daha da arttı. Ayrıca ABD ve Ortakları yaptıkları planın başarılı olduğunu gördü. Buna göre Rusya yeniden tertipleniyorken, Ukrayna ve destekleyenleri de hızlıca durumu değerlendirdi ve hazırlıklarını yeniliklere göre düzenledi. Şimdi bu durumda; Rusya tarafı hatalarını düzelterek ilerleyecekken, Ukrayna tarafı başarısını geliştirmenin (başarıdan faydalanma) adımlarını atacaktı. 

Demek ki yapılan harekât planlarının bu bakımdan bir değeri oluyor; ilk safhada başarılı olunduğunda bunun sağladığı “durum üstünlüğü” ileri safhalarda bir katma değer üretiyor. Çünkü düşmanın (burada Ukrayna için Rusya’nın) zafiyetleri ve istismar edilecek noktaları gayet iyi ortaya çıkıyor, harbin psikolojisinden yararlanma imkânı bulunabiliyor.

İşte bu süre içinde harcanan bir 20 gün daha oldu. Odessa açıklarında Amiral Gemisi Moskva Kruvazörü batırıldığında 24 Şubat’tan bu yana tam 49 gün geçmişti, tarih 13 Nisan’a gelip çatmıştı. Değerlendirmeme göre harekatın 50nci günü olan 14 Nisan itibariyle yeni bir safha başlamış oldu. Ukrayna tarafı Rusya’nın İkinci Safha planına göre alacağı tertibat netleşmişti. Ayrıca bu duruma göre ABD ve Ortaklarının verecekleri desteğin muhteviyatı da belirginleşmişti. 

Bu sürmekte olan harekatın yeni safhası içerisinde bir de bakıyoruz ki, başta NATO dahil olmak üzere, ABD ve Ortakları aktif olarak hem diplomatik hem de askeri yönden bir adım daha ileri aşamayı içeren tedbirlerini aldılar, savaştaki etkilerini artırdılar. ABD ve Ortakları Putin’in yenildiğini söylüyor. ABD ve Avrupa ülkelerinden Ukrayna’ya helikopterler, zırhlı vasıtalar, tanklar, başta olmak üzere ağır ve sofistike silahlar ve sistemler (örneğin Ukrayna’da Rus hedefleri için özel üretilen Phoenix Ghost Drone) veriliyor. Bunlar harbin şeklinin değiştiğinin farklı bir aşamaya gelindiğinin de göstergesidir. Sahaya yansıyacak biçimde belirgin örneklerden birisi Ukrayna ordusuna verilen 155 mm’lik obüs topları oldu. Ukrayna ordusu karşı ataklar peşinde isabetli hamleler yapıyor. Donbas, Kharkiv ve Kherson bölgelerinde taarruzlar başlatıyor, ilerlediği noktalar oluyor, ileri Rus lojistik üslerini vuruyor. Hatta Ukraynalılar sınırları ötesindeki yakın yerleşim yerlerinde bulunan Rus mühimmat noktalarını hedef alıyor. 

Bu arada ABD, İngiltere ve NATO, Polonya’daki askeri varlıklarını en üst seviyeye çıkardılar.

Rusya tarafı nükleer tehdit seçeneklerinden söz ediyor. Rusya, Batı’nın Ukrayna’ya silah vermelerinden dolayı tehditler savuruyor. Rusya harekatın sahasını genişletiyor. Örneğin Odessa yakınında bulunan Moldova ve Romanya yolundaki bir köprüyü, Lviv başta olmak üzere, Odessa, Kiev, gibi yerlerdeki müttefiklerin komuta-kontrol altyapı ve lojistik depolarını vuruyor. Bu arada Mariupol şehri 21 Nisan’da Rusya kontrolüne geçiyor, halen burada bazı sorunları aşmak için faaliyetler sürdürülmektedir. Bu durumda Azak Denizi tamamen Rus kontrolüne geçmiştir. Acaba Ruslar, Odessa tarafından hareketle, Moldova-Transdinyester’deki (Transnistria) birliklerine ulaşabilecekler mi, göreceğiz. Bu demektir ki Karadeniz-Odessa bölgesi Ruslar için hedef alanı içinde kalıyor. 

Bu durumda Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson’ın 9 Nisan’da Odessa’nın denizden savunulması için vermeyi taahhüt ettiği Harpoon füzeleri boşa gitmeyecektir. Ayrıca Birleşik Krallık Ukrayna’ya Starstreak tipi hava savunma füzeleri de veriyor.

Donbas ve Izium bölgelerinde Ruslar tekrar odaklanmış halde 20 günden fazla zamandır harekât yapıyor, ancak görüldüğü kadarıyla fazla ilerleyemediler. Üstelik Ukraynalılar 3 Mayıs’ta karşı atağa kalktı. Demek ki Ukrayna ordusunun burada aldığı savunma tedbirleri ve manevra kabiliyeti henüz başarılı olmuş değil. Eğer bu yavaş tempoda bu cephede Ruslar fazlaca zaman harcarlar ise sonuçta zafiyetlerinin devam ettiğinden söz edeceğiz.

Sonuçta harekatın bu safhasında sahaya yansıyan gelişmeler bu şekilde görüldü. Anlaşılan o ki, savaşın başındaki planlardan bu gelinen noktadaki durumu incelenirse durum bir hayli farklılaştı. Ukrayna tarafı yakaladığı durum üstünlüğü ile direnişini sürdürmek isteyecektir. Ancak karşısındaki Rusya gibi bir büyük orduya sahip ülkedir. Ukrayna’da yıkım her geçen gün artmakta, kaynaklar erimekte, kentler harabeye dönmekte, altyapılar çökmektedir.

Bu savaşın uzamaması, (nükleer seçenek gibi) daha belirsiz şartlara gidilmemesi ve hatta cephesinin genişlememesi gerekmektedir. Yanlışlar üzerine gelinen bu noktadan acilen çıkmak icap etmektedir.

G70 periyodundaki süreci gözden geçirelim:

G60-70

Son on gün içinde olanlar (yukarıdaki tablodan G60-70 arasına bakınız) bize ABD ve Ortaklarının, Ukrayna’da Rusya’nın başarısızlığının kokusunu iyiden iyiye aldıklarının kanıtıdır. Kelimenin tam anlamıyla Batı, Ukrayna’ya tam destek için kolları yeniden sıvadı. Alenen Rusya’ya karşı yaptıklarını, Ukrayna’ya verdikleri desteği açıklıyorlar. Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya girme süreçlerini de açıkça ifade ediyorlar. Bunlar Rusya’yı daha da sıkıştırmak anlamı taşıyan hamlelerdir.

2. ABD YARDIMLARI

a. Maddi (Döneme ilişkin)

Ukrayna’ya askeri yardım toplamı 4 milyar dolardan fazladır. 24 Şubat itibariyle bugüne kadar verilenler 3,4 milyar doları bulmuştur. Yedinci paket 800 milyon dolarlık yardımdan sonra Sekizinci Paket olarak bir 800 milyon dolarlık yardım daha onaylanmıştır. Buna ilave ABD Hazine Bakanlığı Ukrayna’ya 500 milyon dolar mali yardımda bulunmaktadır. 

Son olarak Joe Biden Kongre’den 33 milyar dolarlık yardım için bütçe istemiştir. Açıklandığı kadarıyla bunun 20,4 milyar dolarının aslan payı Ukrayna’ya askeri yardım olacak, az bir kısmı (5 milyar dolar) Doğu Avrupa’daki ABD birliklerinin harcamalarında kullanılacak. 

ABD, Polonya’dan sonra Romanya’ya da F-35 savaş uçaklarını konuşlandırma kararı aldı.

Bugüne kadar ABD Ukrayna’ya toplam 5 bin adet Javelin zırh delici tanksavar füzesi verdi.

ABD’nin silah yardımına yeni bir boyut eklemesini gözden kaçırmamak gerekir. ABD Kongresi Ukrayna’ya Ödünç Verme Yasası’nı kabul etti. Temsilciler Meclis Başkanı Pelosi’nin Kiev ziyareti de bundan sonra gerçekleşti.

b. Stratejik

Basit manada ifade edersek, Rusya’ya karşı Ukrayna’nın savaşının asıl mimarı ve finansörü ABD’dir. Bu bir jeo-stratejik plan hadisesidir.

Her platformda politik destek, caydırıcılık, NATO desteği, yaptırımlarla Rusya’yı baskılama gibi verilenlerin yanı sıra ABD, Ukrayna’ya, Rusya karşısında başarılı olunacak temel stratejiyi vermektedir, direnişin lideri Zelensky’i ayakta tutmaktadır. 

Ancak bu ABD desteği sıradan değildir ve bir kampanya ile sürdürülmektedir.

