4 Kasım 2021/

Kırılma-28
Doğu Akdeniz’de Nemesis-2021 Tatbikatı
Ukrayna Donbass bölgesine yönelik asker yığıyor
ABD Savunma Bakanlığı Çin Raporu
Suriye konusunda ABD ve Rusya Çatışmayı Önleme Girişimi
ABD’nin Suriye’de askeri sevkiyatı
Rusya’nın Irak Büyükelçisinden Suriye-Türkiye konusunda açıklama
Putin’den İHA açıklaması
ABD’den İsrailli casusu yazılım şirketlerine yasak
Afganista’da Taliban zamanı IŞİD’in terör eylemleri
Umman Körfezi’nde ABD-İran gerilimi
DİB Çavuşoğlu’nun Bütçe Komisyonu konuşması ve detaylı Dış Politika açıklamaları
Doğu Akdeniz’de (onların ifadesiyle) 8 ülke Nemesis-2021 tatbikatı yapıyor. Tatbikata Güney Kıbrıs, Yunanistan, Mısır, ABD, İngiltere, İtalya, Fransa ve İsrail katılıyor. Petrol platformuna yapılan bir saldırıya karşı kurtarma operasyonun yapılması şeklinde bir senaryoya dayalı yapılan tatbikat, bugünün şartlarında gerekli olmadığı halde böyle kurgulandı ve sadece politik amaçlı olduğu şeklinde değerlendirildi.
Ukrayna ordusu Donbass bölgesine zırhlı vasıtalar intikal ettirmeye devam ediyor.
ABD Savunma Bakanlığı’nın yayımladığı raporda, Çin’in 2030’a kadar nükleer savaş başlığı sayısını 1000’e çıkarmayı ve 2027’ye kadar tüm askeri gücünü yeni yapılandırılmış bir ağ altında toplamayı planladığını açıklandı. Pentagon raporunda ABD’nin “ada zincirleri” olarak adlandırdığı ve Çin’in kendisini çevreleyen Guam Adası’nın da bulunduğu ikinci ada zincirini aşacak seviyede yeni füze sistemleri geliştirdiği belirtildi. Çin’in bölgede askeri etkisini daha da artıracağına işaret edilen raporda, Çin Komünist Partisi’nin 2027’ye kadar Çin ordusunu sistemsel bir ağ altında toplayacak şekilde yeniden modernize etmeyi hedeflediği ifade edildi. Pentagon’un 2021 Çin raporunu geniş biçimde daha sonra ele alacağız.[1]
Pentagon Basın Sekreteri John Kirby, Washington’un Suriye’de Moskova ile “çatışmayı önleme kanalını” sürdürmek istediğini yineledi.
ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri, Haseke kırsalındaki Tel Baydar’da bulunan üssüne dün silah ve mühimmat yüklü 25 tır sevk etti.
Rusya’nın Irak büyükelçisi Elbrus Kutrashev şöyle dedi: “Suriye’nin Afrin kentindeki Kürt sakinleri hedef alan demografik değişiklikler bir felaket olarak nitelendiriyorum. Afrin’den raporlar alıyoruz. Türklerin Suriye’de [kendi] gündemleri var. Onu anlıyoruz. Rusya-Türkiye, Suriye’de askeri, siyasi ve istihbarat açısından iyi bir anlayışa sahipler. Orada birçok konuda anlaşamıyoruz, ana konuda, işbirliği konusunda anlaşıyoruz.“
Putin bir toplantıda Rusya’nın 2.000 adet kullanıma hazır S/İHA sahibi olduğunu ifade etti.
ABD, 2’si İsrailli 4 şirketi kara listeye aldı. ABD yönetimi, aralarında İsrail merkezli teknoloji firmaları NSO Group ve Candiru’nun da olduğu 4 şirketi, yabancı ülkelere casus yazılım sattıkları gerekçesiyle kara listeye aldı.