Ukrayna savaşta ve bu savaş beklenenden fazla uzadı… Rusya 2014’te Kırım ve Donbas meselelerini derinleştirdi, Kırım’ı ilhak etti ve Donbas’ta ayrılıkçılığı başlattı. En son aşamada Şubat 2022’de Putin saldırı emrini verdi ve bugün yaşanan savaşta 70 gün oldu. Halen Rusya-Ukrayna Savaşı devam ediyor. Ukrayna’nın böyle bir “dev” ile savaşını bu kadar süredir devam ettiriyor olması hakkında çok şey yazılmaktadır. Ancak Ukrayna bugün çok zor şartlar içerisindedir. Bizim gördüğümüz Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelensky’nin fotoğrafları ve Ukrayna ordusunun başarılı olduğuna dair haberler, ancak objektif gözle bakıldığında ülkede yıkım çok fazladır. Eğer Batı destek vermez ise Ukrayna hiçbir biçimde böyle bir savaşı sürdüremez. Bırakın savaşın cephedeki konularını, bugün ülkeyi yönetmek dahi çok kritik noktalarda seyretmektedir.

Denebilir ki bu tür bir savaş On Dokuzuncu veya Yirminci Asırda olsa isi böylesi bir ülke şimdi ne halde olurdu? Savaş devam eder miydi? Halk nasıl tepki verirdi? Barış veya ateşkes şartları ne şekilde gelişirdi?.. Elbette Yirmi Birinci Asırda bulunuyoruz ama ne Irak’ta ne Suriye’de bu tip bir “tam destekli sürdürülen” ve “küresel etki yaratan” savaş örneği olmadı, bunu da görmekteyiz.

Savaştan önce Ukrayna’nın ekonomisi gelişme içerisindeydi, kendi ekonomisini çevirebilen önemli jeopolitik konumda yer alan ve üretken bir ülke idi. Peki bugün nasıl? Madenler, fabrikalar çalışmıyor, tarım ve tahıl üretimi durdu; endüstri, ticaret ve finansal yönden her şey “stop” etti. Bugün normal ölçekleri kullanarak “Ukrayna’da yaşam nasıl” diye soranınız var mı? İşsizlik, enflasyon, ithalat-ihracat gibi göstergeler, yeni başlatılan veya üzerine sermaye aktarılan projeler ne durumda? Her şey bitti mi? Bu savaş her şeyi bitirdi, öyle değil mi? Üstelik milyonlarca Ukraynalı ülkesinin dışında sığınmacı, içeride ise yer değiştiren yine milyonlar var. Evler yıkıldı, yolların ve köprülerin üstünden araç geçemeyecek halde, altyapı büyük ölçüde çöktü, enerji santralleri duruyor, bankalar kapalı, kredi kartı geçmiyor, araçlara yakıt bulmak çok güç…

Ancak başta ABD olmak üzere Batı dünyası Ukrayna’ya her ne istiyorsa temin ediyor: Cephe için silah, enerji için yakıt, devlet memurlarına ve sigortalılara az da olsa maaş… Son olarak ABD Başkanı Joe Biden’ın Kongre’den Ukrayna’ya (ve Doğu Avrupa’nın askeri yönden güçlendirilmesi) destek paketi olarak talep ettiği meblağ 33 milyar dolardır. Bu Rusya’nın savunma bütçesinin yarısı kadardır. Bundan önce de 6 milyar dolar kadar daha harcanmış idi. Belki de şunu söylemek mümkündür: ABD savaşa fiilen girmedi ama (proxy) Ukraynalılar üzerinden Rusya’yı bu kabul edilir bir maliyetle alt etmiş olacak. İyi de bu harcamanın faturasını kim ödüyor?

Ukraynalılardan tek istenen savaşmaları. Neden? Rusya saldırdı. Ne zamana kadar savaşmalılar? Henüz bilen yok!.. Belki Rusya, ABD ve Ortaklarına, “tamam pes ediyorum, onurlu çıkış sertifikamı onaylayın,” diyene kadar. Belki bir noktada NATO da savaşa girip Moskova’daki yönetimi değiştirene kadar. Bir de konuşulan kötü senaryolar var, nükleer seçenekler gibi…

Dünya Covid-19 başladığında ne olduğunu anlamış mıydı? Küresel “stop” etme süreci yaşanmadı mı? Tam Covid-19’dan kurtulduk derken bu savaş başladı. Her ne kadar savaş Ukrayna’da ise de ABD ve Ortakları (NATO, AB, G7, Avustralya ve bunların Tsunami etkisiyle birçok ülke) ölçeğinde uygulanan yaptırımlara bakılırsa, dünyada olağanüstü şartlar var. Hangi konularda? Enerji, gıda, finans, büyüme, işsizlik, ulaştırma, tedarik zincirleri… Aslında Covid-19 pandemisinin şartlarına benzer konular bunlar, bütünüyle ekonomik durgunluk hali. Bir de Ukraynalıların geçimlerini sağlamak, onların ihtiyaçlarını gidermek gerekiyor. Peki dünya çok doğal nedenlerle mi bu şartlara mahkûm oldu? İnsanlar neye katlanmak zorunda kaldı? Var mı sağlıklı bir yorumu olan? “Dünya hali,” der geçeriz herhalde… Sorulduğunda uzmanlar sıralarlar, “şu oldu, bu oldu” diye… 

Dönelim 70 günü dolan Ukrayna-Rusya Savaşına, Ukrayna’yı yaşatmakla ve Rusya’yı izole etmekle mükellef, hiç geri adım atmayan bir Batı dünyasına. Savaş Ukrayna-Rusya arasında, Ukrayna topraklarında, onlara maaşlar ve mermiler dahil her türlü desteği veren ABD ve Ortakları kesenin ağzını açmış durumda, ama bütün dünya sosyo-ekonomik darlık çekerek bu durumu finanse etmek ve duruma tahammül etmek üzere çaresizce beklemekte… Bu şartlar ne zamana kadar sürecek? Bir bilen var mı? Neredesiniz, bizlere haber verir gibi açıklama yapan uzmanlar?.. Yoksa sizler de mi bu kampanyanın içinde bir çalışansınız? 

Neden “kampanya” dediğimi çok az kişi fark etmiş olmalı! Bu ifade ABD askeri talimnamelerinde Savunma Bakanlığı’nın görev ve sorumluluklarında ve hatta en son Ulusal Savunma Stratejisi içinde geçen mucizevi bir sözcüktür: Savaş değil, operasyon değil, ama bir yöne doğru uygulanan bir yöntem var, sizlerin ruhu duymadan… 

Ulusal Savunma Stratejisi (2022) içinde geçen bir alıntı yapayım. “Kampanya, caydırıcılığı güçlendirecek ve rakiplerin tüm zorlayıcı eylemlerine karşı avantaj elde etmemizi sağlayacaktır. Birleşik Devletler, rakip zorlamanın keskin biçimlerini baltalamak, rakiplerin askeri hazırlıklarını karmaşık hale getirmek ve Müttefikler ve ortaklarla birlikte kendi savaş yeteneklerimizi geliştirmek için kuvvetler çalıştıracak, daha geniş Departman çabalarını senkronize edecek ve Departman faaliyetlerini ulusal gücün diğer araçlarıyla uyumlu hale getirecektir.” [Fact Sheet: 2022 National Defense Strategy https://media.defense.gov/2022/Mar/28/2002964702/-1/-1/1/NDS-FACT-SHEET.PDF]

Sanırım bu bir paragraf size ne anlatmak istediğimi açıklıyordur. ABD’nin (başat) rakipleri Rusya ve Çin. ABD bunlara karşı bir avantaj yakalamak ve onların önüne geçmek, her ne planladıysa bunu Müttefikleri ve Ortakları ile beraber yapmak istiyor. Rusya’ya karşı plan ne? Bu Ukrayna Savaşında Rusya’ya diz çöktürme fırsatını kim sundu? Putin’in, Lavrov’un, Zelensky’nin veya diğer aktörlerin rolü ne?

Stratejik çapta Akıllı Güç uygulayarak yöneltilen “Kampanya” faaliyetinin sınırları çok geniştir, etkileri küresel tazmine yol açar ve hemen herkese çıkartılan bir faturayı gerektirir. Ben bunu Tam Spektrumlu Savaş talimnamesinden (JP 3.0) yola çıkarak “Tam Spektrumlu İzolasyon Stratejisi” hatta bu savaşın sonrasında ödenecek bedelleri de kapsar mahiyette “Post-Ukrayna” demekteyim.

Halen Post-Corona sürecini yaşamaktayız. Covid-19 konusuna Eski Başkan Donald Trump, “Bu Çin gribidir!” dedi. Ben de Rusya-Ukrayna Savaşı’na bakarak işte bu bir “Amerikan kampanyasıdır!” demekteyim. Başkan Joe Biden’a soruyorum, bu bir Amerikan Kampanyası mı?