AFP, Afganistan’da Taliban yönetimi zamanında IŞİD’in gerçekleştirdiği 26 Ağustos – 2 Kasım arasında terör eylemleri listesini (7 adet) özet halinde yayımladı, şöyle:

Umman Körfezi’nde İran ve ABD tanker savaşı yalandı. Askeri gemiler ve helikopterler sivil bir petrol tankerinin İran tarafından alıkonması çabası üzerine başlayan çatışmada birbirlerine çok yakın ve tehlikeli davranışlarda bulundular. Sonunda ABD durumu kontrol etti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurumlarının 2022 yılı bütçesinin sunumunu yaptı. Türkiye’nin ABD yönetimiyle temaslarını sürdürdüğünü ifade eden Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile geçen pazar yaptığı görüşmenin yapıcı bir atmosferde geçtiğini belirtti. ABD’nin PKK/PYD/YPG’yle iş birliği, FETÖ’nün ABD’deki varlığı ve S-400 bağlantılı yaptırımlara ilişkin tutumunun müttefiklik ruhuyla bağdaşmadığını dile getiren Çavuşoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı’mız bunları açıklıkla bu görüşmede vurguladı. Bu konuları ele alacak bir çalışma grubu kuracağız. Daha önce de ABD’ye böyle bir teklifte bulunduğumuzu söylemiştik, şimdi de bu teklif ABD tarafından, Biden tarafından geldi.” dedi. Çavuşoğlu, çalışma grubunun oluşturulması ve ele alınacak konularla ilgili kurum ve bakanlıkların çalışmaları yürüttüğünü de belirtti.
2021’in uluslararası siyasi konjonktür bakımından yoğun gündemli bir yıl olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, Afganistan, Orta Doğu, Balkanlar, Afrika ve Asya’da önemli gelişmeler yaşandığını ifade etti. Çavuşoğlu, küresel manzaraya güvensizlik ortamının hakim olmaya devam ettiğini söyleyerek, artan güç mücadelesi ve rekabetin kurallara dayalı ilişkiler düzenini tehdit ettiğini dile getirdi. Kısa vadeli çıkarlara dayalı yaklaşımın yaygınlık kazandığına işaret eden Çavuşoğlu, yeni tip koronavirüs salgınının da mevcut zaafları, adaletsizlikleri, iş birliği konusundaki eksiklikleri iyice belirginleştirdiğini vurguladı. Çavuşoğlu, tüm ülkelerin dış politikalarını çok kutuplu ve değişken dünya düzenine uyarlamaya çalıştığına dikkati çekti.
G20 zirvesinde de bu eğilimleri gördüklerini ve bunlara ortak çözümler bulma imkanlarını değerlendirdiklerini anlatan Çavuşoğlu, Türkiye’nin girişimci ve insani dış politikasıyla adımlarını sağlam attığını belirtti. Çavuşoğlu, Türkiye’nin farklı güç merkezleriyle aynı masada, eşit koşullarda, çok boyutlu ilişkiler kurduğunu dile getirerek, diğer yandan düşkün ve muhtaçlara el uzattığını, güçlü ve adil bir diplomasi izlediğini ve “daha adil bir dünya” için çalıştığını kaydetti. Türkiye’nin istikametini kendinin belirlediğini belirten Çavuşoğlu, “Yurtta barışın dünyada barıştan geçtiğinin farkındayız. Diyalog ve iş birliği önceliğimiz. Ancak, gerektiğinde sert güç unsurlarını da diplomasiye alan açmak amacıyla kullanmaya devam ediyoruz.” diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye’nin özellikle savunma sanayinde kat ettiği mesafenin gurur verici olduğunu belirterek, en son Güney Kore ziyaretlerinde Altay Milli Tank projesinin güç grubuna ilişkin niyet mektubunun imzalandığını hatırlattı.
Çavuşoğlu, bu yıl haziran ayında ilk kez “yenilikçi diplomasi” temasıyla Antalya Diplomasi Forumu’nu fiziki olarak gerçekleştirdiklerini anımsatarak, salgına rağmen 11 devlet ve hükümet başkanı, 45 bakan, 60’tan fazla uluslararası örgüt temsilcisinin Türkiye’de buluşmasının, “Türkiye’nin yumuşak gücünü” gösterdiğini vurguladı. Bakan Çavuşoğlu, “Türkiye, sert ve yumuşak güç unsurlarını bir arada kullanan küresel bir akıllı güçtür. Kültür ve Turizm Bakanlığımızla birlikte kültür diplomasisiyle yumuşak gücümüzü artırıyoruz.” dedi.