Sakın beni eleştirmeyin, taraf tutmadığımı artık öğrenmiş olmalısınız. ABD’nin kampanyasının yanlışlığını da insanlığa karşı bir saldırı olarak görmekteyim, Rusya’nın Ukrayna’ya, hatta arada bir nükleer tehdidi hatırlattığından dünyaya karşı olan bu faaliyetlerini de onaylamıyorum, karşıyım. Hepsi yanlış, ama çerçeve çok geniş, Büyük Strateji oyunu, dolayısıyla benim görevim, neler olduğunu iyice resmetmekten ibarettir. Bu Post-Ukrayna’da harcamaların bedelini ben ve çocuklarım ödemesin diyorum, ama yapacak bir şeyim yok. Eğer konu çıkarcılık ve zulüm ise ne Çin ne Rusya ne Avrupa ne Amerika; hatta içimizdeki birileri bu yönde işbirlikçi ise bunlara da karşıyım. Ukraynalılar için de üzülüyorum, çocuklarım için de çünkü bu bir kapsamlı kampanya! Post-Corona için “yeni normalleşme” denmişti. Post-Ukrayna’nın “yeni normalleşme” marjında çocuklara ödetilecekler neler olacak, alışmak zorunda olacağımız sosyo-politik ödememiz ne kadar olacak acaba?

Burada bir Caydırma Gücü Mukayesesi yapalım:

Başat güçlerden olan ABD ve Rusya arasında caydırıcılık yönüyle bir mukayese yapmış idik. Aynı şekliyle bu görseli raporda aktarmaya devam ediyorum. Ayrıntıları G60 raporundan okuyabilirsiniz.

ABD, Biden Doktrini’ne bağlı şekilde “İttifak ve Ortaklıklar” ile 2020’de güç bileşimini artırdı ve caydırıcılık kapasitesini en üste taşıdı. Biden, G7, NATO, AB ve AUKUS ile gücünü tazeledi.

ABD, Rusya Caydırma ve Rusya, Ukrayna Harekât Karşılaştırması

ABD, konvansiyonel güç, nükleer, biyolojik ve kimyasal güç, teknoloji, askeri ve politik strateji uygulamamaları, akıllı güç uygulaması, siber-uzay uygulamaları, siber, düzensiz, gölge ve istihbarat savaşları, lojistik, komuta ve iletişim güç ve ekonomik savaş bakımlarında 3 üzerinden verilen puanlamayla toplam 45 puan alabilirken; Rusya, toplam 29 puan alabilmektedir. Rusya en bariz şekilde akıllı güç uygulamasında stratejik seviyede geridedir. Politik stratejisi, siber-uzay kabiliyetleri, lojistik, komuta ve iletişim, güçlülük bakımından ABD’ye göre geride kalmaktadır. ABD’nin ortaklarıyla beraber uyguladığı Ekonomik Savaş, Rusya’da zamanla daha kalıcı etki yapacak seviyededir.

Rusya ve Ukrayna’yı harekât ölçüsünde mukayese edelim. Karşılaştırma operatif seviyelidir. Eğer Ukrayna tarafı, ABD ve ortaklarından destek almasa idi başarma şansı neredeyse olmayacaktı. Ukrayna destek almasına rağmen, eğer Rusya’nın lojistik, komuta ve iletişim, askeri ve politik uygulamaları daha yüksek olsa idi sonuç yine başka gelişecek ve belki de düşünüldüğü gibi harekât birkaç günde sonuçlanacaktı. Ancak şu an harekât yavaş ilerliyor. Arada Rusya’nın başarısızlığından dolayı yaklaşık kaybedilen bir ay gibi bir süre var. Donbas’ta ilerleme beklenen şekilde olmadığına göre başarısızlık süresi giderek artmaktadır. Bu durumun göstergesi olarak, Rusya fazla miktarda kayıp vermektedir.

NATO’nun Stratejisine Bakalım:

Rusya-Ukrayna Savaşı devam ediyor. Başlangıcından bu yana NATO bu savaşın içerisindedir. Ancak fiilen değil, Stratejik Akıllı Güç uygulamasıyla. Bu stratejiyi çok kere Batılı medya mensupları Genel Sekreter Jens Stoltenberg’e yönelttikleri sorularıyla deşmek istediler. Ancak karşılarında Rusya gibi bir “düşman” ve önlerinde başarmak zorunda oldukları bir Doğu Avrupa Planı varken soruların cevapları net olarak anlaşılamadı.

Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü’nün yakın dönemdeki misyonu küreseldir. Planları ve çabaları da küreseldir. Düşmanlarına ve rekabet ortamlarına bakarken, bir noktaya başlı kalmaz, hepsini gözeterek bir ilerleme yolu seçer. NATO 2030’da da netleştiği gibi bu küresel vizyonla Arktik bölge, Çin, Siber-Uzay, Teknolojik ilerleme gibi alan ve fonksiyonlarla İttifak ilerlemesini sürdürmektedir.

NATO’nun 2050’leri gözeterek sürdürdüğü planında, ilerleme yolu üstünde önemli bir düşman, bir engel var: Rusya.

Bir ara Rusya da NATO ile ilgilendi, sonra özellikle Vladimir Putin döneminde yollar ayrıldı, tekrar aradaki sorunlar hat safhaya ulaştı. Aradaki bağlar koptu.

Bugün İttifak eskisinden daha fazla birleşmiş haldedir. Hatta İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği aşaması son noktalara gelmiştir.

Rusya NATO’ya, Ukrayna’ya saldırmasıyla beraber tarihi bir avantaj verdi. NATO bu Doğu Avrupa’daki kritik savaşta çizgisini çizdi ve “sınırım burasıdır, buraya girmedikçe Rusya ile savaşmam,” dedi.

NATO, Ukrayna’ya tam destek vermektedir. Rusya tarafı Ukrayna’yı “vekil” (proxy) olarak niteledi. Düşmanı Rusya’ya karşı NATO; baskı kurdu, çeşitli izolasyon uygulamaları var ve caydırıcılığını sürdürüyor.

Ukrayna’da zarar ve Ukraynalılarda kayıp fazla! Bu yönüyle Batılılar dahi NATO’yu ve uyguladığı stratejiyi (her ne kadar buna strateji demeseler de) eleştiriyorlar.

NATO’nun küresel misyonu için jeopolitik hat üzerinde önemli bir “engel” konumunda duran düşman ülke Rusya ne durumda? Maddi zararı büyük, yerel, bölgesel ve küresel prestiji yok oluyor, çağ dışı fikirleri ve uygulamaları temsil eden bir devlet konumunda, Yumuşak Güç’ünü kaybediyor, esasen Çin ve Hindistan gibi küresel önemdeki güçlerle olan başları giderek zayıflıyor. NATO için bu tür sonuçlar fazlasıyla yeterlidir.

c. Operatif

ABD, Ukrayna’nın Rusya ile savaşına gerçek zamanlı şekilde kesintisiz Komuta, Kontrol, Kompüter, Muhabere, İstihbarat, Keşif ve Gözetleme (C4ISR) desteği vermektedir. 

ABD Ukrayna’nın savaşı kazanmasına Siber Savaş desteği vermektedir.

3. ANALİZ (G70) 

a. Dönem Analizi (24 Nisan – 4 Mayıs 2022)

Analitik verileri ana hatlarıyla EK-A’dan inceleyebilirsiniz. Buraya sonucu yansıtayım.

Bu veriler (EK-A) ışığında aşağıdaki tablo elde edilmektedir. 

G70 Tablo

b. Sonuç

Çıkarılan sonuçlar şunlardır:

  • ABD ve Ortakları; Putin, psikolojik olarak kaybetti, stratejik amacına ulaşamadı, Rusya’ya baskı artırılmalı, şeklinde düşünmektedir. Halen ABD ve Ortakları zaman yönetiminde daha avantajlılar. Son dönemde politikalarının ve Ukrayna’ya verdikleri desteğin etkili olduğunu gördüler ve daha da etkili olmak için çaba içine girdiler.
  • Rusya (Putin): Durumu kritik. Bu durumu, yaptırımların etkisi ve sahadaki yavaş ilerleme etkiledi. Ukrayna’ya verilen desteği engelleyecek yolu bulamıyor. Paradoksa girdi: ABD’ye meydan okumadan bu sürecin nasıl aşılacağına çözüm bulamıyor, meydan okusa neye mal olacağını çözemiyor. Putin hassas kararlar almanın sınırındaydı ve harekât planını ve idaresini değiştirdi, şimdi de hızlanmak istiyor, gücünün görülmesini bekliyor, bunlar olmayınca zorlanıyor. Putin yeni bir planı devreye koydu, Donbas ve Kırım bölgelerinde ilerlemeye öncelik verdi. Fazlasıyla tedbir aldığı halde halen Donbas’ta ilerlemesi çok yavaş, hatta olumsuz dense yeridir. Sürekli ABD ve Ortaklarının yardımlarını hedef gösteriyor, NATO yardımlarının olduğunu görüyor, ancak fiilen bunu durduracak askeri önlemi almaya cesaret edemiyor. Özetle şöyle: Putin, Ukrayna’da operatif kapsamda ikinci safha hedefinin yanı sıra, ABD ve Ortaklarına karşı stratejik bir hedef belirlenmeli ve bu yönde önemli kazanım sağlanmalı, şeklinde düşünmektedir.
  • Zelensky: Ülke liderliğinde kendini ispat etti ancak ülkede durum kritik seviyededir. ABD başta Batı’dan alınan askeri ve mali yardımlarla ayakta kalmaktadır, bu yönden isteklerinin önemli kısmının karşılandığı görülmektedir. Bunlar bir yerde bunlar savaşa teşvik manasına gelmektedir. Özellikle ABD ve İngiltere savaşın kısa sürede sonuçlanmasından yana olmayabilir. Ancak bu doğal bir durumdur; Rusya, Kırım ve Donbas’tan çıkmadıkça ABD ve Ortaklarının Zelensky’e destekleri sürecektir. Zelensky de kendi lehine olan gelişmelere bakarak, Rusya’nın ülkesinden çıkması hedefini öne çıkarmış ve bu durum yapılan görüşmelere etki etmektedir. Durum böyle geliştiğinden savaşın süresi uzamakta ve Rusya’nın daha çok yıprandığı görülmektedir. Bu arada Ukrayna yakılıp yıkılmaktadır. Burada ortaya çıkan durum ise Ukrayna’ya ağır silahların ve daha hassas istihbarat desteğinin verilmesi, Enformasyon Savaşı ve Siber Savaş gereği Rusya’ya yapılan ataklardır.

Bu sonuçları da içerecek şeklide bir karar grafiği incelemesi yapalım:

G70’e Kadar Tarafların Karar Eğrisi

Yukarıdaki grafik liderlerin cayma durumlarını ve kararlarını göstermektedir. Bunun anlamı aynı zamanda barışa veya ateşkese yaklaşmalarını da ifade eder. 

Bakılırsa: 

  • Biden’ın planıyla hareket eden ABD ve Ortakları, Ukrayna’ya tarihin en büyük desteğini veriyor ve Putin (Rusya) giderek zor şartlara itiliyor.
  • Zelensky, Rus Ordusu ülkesinden çıkmadıkça Putin ile bir masaya oturmak istemeyeceği kazanımları elde ettiğini düşünüyor.
  • Putin hem operatif (Ukrayna Özel Harekâtı yönüyle) hem de stratejik (Batı’nın -NATO- desteğinin giderek artması nedeniyle) karar vermek zorunda olduğu şartlardadır.

c. Putin’in Seçenekleri

Şimdi gelelim Putin’in seçeneklerine. 

Mademki Putin’in durumu Rusya aleyhine gelişiyor, ifade ettiğim gibi, bu hükme dair birçok emarenin ABD ve Ortaklarının istihbaratı tarafından ciddi çalışmalar neticesinde alınıyor olmalıdır. Ordunun sahadaki durumu, Moskova’daki etkileşim, halkın ve muhalif güçlerin durumu, vs.

Putin’in üç seçeneği: 

  • (Uzlaşma) Ukrayna ile barış masasına oturabilir. 
  • (İnatlaşma) Ukrayna sınırları içinde daha da sertleşecek ve tüm kaynaklarını kullanarak Kiev’e ilerlemeyi hedefleyebilir, ABD ve Ortaklarının sınırlarında suikastlar ve provokasyonlar yapmaya yeltenebilir, caydırmak için taktik nükleer silah kullanmayı dahi düşünebilir. 
  • (Gemileri yakma) Doğu Avrupa’yı savaş alalına çevirecek, NATO ile karşı karşıya gelmeyi göze alacak, bu noktaya geldiğinde Kitle İmha Silahları’nı (KİS) depolarından çıkaracak adımları atarak, sonu belli olmayan şartlara doğru ilerleyebilir.

Bu üç seçenekten size hangisi mümkün görülüyor? Ama öncesinde size bir ipucu vermem gerekiyor: Bu seçenekler Putin’indir. Soru da böyle idi. Halbuki Rusya ne yapar diyebilirdik. O zaman seçenekler başka olurdu.

Beklenen odur ki, Putin barış masasına otursun.

d. Barış Olur mu?

Yapılan analize göre sonuçlar şöyle çıktı:

  • Rusya barış masasına oturacak mı? Barış masası: %62 evet. Hayır %38. Açıklık %12.
  • Rusya sınırlı taktik nükleer silah kullanacak mı? Nükleer seçenek: %57 hayır. Evet %43. Açıklık %7.
  • Rusya bir NATO ülkesine saldırarak savaşı NATO-Rusya savaşına çevirecek mi? NATO-Rusya Savaşı: %63 hayır. Evet %37. Açıklık %13.
  • Batı, Rusya’yı savaşı yayması için gerekli şartları hazırlayacak mı? Provokasyon: %55 evet. Hayır %45. Açıklık %5.
Analiz

Bu sonuçlara göre asıl risk, provokatif alana bağlı gelişmektedir. Eğer süreç içinde Rusya ve Ukrayna liderleri provokasyon olasılığını görerek hareket ederler ise şartlar daha barışçıl gelişebilir. Ancak ifade ettiğim gibi, liderlerin psikolojilerini inceleme dışında tuttum ve bu gerçekten şu ana kadar olan bütün yükleri taşımakla ilgili bir doğal durumu işaret ettiğinden, mutlaka sonuca etki edecek bir parametredir. Dolayısıyla süreci barış yönüne doğru çevirmek isteyenlerin en fazla çaba göstermesi gereken husus, liderlere güven verecek biçimde yaklaşıp onları ikna etmek olmalıdır, daha da çok agresif hale getirmek değil.

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden en basit biçimde Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’e her türden olumsuz sözcükleri (kasap, katil, vs.) bilinçli biçimde kullanmaktadır. Nükleer seçenekleri ileri sürmek adına taraflar birbirlerini sahte bayrak operasyonları bakımından suçlamaktadırlar. Rusya’daki Nazi söylemi ilginç noktalara gelmiştir. Bunlar provokatif konulardan en bilinen örneklerdir. Elbette sahada da başka provokasyonlar gerçekleşmektedir. Örneğin, soykırım, kimyasal silah kullanıldı, biyolojik ajan var, gibi. Bu savaşın görünmeyen büyük cephesi; propaganda, medya operasyonları, Enformasyon Savaşı, Siber Savaş olmaktadır. Bir de uygulanan nokta atışlı yaptırımlar nedeniyle kişisel servetlerden kayıplar söz konusudur, bu gibi etkileri açık biçimde görmek mümkün olmamaktadır.

Görüldüğü gibi sonuçlar birbirine yakın yüzdelerle ortaya çıkmaktadır. Açıklıklar %7-13 arasındadır. Bu demektir ki pozitif veya negatif sonuçlu yaklaşımlar neticesinde durum etki altına alınabilecektir. Aradaki açıklıklar (örneğin) %25’ten fazla olsaydı, liderleri barış veya savaş için ihtiyaç duyulan ikna etme gücü de artacaktı. 

Putin’in önemli hususlar hakkında stratejik bir karar vereceği kritik eşik noktasındayken, bu hassasiyet dikkate alınmazsa ve uygulanan politikalar özen gösterilmeksizin sürdürülürse, örneğin Rusya taktik nükleer silah kullanmayı şu an %57 istemiyorken, bir de bakarsınız bu oran %8’lik bir kaymayla, %49’a düşüverir. İşte bu kritik bir durumu işaret eder, çünkü aradaki açıklık %25’ten fazla değildir.

Her şeye rağmen nelerden söz edilebilir? Kremlin’in savaş dilini kullanmasına, nükleer silah kullanma tehdidine veya savaşı Avrupa’ya yayma seçeneklerine rağmen, fiili şartlar Putin’i barış masasına çekmeye uygun gözükmektedir. Yapılan analize göre, Putin’in en fazla istemeyeceği seçenek, Rusya’yı NATO ile bir savaşa sokmak olacaktır (%63). NATO (esasen Rusya karşısında NATO’nun öncü ülkeleri ABD ve İngiltere daha aktif politika izliyor, bu güçler) tarafından, Rusya’nın fazla riski girişimlerden uzak kalmak isteyeceği değerlendirildiği nedenle, Ukrayna’yı daha fazla destekleme politikası sürdürülmektedir. Ancak bu husus (özellikle ağır ve sofistike silahların, siber ve istihbarat desteğinin verilmesi) giderek Putin’i köşeye sıkıştırmakta ve psikolojik açıdan sertleşmesine neden olmaktadır. 

O halde bundan böyle uygulanacak caydırıcılık konusunda bile atılacak adımların, risklerin çok iyi hesaplanarak değerlendirilmesinde yarar olacaktır.

Rusya-Ukrayna Savaşında (her ne kadar savaşın içinde bulunmadıklarını ifade etseler de) şartları belirleyen Batılı güçlerin adımları çok önemlidir. Bunlarla, önemli ölçüde Putin’in kararlarına etki edebilir, kurdukları baskı sistemleriyle onu hataya sürükleyebilir, buna dönük adımları attıracak bir durumla karşı karşıya kalınması söz konusu olabilir. Dolayısıyla gündeme getirilen konular bir nükleer veya dünya savaşı hususlarıdır. Savaşan taraflar ve Ukrayna’yı destekleyenler bir yana, tümüyle bakalım, dünyanın ve geleceği düşünmenin icap ettiği bir nokradayken, yapılacak değerlendirmelerin serin kanlılıkla ortaya konması gerekir. Çünkü durum bir hayli kritik!