Çavuşoğlu, Afganistan’ın 2021’de uluslararası gündemde ön sıralara çıktığına işaret ederek, “Afganistan’da yaşanan krizde girişimci ve insani dış politikamıza uygun biçimde çoğunluğu vatandaşımız olmak üzere, 1502 kişinin güvenle tahliye edilmesini sağladık. 28 dost ve müttefik ülkeye, 14 uluslararası örgüte ve 17 uluslararası basın kuruluşuna destek verdik.” açıklamasında bulundu. Afganistan’a insani yardım faaliyetlerinin devam ettiğine de dikkati çeken Çavuşoğlu, “Bu kapsamda Afganistan’a 33 tonluk gıda yardımı yaptık. İlave yardımlar için hazırlık yapıyoruz. Kabil’de Büyükelçiliğini kapatmayan tek NATO ülkesi olduk.” görüşünü paylaştı.
Türkiye’nin Afganistan’a ilgisiz kalamayacağına işaret eden Çavuşoğlu, “Tarihi bağlarımızın yanı sıra soydaşlarımız, yatırımlarımız ve birçok alanda mevcudiyetimiz var. Terör, göç ve uyuşturucu tehditlerinin kaynağında bertaraf edilmesi, ekonomik çöküşün ve insani krizin önlenmesi gerekiyor.” ifadesini kullandı. Krizlerin bulunduğu yerde yönetilmezse, sonuçlarına herkesi doğrudan etkileyeceğine dikkati çeken Çavuşoğlu, “İşte bu nedenlerle, Taliban’la aşamalı angajman, insani konularda destek ve uluslararası alanda aktif diplomasi izliyoruz. Kaldı ki uluslararası toplumun geneli de Taliban’la aşamalı bir angajman politikası uyguluyor. Tanıma konusunda ise aceleci değiliz, sahadaki uygulamaları takip ediyoruz.” dedi. Çavuşoğlu, Afganistan’daki geçici hükümetin Dışişleri Bakan Vekiliyle görüştüğünü de hatırlatarak, kendisine kalıcı istikrar için kapsayıcı ve tüm kesimlerin temsil edildiği bir hükümet kurulmasının önemini vurguladığını anlattı. Kadınların durumu ve kız çocuklarının eğitimi başta olmak üzere, insan haklarına riayet telkininde bulunduklarının da altını çizen Çavuşoğlu, “Bu konularda sadece telkinde bulunmak yetmez. Türkiye Maarif Vakfı’nın (TMV) okullarından bahsetmiştim. TMV’nin 80 okulu var, 14 tanesi kızlar içindi. Bu 14 okuldan 10 tanesi tekrar eğitime başladı. O anlamda da sahada da destek veriyoruz.” diye konuştu.
Suriye’de atılan adımlarla Türkiye sınırında bir terör koridoru oluşmasının engellendiğini kaydeden Çavuşoğlu, siyasi sürecin de önünün bu şekilde açıldığını belirtti. Son gelişmeler karşısında da Türkiye’nin ne yaptıysa aynısını yapmaya kararlı ve muktedir olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, “İdlib’teki varlığımızla sivilleri koruyoruz. İlave göç riskini engelliyoruz. Siyasi çözüm temel hedefimiz. Bunun için temaslarımızı sürdürüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, Libya’da da TBMM’nin verdiği yetki sayesinde tesis edilen dengenin siyasi sürecin önünün açılması açısından önemli olduğunu vurgulayarak, “Diyalog süreci başladı ve Milli Birlik Hükümeti kuruldu. Milli Birlik Hükümetiyle her düzeyde yakın temas halindeyiz. Libya halkının farklı kesimleriyle de temaslarımız sürüyor.” sözlerini sarf etti.
Orta Doğu’da da Mısır ve Körfez ülkeleriyle yaşanan olumlu ivmeyi sürdürmek için her adımın atılacağını belirten Çavuşoğlu, Orta Doğu’daki istikrarın önündeki engelin ise İsrail-Filistin ihtilafı olduğunu söyledi.