4. RUSYA-UKRAYNA OPERATİF KONVANSİYONEL SAVAŞ

Operatif seviyededir. Rusya bu savaşa “Özel Operasyon” adını vermiştir. Rusya tarafına göre İkinci Safha sürmektedir. Ayrıntılar aşağıdadır:

a. Donbas ve Izium Bölgesi

Rusya’nın Donbas bölgesinde 18 Nisan’da başlattığı İkinci Safha “Özel Operasyon” devam ediyor, yeni hedef Kramatorsk kasabası. Harekatın gelişimi şöyle olabilir: 1) Izium’dan Hrushuvakha, Barvinkove, Slovyansk’a; 2) Lyman’dan Slovyansk’a; 3) Slovyansk sonrası Kramatorsk’a; 4) Güney istikameti, Severndonetsk’ten Siversk’e.

Ancak Donbas’ta harekât 2-3 haftadır Rusya’nın beklediği şekilde ilerleyemedi.

b. Kharkiv Bölgesi

Rusya, Izium bölgesine daha önce girmişti. Buradaki birlikler Kromotorsk-Slovyansk kuzeyinde Rubizhne ve Popasna batısı olacak şekilde toparlandılar. Ukrayna kuvvetleri, Izium’daki birliklerin güneye sarkıp Rus taarruz hattının gerisini kapatma harekâtı yapmalarına engel olmak maksadıyla, Kharkiv’den Shevchenkove’e bir karşı taarruz gerçekleştiriyor. Şu ana kadar Ukrayna birlikleri az da olsa ilerleme sağlayabildi. 

c. Kherson Bölgesi

Rus güçleri ele geçirdikleri Kherson bölgesinin etrafını ve yolları mayınlıyor ve böylelikle Ukrayna güçlerinin bu bölgeye girememeleri için önlem alıyor.

d. Zaporizhzhia Bölgesi

Rus birliklerince roket, top ve küçük çaplı taarruzlar oluyor. Amaçları Dnipro istikametini emniyete almaktır.

e. Odessa Bölgesi

Odessa havaalanına Karadeniz’deki denizaltıdan atılan 3 adet Kalibr füzesiyle taarruz edildi. Rusya bu bölgede Batı’dan gelen askeri malzemeyi vuruyor.

f. Mariupol Bölgesi

Rusya burada aldı ancak tam kontrolü ele geçirmesi için içerideki direnişçilerin tam teslim olmasını ve arama-tarama işlemlerini bitirmesi gerekmektedir. Halen içeride Ukrayna Azov Taburundan teslim olmayanlar var. Ayrıca peyderpey Rusya içerideki sivilleri otobüslerle tahliye etmeye çalışıyor. Bu arada taraflarca filtrasyon konusu tartışmaya açıldı.

g. Moldova Sınırı

Moldova güneyinde yer alan Ukrayna-Romanya hattında Karadeniz üzerindeki bir köprü Rusya tarafından vuruldu ve Transdinyester-Ukrayna geçiş noktasındaki köprü üzerine Rusya baskı uyguladı.

h. Lviv 

ABD ve Ortaklarının Polonya’dan geçişle Lviv bölgesine gönderilen askeri sevkiyatın depolara gelmesini müteakip Rus füze ve uçaklarınca vurulduğu gözlendi.

i. Kiev

(Rusya başarısızlıkla sonuçlanan Kiev, Chernihiv ve Sumy bölgesindeki harekatta kullandığı kuvvetlerini bölgeden 15 Mart’ta geri çekti.)

Bölgedeki endüstri füze ve uçaklarla tesisleri vuruldu. Hatta Antonio Guterres’in ziyaretinde yerleşim yerine bir füze saldırısı oldu.

j. Hava Gücü

G60 raporunda olduğu gibidir.

k. Deniz Gücü (Karadeniz)

  • 6 adet Denizaltı: Kilo Sınıfı
  • 5 adet Firkateyn: 2 adet Krivak ve 3 adet Grigorovich Sınıfı
  • 20 adet Korvet: 3 adet Bykov, 4 adet Buyan-M, 6 adet Grisha, 2 adet Dergach ve 5 adet Tarantul Sınıfı
  • 9 adet Mayın Arama: 3 adet Alexndrit, 5 adet Natya ve 1 adet Gorya Sınıfı
  • 19 adet Amfibi: Çeşitli Sınıf

l. Hedefler

Askeri bakımdan Ukrayna’da Rusya’nın bir çıkmazı var. Son günlerde örneğin bir tam günde ABD’den 10 ve 5 ülkeden 23 nakliye uçağı Ukrayna’ya askeri malzeme gönderdi. Bu uçaklar meydanlara inip kalkıyorlar, meydan açık, havada önleme yok, hava sahası kapalı değil, notam yok! Malzeme depoya giriyor bazen Rusya depoyu vuruyor.

Rus ordusunun Ukrayna’da uçak ve füzelerle vurduğu veya vurabileceği hedef kategorileri şunlar olabilir: Tren istasyonları; tüm hava ve deniz limanları; lojistik altyapı noktaları, tesisleri ve köprüler; enerji hatları ve istasyonları; silah/mühimmat depoları ve fabrikaları; komuta kontrol merkezleri; hava savunma sistemleri. 

Ben bu hedefleri kategorik olarak bu şekilde listeliyorum. Fakat ifade edeyim hava taarruzları ile bunlar hemen her güç 8-10 büyük saldırı ile vurulmaktadır.

Burada ilginç gördüğüm bir nokta var. Rusya, Kiev’deki Cumhurbaşkanı Zelensky’nin de bulunduğu ana karargâha (merkeze) taarruz etmemektedir! Bu uygulama harbin gelişimine terstir ve askeri manada anlamsızdır. Prensipler ölçüsünde ifade edersek, düşmana karşı üstünlük bu şekilde kazanılamaz.

5. RUSYA-UKRAYNA MUHAREBE ŞARTLARI VE BAŞARI MUKAYESESİ 

Geniş açıklamalar G60 raporunda olduğu gibidir. 

Ukrayna’da Rusya’nın eksiklerine de bir göz atalım. Bu konuda önceki raporlarda ayrıntılı çok konuyu dile getirdim. Burada sözünü edeceğim birkaç nokta daha olacak.

a. Elektronik Harp ve Bilgi Harbi

Ukrayna’da Rusya birlikleri Elektronik Harp ve Bilgi Harbi ile çok çok az ilgilendiler. Adı var kendi yok! Bunun sonucunda büyük kayıplar yaşıyorlar. Komuta, Kontrol, Muhabere, İstihbarat, Keşif ve Gözetleme (C4ISR) yönüyle neredeyse yoklar. Verilen Rusya kaybının önemli anahtarı bu olsa gerekir. Ukrayna güçleri Batı’dan gerçek zamanlı C4ISR desteği alıyor. Harbin ruhuna etki eden akıl da alıyor. Bugünlerde Ukraynalılar fazlasıyla Rus C4ISR sistemini vuruyorlar. Bu Rusları cephede kör ve sağır yapıyor, karargahlar arası kopukluklara yol açıyor.

b. Askeri Eğitim

Rusya Harp Okulları eğitimi, Batı’daki (Türkiye dahil) askeri sistemde Meslek Yüksek Okulu olan Astsubay Okullarına karşılık gelir. Rus subayı teknik donanıma sahiptir, taktik alanda inisiyatif kullanabilecek seviyede eğitilir ama cephede inisiyatifle operasyonu geliştiremez. 

Batılı subaylar taktik, operatif ve kısmen stratejik seviyede Harp Okulu eğitimi alır. Daha sonra Akademilerde kurmay subaylar müşterek ve birleşik harekât için operatif ve stratejik seviyede gelişirler. ABD ve İngiltere’de subaylara liderlik eğitimi özellikle verilir.

Rusya’da subayın teknik yönü iyidir ancak stratejik plan yeteneği daha az gelişmiştir, bu tür bakış açıları ancak Kıdemli Albay ve General seviyelerinde tamamlanır. Ukrayna’da durum daha net görülmektedir. Cephede önemli bir insan gücü zafiyeti yaşanmaktadır.

Rusya orduya asker toplarken ülke derinliğinden savaşçı toplar, bunların müşterek ve birleşik harekât becerisi yoktur, başına buyruk savaşırlar. Seferberlik zamanlarında bu durum daha bariz görülür. Modern silahınız olabilir ancak modern ordunuz yoksa cephede ilerleyemezsiniz

6. ÖNE ÇIKAN DİĞER SAVAŞ TÜRLERİ VE BEKLENENLER 

a. Küresel Ekonomik Savaş

ABD lehine, Rusya aleyhine gelişmektedir. 

b. Küresel Enformasyon Savaşı

Ukrayna ve onu destekleyen ABD ile Ortaklarının lehine gelişmektedir. 6 Nisan sonrasında Enformasyon Savaşı baskısı daha da arttı.

c. Stratejik Seviyeli Savaş

Rusya arada bir nükleer tehdit ifadeleri kullanmaktadır. 

23 Nisan günü bir Rus askeri yetkilisi Kitle İmha Silahları ve Provokasyonları hakkında brifing verdi. Bu yetkili, ABD’nin Moskova’yı kitle imha silahları kullanmakla suçlayabilmek için provokasyonlar hazırladığını söyledi. Buradaki iddia şöyle sunuluyor: “Rus birliklerinin Ukrayna’yı işgalindeki başarılarına cevap olarak bir Amerikan planı var. ABD’nin Rusya’yı suçlamak için en az üç senaryo geliştirdi ve büyük olasılıkla bir nükleer santralin bulunduğu Kharkiv, Kiev ve Zaporizhzhia’da provokasyonlar olabilir.”

Rusya’nın iddiasına göre, ABD’nin Ukrayna’da KİS kullanımı için çerçeveleyebileceği 3 senaryo başlığı şöyledir: 

  • (Yüksek ihtimal) Kharkiv veya Kyiv’deki biyolojik laboratuvarlar veya nükleer enerji tesisleri ile sahte bayrak operasyonu; 
  • (İhtimal) Mariupol’da taktik nükleer silahlar veya kimyasal saldırı çerçevesinde gizli KİS kullanımı; 
  • (Düşük ihtimal) Kramatorsk veya Slavyansk’ta biyolojik silahlarla açıkça KİS kullanılması.

Rusya Savunma Bakanlığı elindeki bilgi şöyle sunuluyor: “Rus Silahlı Kuvvetleri’ni kimyasal, biyolojik veya taktik nükleer silah kullanmakla suçlamak için, Amerika Birleşik Devletleri’nin bir provokasyon hazırlığı içinde.”

ABD’li yetkililer şöyle açıklama yapmaktadır: “Yalnızca 2022’de, Ukrayna Sağlık Bakanlığı’nın talebi üzerine, ABD’den 220.000’den fazla atropin ampul teslim edildi.”

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Dışişleri Bakanı Sergi Lavrov değişik zamanlarda nükleer tehdit ifadeleri kullanıyor ve bu konuyu sürekli sıcak tutuyor. Savaşın başlangıcından bu yana taraflar nükleer seçeneğin ortadan kalkmadığı yönünde açıklamalarda bulundular.

Sahadaki durum önemli, Rusya zaman içinde çeşitli atma vasıtalarını veya silah platformlarını ileri sürdü. Bu atma vasıtaları hem konvansiyonel hem de nükleer görev yapabilir özelliklere sahiptir. Örneğin, karadan atılan mobil İskender M (SS-26 Stone) sistemi (400-500 km menzilli) veya denizaltı ve gemilerden atılan Kalibr (SS-N-30) füzeleri (1.500-2.500 km menzilli), 203 mm’lik toplar taktik amaçlı nükleer mühimmatı veya başlığı kullanabilirler (100-800 kilotona kadar etkili). Bir kundağı motorlu, 203 mm’lik ağır top olan 2S7 Pion (veya Malka) en bilinenlerdendir (38-48 km menzilli). Rusya’nın 2.000 adet kadar taktik nükleer başlığı bulunmaktadır. Diğer yandan kullanılan sert dil ve savaşın seyrinin ortaya çıkardığı olumsuzluklar çerçevesinde düşünülürse, Rusya bu seçenek kararını kendinde saklı tutmaya devam etmektedir.

Kısaca bir adet 100 kilotonluk taktik nükleer silahın tahrip gücüne bakalım. Mühimmatın düştüğü nokta itibariyle 1.8 km’den fazla alanda tam, 3 km’den fazla alanda şiddetli, 5 km’den fazla alanda ağır tahrip, 8 km’den fazla alanda hasar oluşumu söz konusudur. Mukayese olması açısından, Hiroşima’da atılan 15 kilotonluk bombayla 146 bin insanın öldüğü, serpinti ile sayısız insanın veya canlının yıllarca hastalık derdiyle yaşadığı hatırlanabilir.

Bu ifade ettiğim değerlendirmeler çerçevesinde son gelişmelere bakılırsa, Ukrayna’nın arkasında duran ABD ve İttifak, Rusya’yı caydıracak bir hamle yapmayı neden düşünmesin? Ancak Ukrayna’nın bu yönde bilinen bir çalışması yok.

Eğer Ukrayna’nın elinde taktik nükleer silahı olsa idi bunu neyle atabilirdi? Hava ve deniz gücü hemen hemen olmadığına göre, Ukrayna bu ihtiyaca binaen durumunu zorlasa bile sadece topçu kullanım yoluna gidebilir.

Ukrayna’nın savaş öncesinde 100 adet kadar 200 mm’lik 2S7’leri var idi. Bunların savaşa hazırlık aşamasında bakımları yapıldı, ancak 60-70 adet kadarı iyi duruma getirildi. Halen Ukrayna’nın elinde kaç adet 2S7 olduğunu net bilmiyorum. Bunlar yetersiz kaldı ki ABD’den hafif ve kullanımı kolay M777’ler gelmeye başladı.

Buradaki soru şu, Ukrayna’nın elinde taktik nükleer başlık var mı? Bükreş Antlaşması gereğince Ukrayna bütün nükleer kapasitesini Rusya’ya devretti. Elinde nükleer silah yok. Yeniden imal edilebilir mi? Bunu sadece kendileri bilebilir.

ABD, Ukrayna’ya M777 tip 155 mm’lik obüs topları verme sürecini başlattı. Bu amaçla ABD, Ukrayna’ya 5 taburu donatacak şekilde toplam 90 adet M777 veriyor. Bugün itibariyle Ukrayna’ya bu topların yarısı ulaştı ve 50 kadar uzmanla Ukraynalı askerlerin eğitimi yapıldı. Elbette bu obüs topları Ukrayna’nın konvansiyonel savaşı kazanması için verilmektedir. Bu toplarla maksimum menzilde 16-28 km’ye kadar mühimmat atabilir. Bir ilave haber daha var, Avustralya da Ukrayna’ya 155’lik obüs gönderme kararı aldı.

Bütün bunları birleştirirsek, eğer Ukrayna Rusya’ya karşı taktik nükleer silah kullanmak zorunda kalır ise bu bir tek NATO’nun savaş dahil olması yoluyla mümkün olabilir. Tabi bu düz bir bakışla varılan sonuçtur. Başka bir yol var ise bunu öğrenmenin yolu şu anda mevcut değildir.

Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin 25 Nisan’da Kiev’de neleri konuştular? Bilinenler kamuoyuna açıklanan genel bilgilerden oluşmaktadır. Ayrıca 26 Nisan’da, Almanya, Ramstein NATO Üssü’nde, Ukrayna’ya Yönelik Savunma ve Güvenlik İstişare Grup Toplantısı’nda, 40’tan fazla ülke savunma yetkilisi olarak acaba hangi konuları ele aldı, açıklamalarda geçen, “kritik konular var!” söyleminden ne çıkarılabilir? Bilinmiyor. Ancak nükleer seçenek senaryolarını değerlendirmeden bu tür Rus tehdidini konuşmaları söz konusu olamaz.

Herhangi bir olası nükleer faaliyeti izlemek Pentagon için her zaman yüksek bir öncelik olmuştur. Putin’in Moskova’nın nükleer silahları da dahil olmak üzere, ülkenin caydırıcı güçlerini en yüksek alarm durumuna geçirmesi de gözden kaçmadı. 

CNN’de çıkan bir haberde yazdığına göre [US Defense Secretary Being Regularly Briefed on Any Potential Russian Nuclear Moves, Barbara Starr ve Zachary Cohen, CNN, April 20, 2022], Ukrayna’daki savaş devam ederken, Savunma Bakanı Lloyd Austin’e üst düzey ABD’li general tarafından haftada 2-3 kez brifing vermektedir ve Rusya’nın nükleer cephaneliği sürekli olarak izlenmektedir. Savaş başladığından bugüne geçen sürede, Rusya’nın nükleer tehdit konusundaki çıkışlarında anlaşıldığı kadarıyla, daha fazla endişe duyulması gerekiyor. 

ABD ve İttifak, konvansiyonel tehdidi değerlendirerek Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan nasıl uzak duruyorlar ise nükleer tehdidi de sınırları dışında tutmak istemektedir. Ancak yine de Ukrayna’da köşeye sıkışan bir Putin tarafından nükleer seçenek tek çare haline gelir ise bu duruma ilişkin hazır durmaktan başka yapılacak olmadığı açıktır. Peki ABD ve İttifak (örneğin yakın zamanda Sarmat füzeleri konu edilerek bir Rus gazeteci tarafından İngiltere tehdit edildi) hangi durumda Putin’in böylesi bir seçeneği öne alabileceğini düşünmelidir? Putin ve Lavrov her defasında muhataplarına, Ukrayna’ya silah, teknoloji, siber ve istihbarat desteği verilmemesini yüksek sesle hatırlatıyor. Eğer ABD ve İttifak, Ukrayna’yı bu şekilde desteklemeye devam ederse ve Rusya’nın savaştan yenik çıkması söz konusu olursa, nükleer silah kullanılması bir seçenek olarak dikkate alınabilir.