Türkiye’nin uluslararası alanda Filistin davasının bayraktarlığını yapmaya devam ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mayıs ayında Mescid-i Aksa ve Gazze’ye yönelik saldırıların meclisimizdeki tüm siyasi partilerin katıldığı bir bildiriyle kınanmış olması anlamlıdır. Gazi meclisimizin bu desteği, Filistinlilere yönelik şiddet ve baskı karşısında başta Birleşmiş Milletler (BM) ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) olmak üzere uluslararası platformları harekete geçirmeye dönük çalışmalarımıza güç kattı. Mescid-i Aksa saldırılarının ardından İİT Dışişleri Bakanları Temas Grubu’nu toplantıya çağırdık. BM Genel Kurulunda bir oturum yapılmasını sağladık.“
Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz ve Ege’de uluslararası hukuk temelinde Türkiye’nin ve Kıbrıs Türkleri’nin meşru hak ve çıkarlarının savunulduğunu belirterek, “Yunan-Rum ikilisinin aleyhimizdeki adımlarına sahada tereddütsüz cevap verdik, veriyoruz. Öte yandan diyalog çağrımız her zaman geçerli. Sayın Cumhurbaşkanımızın kapsayıcı bir Doğu Akdeniz konferansı önerisi masada. Yunanistan’la aramızdaki sorunları yapıcı diyalog yoluyla çözebileceğimiz inancıyla istişari temaslara yeniden başladık. Üçüncü tur görüşme yaptık.” dedi.
Kıbrıs meselesinde artık egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün, çözümün ön şartı olduğuna vurgu yapan Çavuşoğlu, Cenevre’de bu yıl düzenlenen gayriresmi toplantıda bu tutumun tüm dünyaya duyurulduğunu da anımsattı.
Çavuşoğlu, KKTC’nin Maraş açılımı gibi adımlarının da desteklenmeye devam edileceğini aktardı.
Türkiye’nin, Balkanlar’da her kesimin güvendiği bir ülke olmaya devam ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, Türkiye’nin son dönemde Sırbistan’ın Sancak bölgesinde Yeni Pazar Başkonsolosluğu açtığını hatırlattı.
Haziran ayında Antalya Zirvesi’nde, Güney Doğu Avrupa İşbirliği Süreci Dönem Başkanlığının devredildiğini anımsatan Çavuşoğlu, “Balkanlar’daki soydaşlarımız göz bebeğimiz. Keza, Batı Trakya Türkleri, Kırım Tatarları, Ahıska Türkleri, Uygur Türkleri, Gagavuz Türkleri, Irak ve Suriye Türkmenleri gibi dünyanın farklı bölgelerindeki soydaşlarımızın yanında durmaya devam ediyoruz.” diye konuştu.
Türkiye’nin Rusya’yla ilişkilerinin gelişmeye devam ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, “Suriye’den Libya’ya ve Karabağ’a kadar birçok alanda iletişim halindeyiz. Görüş ayrılıklarımız var ancak karşılıklı hassasiyetleri gözeterek yapıcı diyaloğu sürdürüyoruz. Ukrayna konusu bunlardan biri. Kırım’ın yasa dışı ilhakını tanımadık, tanımayacağız. Kırım Tatarı soydaşlarımızın güvenlik ve refahı için çabalarımızı sürdüreceğiz.” değerlendirmesini yaptı.
Çavuşoğlu, Orta Asya’daki ülkelerle yüksek düzeyli stratejik iş birliği ve istişare mekanizmalarının canlandırıldığını, bu yıl Semerkant’ta başkonsolosluk açıldığını anımsattı.
Ahmet Yesevi’nin memleketi Türkistan’da inşa edilen havaalanına, Türk Hava Yolları (THY) seferlerinin başladığına işaret eden Çavuşoğlu, “Türk Konseyi’nin profilini yükseltiyor, uluslararası teşkilat statüsü kazandırıyoruz. Eylül sonunda İstanbul’da, Afganistan’ı da ele aldığımız Dışişleri Bakanları Toplantısı’na ev sahipliği yaptık.” ifadelerini kullandı.
Çin’le ilişkilerin karşılıklı saygı ve çıkarlar temelinde yürütüldüğünü kaydeden Çavuşoğlu, “Bunu yaparken Uygur Türkü soydaşlarımızın Çin’in eşit vatandaşları olarak temel hak ve özgürlüklerinin korunması gerektiğini hem ikili düzeyde hem uluslararası platformlarda vurgulamayı sürdürüyoruz. Son olarak, BM’de bir bildiriyle 42 ülkeyle birlikte Çin’i Uygur Türklerinin haklarına saygılı olmaya çağırdık.” ifadelerini kullandı.
Diğer Asya ülkeleriyle ilişkilerin de “Yeniden Asya” açılımı çerçevesinde ivme kazandığına dikkati çeken Çavuşoğlu, şöyle devam etti: “Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ülkeleriyle ekonomi ve savunma sanayii alanında ilişkilerimiz güçleniyor. Endonezya ile bu yıl çok sayıda temasımız oldu. En son cumhurbaşkanlarımız Roma’da bir araya geldiler. Japonya ve Güney Kore’yle ticaretimizi dengeli hale getirip, savunma sanayi ile teknoloji alanlarında iş birliğimizi geliştirmek için çalışıyoruz. Geçen ayki Seul ziyaretimde, ilişkilerimizi derinleştirmek amacıyla önemli kararlar aldık.“
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye’nin Afrika’da önemi artan bir ülke olduğunu, birçok üçüncü ülkenin Afrika konusunda Türkiye’yle istişare edip ortaklık yapmak istediğini anlattı.
Türkiye’nin uluslararası örgütlerdeki yükselen profili ve artan etkisiyle küresel ağırlığının pekiştiğini dile getiren Çavuşoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Dünya 5’ten büyüktür’ ifadesi etrafında, etkin çok taraflılığı savunuyoruz. Bu bakımdan Yeni Türkevi’nin açılışı ses getiren, sembolik önemi de bulunan bir etkinlik oldu. Eylüldeki açılışı Sayın Cumhurbaşkanı’mızın teşrifleriyle yaptık. BM Genel Sekreteri ve çok sayıda lider ve dışişleri bakanı da bu açılışa katıldı.” dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye’de devam eden bir yargı süreciyle ilgili olarak geçen ay 10 Büyükelçinin ortak açıklamasının, toplumun her kesiminde haklı bir hassasiyet yarattığını belirterek, bu hadsiz girişime hemen tepki gösterdiklerini anımsattı. Büyükelçilerin, bakanlığa çağırılarak, Bakan Yardımcısı tarafından sert şekilde uyarıldığını kaydeden Çavuşoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı’mızın kararlı duruşu sayesinde, büyükelçiler yanlışlarını düzeltmek için bir açıklama yaptılar. Bu tür hadsiz çıkışlara müsamaha göstermeyeceğimizi bir kez daha herkes gördü.” dedi.
Terörle mücadelenin küresel bir tehdit olduğunu ve uluslararası işbirliği gerektirdiğini her vesileyle gündeme getirdiğini söyleyen Çavuşoğlu, “PKK ve YPG’nin aynı terör örgütü olduğu gerçeğini anlatmaya devam ediyoruz. FETÖ’yle mücadelemiz aynı kararlılıkla devam ediyor. DEAŞ’la göğüs göğüse çarpışan tek NATO ülkesi olarak bu terör örgütüyle mücadelemizi de taviz vermeden sürdürüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin, dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke olarak, tüm uluslararası platformlarda öncü rol oynadığının altını çizen Çavuşoğlu, “Bu konuda daha fazla sorumluluk üstlenemeyeceğimizi vurguluyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’mız, G20 bünyesinde bir ‘göç çalışma grubu’ kurulmasını önerdi. Böylece adil paylaşıma yönelik somut sonuçlar alabilmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.
Suriyelilerin gönüllü geri dönüşleri konusunda, 4 komşu ülkeyle birlikte başlatılması kararlaştırılan girişimin, Lübnan’daki hükümetin geç kurulması nedeniyle ertelendiğini anımsatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti: “Bu projeyi hayata geçireceğiz. Her halükarda, Suriyelilerin gönüllü geri dönüşleri meselesini uluslararası kamuoyunun gündemine sokmayı başardık. G20 Zirvesi marjında Sayın Cumhurbaşkanı’mız, muhataplarıyla görüşmede bu konuyu da gündeme getirdi. En son, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi de bu amaçla ülkemize geldi.”
[1] https://media.defense.gov/2021/Nov/03/2002885874/-1/-1/0/2021-CMPR-FINAL.PDF
NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.
Gürsel Tokmakoğlu