Aşağıdaki nükleer seçenekleri işaret eden şemayı inceleyelim. İfade ettiğim gibi, kesinlikle bir barış olması istenir hem de nükleer silahın adını geçirmeden. Ancak bir nükleer silah kullanımı için iki temel yolun bulunduğunu bilmemiz gerekir. Bunlardan birincisi caydırıcılık, diğer ise Nükleer Harp’tir. Taraflardan birisi kendi kazanımını düşünerek, caydırıcılık amacıyla bile olsa, sınırlı taktik nükleer silah da kullanabilir.

Nükleer Seçenek

Burada açıklayacaklarım bir senaryo mantığıyla takip edilmelidir. Eğer (ilk aşama) Rusya sınırlı taktik nükleer silah kullanırsa ne olur? Ukrayna kimseye bakmadan Rusya ile hemen barışı düşünebilir. Bunun tersine, her şeye rağmen Ukrayna, Rusya’nın bu saldırısına boyun eğmeyebilir. Bu durumda kendisine destek veren ABD ve İttifak kontrolünde, Rusya’yı caydırmak amaçlı, sınırlı taktik nükleer silahla cevap verebilir. Denebilir ki; obüs topu var, peki nükleer mühimmat nerede? Bu sorunun cevabını almak için elbette muhatabın kendisine sormamız gerekir. Senaryo çerçevesinde, NATO bu yönden gerekli tedbirleri aldı, diyelim. Bu şartlarda Rusya bu riskin daha da büyümemesi açısından kararını barıştan yana kullanabilir. Diğer seçenek ise Rusya’nın nükleer silah kullanmaya devam etmesi yönünde olabilir. 

Karşılıklı nükleer mühimmatın kullanımından sonra iki önemli karar konusu var: NATO bu savaşa fiilen girme kararı alabilir veya savaşın seyri hakkındaki tüm iddialarından vaz geçebilir. Burada daha büyük ihtimal NATO’nun savaşa müdahil olması ise nükleer caydırma noktasında Rusya-NATO Savaşı için yeni bir süreç başlayabilir. Sınırlı taktik nükleer kullanımdan vaz geçmekle ilgili kararı vermek için Rusya (müteakip aşama) önemli bir yol ayrımında olabilir. NATO Savaşı’na rağmen nükleer silah kullanmaya devam eder ise bu süreç çok hızlı gelişim gösterir bir hal alır. Genel Nükleer Harp evresine girilse de girilmese de dünya tamamen bir belirsizlik ortamına, Karanlık Çağa girebilir.

Bu durumda, sadece Rusya, Ukrayna ve İttifak için değil, bütün dünya için bir karar sürecinin başladığını biz bugün Rusya’nın ve ABD’nin sahada ileri sürdükleri silahlarla anlamış olmaktayız.

d. Post-Ukrayna

Eğer sosyo-ekonomik değişiklikleri de eklersek, dünyayı Post-Ukrayna olarak göreceğimiz zorlu dönemler bekliyor. Post-Ukrayna’yı 2049’a kadar yaşayacağız (Büyük Gençleşme). Çin 2027’de askeri kapasite yönüyle küresel amaçlar için hazır olacak. O halde Post-Ukrayna’da 2022-2027 çok kötü geçecek gibi görünmektedir. 

e. Siber Savaş

G60 Raporunda olduğu gibidir.

f. Hibrit Savaş

G60 Raporunda olduğu gibidir.

g. Uzun Savaş

Joe Biden sürekli tekrarlıyor: Uzun Savaş!

Biden ve onu destekleyenler tarafından elde edilen asıl sonuç şuydu: Rusya’nın ABD demokrasisine müdahale etme girişimlerine son vermek, karşı taarruz başlatmak, RF üzerinde hakimiyet kuracak Uzun Savaş sürecini başlatmak. 

Aslında Uzun Savaş hedefi doğrudan Rusya’ya karşı değildir, asıl güç mücadelesi Çin ile yapılmaktadır. Eğer ABD, Rusya üzerinde hakimiyet kurar ve kendine tabi bir alan yaratır ise Çin’in kontrolünü de güvenceye alacaktır. Çin’in ABD’yi 2035’lerde geçeceği her platformda dile getirilen bir konudur. O halde ABD Çin’e karşı üstünlük mücadelesini 2035-2049 arasında alevlendirene kadar, Rusya ile işini 2022-2027 arasında tamamlaması gerekmektedir. 

Biden’ın Uzun Savaş planı iki aşamalıdır: 1) 2022-2027 arasında Rusya ile; 2) 2035-2049 arasında Çin ile.

Bu uzun sürecek savaşı veya rekabeti Biden başlatacaktı, temelleri Biden zamanında atılacak ve gerekli sistemler çalıştırılacaktı. Biden Doktrini’ni uygulayacaktı ve ABD müesses nizamı Başkan’ın arkasındaydı. ABD’nin büyük stratejisi güncellendi ve akıllı güç uygulamalarıyla beraber senaryolar denendi, İttifak ve Ortaklıklar sistemini devreye kondu. Afganistan’dan çekilme gerçekleştirildi. Anglospher ile ilişkiler güçlendirildi. NATO’nun genişlemesi süreci tekrar hızlandırıldı. Kıta Avrupa’sına ilave asker getirildi. Nükleer silah depoları ve atma vasıtaları yenilendi. Siber Savaş istasyonları ve bunlar için gerekli altyapılar kuruldu. Şubat 2022’de Rusya’nın kendi nüfuz alanı gördüğü Ukrayna’ya girmesi sağlandı. Bugün Biden’ın açıkça “demokrasi düşmanı otokrat, katil, kasap…” dediği Putin’e karşı stratejisini uyguluyor.

Soğuk Savaş zamanında da Ruslar dünyaya nükleer tehditte bulunuyorlardı, ama bir Nükleer Savaş çıkmadı. Bugün de benzeri tehditlerin varlığından söz ediliyor, ancak savaş yerine barış yapmanın ve bir onurlu çıkış imkânı bulmanın daha kolay olacağı işaret ediliyor. 

Soru şu: Soğuk Savaş zamanında SSCB’yi alt eden ABD gücü ve tecrübesi bugün bunu başaramayacak mı?

ABD, Rusya’ya karşı bu stratejiyi uygulamakla ne kaybetti? ABD’nin görünen bir kaybı olmadığı gibi bundan sonraki dünya düzeni kurulumuna ve liderliğine ilişkin bazı kazanımları da elde etti. Rusya ve lideri Putin için söylenmeyen kalmadı: Savaş suçu işleyen, pervasızca başkalarını öldüren, istilacı, demokrasi, özgürlük ve insan hakları düşmanı… İşte ABD ve Ortakları bugün bunları her platformda söylemeye devam ediyor. Eğer bu bir müşterek algı yaratacak kampanya ise buradan ABD yine kazanan olacak görülüyor.

Biden ve ondan sonraki ABD başkanlarının iş takvimi ve yapacakları ödevleri hazır. Ukrayna cephesinde bir barış olur ise durum daha kolay görülüyor. ABD, Pasifik’te Çin ile girişeceği daha belirginleşecek üstünlük mücadelesi hamlelerini yapana kadarki zamanda, Rusya’nın üzerindeki nüfuzunu artırmakla ilgilenebilir. Ancak bu cephede savaş uzar veya genişler ise kısa zamanda durumun kontrol altına alınması için, ABD ve Ortakları tarafından atılacak aktif adımları görebiliriz. Burada, dünyada en büyük askeri güç olan, NATO devreye girecektir. Savaşın cephesi genişlemekle beraber, daha çok askeri planlarla ilerlenecektir. Dolayısıyla bu süre risklerin yoğun olduğu bir dönem olabilir.

Bir büyük tecrübe, sonrasında gelen diğer büyük tecrübe ise bunun üstüne konuyor; ileriye bakarken bu tecrübeler birikiminin getirdiği güçle o aranan küresel hakimiyet sürdürülüyor. ABD’nin bugün attığı adımları böyle okumak gerekir. Soğuk Savaş’ı bitiren tecrübeye, bugün Rusya’ya yöneltilen Tam Spektrumlu Savaş yöntem tecrübesini eklediler. Yarını merak edenlere bir ipucu veriyorum: Neomedieval Savaş.

7. DİĞER GELİŞMELER 

Dönem içindeki gelişmeler şunlardır:

  • Türk Deniz Kuvvetleri unsurlarınca bulunup etkisiz kılınan deniz mayısı sayısı toplam 3 adettir. Türkiye’de mayın olayını abartmak isteyenler çıkmıştı, görüldüğü kadar sonuç bu seviyededir. 
  • Polonya’dan sonra ABD, Romanya’ya da F-35 konuşlandıracak.
  • İngiltere 375 milyon dolarlık yeni destek paketinin açıkladı. Ukrayna’ya verilecekler arasında Brimstone gemi-savarlar ve Stormer uçaksavarlar var.
  • ABD Genelkurmay Başkanı Milley yaptığı açıklamada Ukrayna başarısını özetledi: Kentsel muharebe, hassas mühimmat, drone harekâtı, tanksavarlar, MANPAD silahlar…
  • Ukrayna askerleri (son dönemde ağır silah ve radar sistemleri için 200 kadar personel) Almanya, Ramstein Üssü’nde eğitim aldılar.
  • Polonya’dan Ukrayna’ya gönderilen T-72 tank sayısı 232 olarak bildirildi.
  • Almanya Parlamentosu Ukrayna’ya ağır silah gönderme yasasını onayladı.
  • BM genel Sekreteri Guterres’in Kiev ziyareti esnasında 2 adet Rus füzesi Kiev’e düştü.
  • BM Uluslararası Göç Örgütü’ne (IOM) göre: Ukrayna içinde yerinden edilmiş kişilerin toplam sayısı 7,7 milyona ulaştı, 5 milyondan fazla mülteci ve en az 233.000 üçüncü bölge vatandaşı komşu ülkelerde sınırın ötesinde güvenlik aramaktadır. [https://www.iom.int/news/iom-appeals-usd-514-million-support-ukraine-response]

8. PERİYOT İÇİNDE (G70) SAVAŞIN GENEL DEĞERLENDİRMESİ

Sonuçları şöyle özetleyebilirim:

  • Putin operasyonel olarak kaybettiğinin farkında, sinirli, stratejik olarak kaybetmemek için çabalıyor, çabalarını bu alana kaydırmanın yollarını arıyor. Harekâtın bitişi bilinmiyor. 
  • Ancak 9 Mayıs’taki Zafer Bayramı için hemen herkes bir bekleyişe girdi. Acaba Putin seferberlik ilan edecek mi diye bir bekleyiş var, ancak benim değerlendirmem bu yönde değildir. Elbette 9 Mayıs’ta Putin’in açıklamalarına iyi bakılacak. 
  • Eğer Putin 9 Mayıs’ta “genel seferberlik” ilan eder ise NATO da alarm seviyesini yükseltir. Bu restleşme bölge için genel bir risk durumudur.
  • Kalıcı ateşkes ve barış amaçlı girişimler kesildi. Batı’nın sürdürdüğü Ekonomik, Enformasyon, Politik ve Hibrit Savaşın ve Ukrayna’ya verilen yeni silahların barışı bir süre daha ötelediği anlamı çıkarılabilir. 
  • Batı ve Ukrayna bu duruma, Rusya’ya karşı galip gelmek ve ülke topraklarından çıkarmak yönüyle bakmaktadır, ancak bu durum şu an için içinde güçlükleri barındırır. 
  • Önümüzdeki günlerde barış/ateşkes için teknik görüşmelerin sürüp sürmeyeceği gözlenmelidir. Rusya’nın İkinci Safha olarak işaret ettiği “Özel Operasyon”u içinde Donbas ve Kırım’da ilerlemesini en azından Mayıs ayının tamamını da geçirecek yavaşlıkta seyretmektedir. Bu dönemde ilgili bölgelerde (daha çok Ukrayna doğusu ve güneyi çatışma alanlarında) yıkım ve kayıp fazla olacaktır.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu


EK-A

Analitik Veriler

(Elde edilmesi istenen belirlenmiş parametrelere göre hedef seviyesi ve hissedilme süresi yönleriyle belirlenen değer ile şu anki seviye ifade edilir.)

I. ABD’nin ve ortaklarının cayması: 

  1. Rusya’nın yaptırımlara direnmesi (%70 seviyede ve 1 yıldan fazla hissedilirse) 
    1. Şu anki seviye %10
  2. Çin’in Rusya’ya açıkça desteğini artırması (%50 seviyede) 
    1. Şu anki seviye %10
  3. NATO’nun zayıflaması (%80 seviyede)
    1. Şu anki seviye %1
  4. Avrupa’da enerji sorununun artması (%60 seviyede ve 6 ay hissedilirse) 
    1. Şu anki seviye %20
  5. Nükleer Savaş riskinin aşırı artması (%30 seviyede, hassas) 
    1. Şu anki seviye %5
  6. Biden’ın politikasının geçersiz kalması (%80 seviyede ve 1 yıldan fazla hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %5
  7. Küresel gıda krizinin yükselmesi (%50 seviyede ve 1 yıldan fazla hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %5
  8. Küresel tedarik zincirlerinin kesilmesi (%30 seviyede ve 1 yıldan fazla hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %10

II.Putin’in cayması:

  1. Sosyo-Ekonomik ve Teknolojik yaptırımların baskısı (%70 seviyede ve 6 ay artan şiddette hissedilirse) 
    1. Şu anki seviye %50
  2. Sosyo-Politik ve Medya yaptırımların baskısı (%70 seviyede ve 6 ay artan şiddette hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %45
  3. Ukrayna’nın direnmesinin artması (%50 seviyede ve 6 ay artan şiddette hissedilirse) 
    1. Şu anki seviye %40
  4. Rusya’nın içerisindeki güç odaklarından tepkilerin artması (%50 seviyede ve 6 ay artan şiddette hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %15
  5. Harekatın istenen şekilde gitmemesi (%90 seviyede ve 4 ay artan şiddette hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %70
  6. Rus ordusunun sorunlarının derinleşmesi (%90 seviyede ve 4 ay artan şiddette hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %70
  7. Putin’in politikalarının geçersiz kalması (%50 seviyede ve 4 ay artan şiddette hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %30
  8. ABD’nin Siber Savaş baskısının artması (%50 seviyede ve 1 yıl artan şiddette hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %40
  9. Putin’in asıl savaşını başlatma zamanı için kaygılanma derecesindeki artış (%50 seviyede)
    1. Şu anki seviye %30
  10. Putin’in Özel Operasyon planında çıkmaza girilmesi (%50 seviyede ve 4 ay artan şiddette hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %30
  11. Putin’in psikolojik durum göstergesi (%50 seviyede)
    1. Şu anki seviye %30

III. Zelensky’nin cayması: 

  1. Rusya’nın baskısı (%50 seviyede ve 6 ay artan şiddette hissedilirse) 
    1. Şu anki seviye %25
  2. Halkın zor şartlara itilmesi (%50 seviyede ve 6 ay artan şiddette hissedilirse) 
    1. Şu anki seviye %40
  3. Ukrayna altyapısının çökmesi (%60 seviyede ve 6 ay artan şiddette hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %40
  4. Ukrayna kaynaklarının Rusya kontrolüne geçmesi (%60 seviyede ve 6 ay artan şiddette hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %20
  5. Ordunun desteğini kesmesi (%80 seviyede ve 6 ay artan şiddette hissedilirse) 
    1. Şu anki seviye %5
  6. Kiev’de yönetimin değişmesi (%30 seviyede) 
    1. Şu anki seviye %1
  7. ABD ve ortaklarının aktif politik desteğini kesmesi (%10 seviyede ve 1 ay hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %1
  8. Zelensky’nin politikasının geçersiz kalması (%50 seviyede ve 6 ay artan şiddette hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %1
  9. Mariupol’un Rusya kontrolüne geçmesi (%40 seviyede)
    1. Şu anki seviye %40 (Bitti)
  10. Dış askeri yardımın Rusya’yı ülkeden çıkarmaya yetmemesi (%80 seviyede ve 6 ay artan şiddette hissedilirse) 
    1. Şu anki seviye %30
  11. Teknoloji ve istihbarat desteğinin Rusya’yı ülkeden çıkarmaya yetmemesi (%60 seviyede ve 6 ay artan şiddette hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %10
  12. Milislerin desteğinin kesilmesi (%60 seviyede ve 6 ay artan şiddette hissedilirse) 
    1. Şu anki seviye %1
  13. Donbas direnişinin kaybedilmesi (%80 seviyede) 
    1. Şu anki seviye %30
  14. Askeri birlikler bulundukları bölgeleri tutamazlarsa ve ağır zayiat alırlarsa (%80 seviyede ve 6 ay artan şiddette hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %20
  15. Deniz bağlantısının kesilmesi (%50 seviyede)
    1. Şu anki seviye %48
  16. Hava Üstünlüğünün kaybedilmesi (%30 seviyede)
    1. Şu anki seviye %20
  17. Ülke topraklarının 1/3’nün istilası (%40 seviyede) 
    1. Şu anki seviye %15
  18. Moral ve motivasyonun kaybolması (%70 seviyede en az 6 ay artan şiddette hissedilirse)
    1. Şu anki seviye %5

Güvenlik 'ın son yazıları

60 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
91 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
146 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
193 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
220 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme