Kırılma Cilt I

8 Ekim 2021

9 Ekim 2021/

Kırılma-3

Çin’in Tayvan çıkışı

IŞİD, Afganistan

Terörizm

Yunanistan’ın silahlanması

Türkiye’nin havacılık teknoloji projeleri

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Tayvan üzerindeki artan gerilim devam ederken ilan etti: “Tayvan ile yeniden birleşmenin gerçekleşmesi gerekmektedir.” Xi, bu birleşmenin barışçıl bir şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini ancak Çin halkının ayrılıkçılığa karşı görkemli bir geleneğe sahip olduğu konusunda uyardı. Geçtiğimiz günlerde Çin, Tayvan açıklarında savaş uçakları ve gemileri ile büyük bir askeri gösteri yaptı. Bütün bunlar sert güce dayalı girişimlerin gelişiminden başka bir şey değildir.

IŞİD, Afganistan’da Şii camiine yönelik 43 ölü, 140 yaralının olduğu intihar saldırısını üstlendi, eylemi Muhammed el Uyguri adlı teröristin gerçekleştirdiğini açıkladı.

HDP tarafından (resmi sayfasında yer alıyor) PKK terör elebaşı Abdullah Öcalan için sosyal medyada “özgürlük” kampanyası (Freedom For Ocalan New) başlatıldı.

Son bir haftadır yoğunlaşan MİT ve TSK ortak operasyonları. Irak kuzeyi Hakurk ve Gara bölgelerine yapılan özel harekatlarla etkili sonuçlar alınıyor. Türkiye terörle mücadeleyi uzun yıllar sınır içinde yaptı. Şimdi derinlikte PKK terör örgütüne verilen mücadeleyi sürdürüyor.

Süper güç ABD, Suriye’de IŞİD ile mücadelesini bitiremedi! Bunda bir terslik yok mu? Irak ve Suriye terör kampları terörist yetiştirme kurumu gibi ve 40 yıldır aparatlık yapan PKK korunup kollanırken, onlar da bunun karşılığını veriyor, bu bölgede terörü bitirmek amaç olmadı. ABD’nin yöntemi belli: Petraeus Doktrini.

Bu PKK terör örgütünün Suriye’de beslendiğini unutmadık herhalde. Baba Hafız Esad’ın milli politikası vardı, Hatay’ı geri almak. Bebek katili Abdullah Öcalan’ı yıllarca besledi ülkesinde. Şimdi de oğlu Beşar Esad PKK terör örgütü ile işbirliği halinde. Onların ABD ile ülkesini böleceğini hesaba katmıyor, sadece koltuğunu düşünüyor. kendi beslediği PKK’dan Suriye en büyük zararı görecek.

Dahası var, PKK terör örgütü yetiştirmek için Yunanistan’ın Lavrion Kampı uzun yıllar hizmet verdi, halen kısmen açık.

Yunanistan ve Türkiye mukayeseleri yapılıyor. Seksenlerden beri yapageldiğim bir konuya bugün bunca merak saran görünce sevineyim mi üzüleyim mi, şaşkınım! Bir kısım insan felaket tellalı, kendine bir yer bulmaya çabalıyorken esasen ortamı kirletiyor, yaptıklarının farkındadırlar herhalde. Bir kısım insan silah satıcısı gibi, şu uçak yerine bu uçak iyi gibisinden anlatımlar yapıyor. Sanki devletin binlerce çalışanı yok! Ha bir de ülke temsilcileri var. Sosyal medya çıkalı ortam yozlaştı! Nasıl olsa birkaç cümleyle dünyayı yönetebiliyor bizim insanımız, değil mi? Bilgi sahibi olmanın değerini anlamadıkça başka işler de olmaz.

Örneğin aşağıdaki grafik bir bilgi taşıyor, bakalım o zaman:

Gayrisafi Milli Hasılaya (GSMH) oranla savunma harcamasında Yunanistan %3.82 ile en önde. Grafik 2014-2021 kıyaslaması yapıyor. NATO standardı %2.

Yunanistan eski Başbakanı Aleksis Çipras “Türkiye’nin GSMH’si Yunanistan’ın 4 katı, neyi kıyaslıyoruz,” diyor. Devam ediyor, “Miçotakis’in askeri harcamaları boşuna. Türkiye’nin dış borcu GSMH’nın %37’sine, Yunanistan’ın ise %210’una eşit. Türkiye silahlarının %75’ini kendi üretiyor. Biz tümünü satın alıyoruz... Miçotakis Türkiye ile silahlanma yarışından vazgeçmeli. Miçotakis kravat satın alır gibi uçak ve fırkateyn alıyor. Yunan halkının parasını kendi ailesinin serveti sanıyor. Silahlanma yarışı Yunanistan’a sadece zarar verir.

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panagiotopoulos Ta Nea gazetesine verdiği röportajda (ekathimerini.com’da yazdı, 9.10.2021), Atina ve Washington’un Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması’nın (MDCA) yenilenmesi yoluyla daha fazla yer eklemek yerine ülkede halihazırda Amerikan silahlı kuvvetleri tarafından kullanılan dört askeri üsse daha fazla yatırım yapmayı kabul edeceklerini söyledi.

MDCA’nın hükümlerince, Amerikan Silahlı Kuvvetleri, Girit’teki Souda Körfezi Deniz Üssü’nün yanı sıra, Stefanovikeio, Dedeağaç Limanı ve Larisa Hava Üssü gibi bir dizi başka yerde dönüşümlü bir mevcudiyete sahiptir. Atina, Skiros adasındaki askeri tesisleri de Amerika’ya tahsis etti, ama Lozan Andlaşması’na istinaden kabul etmedi. Eğer ABD buradaki tesisleri işletir ise bu Türkiye ile kırılma konusunun en öne geçeni olur. Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın mevkidaşı Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile görüşmesi “stratejik diyalog” kapsamında 14 Ekim’de Washington’da gerçekleşecek.

Savunma Bakanı Hulusi akar açıklama yaptı, “Yunanistan silahlanma sevdasında,” dedi. Tablo açıkça gösteriyor. Yunanistan’ı Türkiye’ye karşı silahlandırıyorlar. ABD ve Fransa başta olmak üzere Yunanistan’a yeni silahlar veriyorlar veya eskileri modernize ediyorlar. Yunanistan’ın borcunu ödeyecek parası yok. Avrupa Birliği fonlarıyla idare ediyor ve yaşlı nüfusunun (CIA Facebook’a göre: 65 yaş üstü nüfus %22.4) emeklilik fonlarını zor karşılıyor.

Türkiye için durum ne? Türkiye savunmaya NATO standardının altında harcama yaparken kendisi üretiyor ve satıyor. Harekat alanındaki tabloya bakılırsa, FETÖ’nün olumsuz etkisini de göz önünde tutarsak Türkiye her şeye rağmen askeri başarı elde ediyor. Türkiye askeri başarısını kendi silahıyla ve kendi askeri bilgisiyle yapıyor. Suriye’de ve Karabağ’da uygulanan askeri harekat yöntemlerinin stratejisi taktiği tamamen milli. SİHA kullanma konsepti dünyaya parmak ısırttı.

Baykar firması Muharip İnsansız Uçak Sistemi (MİUS) ile ilgili proje çalışmasına başladığını duyurdu. Daha önce Baykar’ın imal ettiği taktik ve operatif SİHA/İHA projeleri (TB-2 ve Akıncı) dünya çapında ses getirmişti. Burada elde edilen başarılı tecrübenin bir adım ileriye taşınması anlamında MİUS projesinin Türkiye’nin savunmasında ve beraberinde kalkınmasında önemli bir rol oynayacağı açıktır.

Muharip insansız uçak nedir? Bilindiği üzere, hava gücünün ayrılmaz unsuru olan av-bombardıman uçağı (fighter) ile mütecaviz hava unsurlarına karşı girişilecek harekatta üstünlük sağlanması beklenir. Şimdiye kadar dünyada bu yönde yüksek performanslı ve silah kapasiteli uçaklar kullanılmaktadır. Örneğin çokça sözünü ettiklerimizden 5. nesil olarak sunulan F-35 Lightning II, gelişmiş insanlı bir av-bombardıman uçağıdır. Bu sınıf uçaklar motoru, uçuş elektroniği (avionics), gövdesi ve silahları yönüyle mukayese edilirler. Uçak üretici firmalar bu tip insanlı uçakları geliştirirlerken diğer yandan insansız av-bombardıman uçak projeleri ile de ilgilenmektedirler. Şimdiye kadar en belirgin çözümlenmesi gereken sorun sahası yapay zekâ ile ilgilidir. 

Bu tip sistemler İngilizcede özelliklerindeki az farklarla, unmanned combat aerial vehicle (UCAV), combat drone, battlefield UAV veya unmanned fighter jet şeklinde isimlendirilir. Baykar’ın projesine unmanned fighter jet demek doğru olacaktır. Projenin jet motorlu olacağı düşünülmelidir. Bu alanda ABD, yüksek ses-altı (high-subsonic) XQ-58A Valkyrie unmanned fighter jet sistemini devreye koymanın eşiğindedir, testleri başarıyla geçmiştir. Yine ABD’nin X-45 unmanned combat aerial vehicle (UCAV) projesi bilinenler arasındadır. Bu durumda mukayese edilebilecek bir benzer sistemin olduğunu şimdiden biliyoruz.

İnsanlı av-bombardıman uçakları anlatalım ki buna göre insansız olanı anlamamız daha kolay olacaktır. İnsansız av-bombardıman uçaklarının yüksek manevra kabiliyetine sahip olması yönüyle gerekli çözümlemelerde sorun olmamaktadır. Gövde, motor ve silahlar açısından gerekli seçenekler mevcuttur. Burada tartışılan, otonom ve yarı-otonom görev yapacak insansız av-bombardıman uçaklarının, insanlı olandan farksız olmasını sağlayacak, güvenirlik yönüyle beklentileri karşılaması konusudur. Uçulacak görev türleri hava savunma ve taarruz görevleridir. 

İnsanlı av-bombardıman uçaklarında hava savunma açısından tek ve çift motorlu av uçakları kullanılır. Yakın muharebede uçağın performansı ve silahları kadar pilotun muharebedeki kabiliyeti de çok önemlidir. Görev tipi himaye olabildiği gibi, bölge ve genel hava savunması görevleri yerine getirilir. Uçaklarda buna uygun silahlar yüklüdür. Hatta yakıt ikmali yapma kabiliyeti aranır. AWACS türü radar ve havada komuta uçakları ile müştereken görev yapıldığında etkinlik artar. 

Taarruz görevleri çeşitli hedef ve görev kategorilerine göre olacaktır. Taarruz yönüyle ise her tür hedef ve görev kategorisine uygun performanstan tutunuz, nükleer ve konvansiyonel silah uyumuna kadar başarıyı artıran ve aynı zamanda etkinliği en üste çıkaran tipte çözümlemeler gereklidir. Burada hava savunma uçaklarındaki gibi, menzili uzatmak için havada yakıt ikmali, komuta kontrol, hava savunma ve radar desteği ile etkinliği artırıcı destekler alınır. Görevler her hava şartında, görerek ve olumsuz şartlarda yapılabilmelidir. Aynı zamanda taarruz görevlerinin başarısını artıran gerçek (real) ve yakın gerçek (near-real) zamanlı istihbarat ve hedef analizi yapan sistemlerin desteği de gereklidir.

İnsanlı av-bombardıman uçakları deniz vasıtalarından, uzun ve kısa pistlerden iniş ve kalkış yaparak görev icra edebilmektedirler. Duruma göre, örneğin sınırlı tahrip olmuş bir pistin sadece uygun şeridine inmek ve daha sonra harekata buradan devam etmek gerekirse, bu tip olağanüstü şartlarda da kabiliyetler zorlanabilmektedir.

Kabaca bu işaret ettiğim sistemler bugün insanlı av-bombardıman uçaklarında vardır ve kullanılmaktadır. Eğitimler ve tatbikatlar yapılmaktadır. Burada aranan husus insansız av-bombardıman uçağının da eksiksiz başarı sahibi olabilmesidir. Elbette bir insansız av-bombardıman uçağının her türlü görevi icra etmesi beklenmemelidir. Örneğin sadece hava savunma görevi için üretildi ise yapay zekâ kapasitesi dahil bununla ilgili donanımlara sahip bir uçaktan bahsetmiş olacağız. Bu alan içinde sadece bölge hava savunması yapacak bir insansız av uçağından bahsediliyorsa bu bile bir çözümleme olabilir. Taarruzi görev de aynı şekilde harekât tanımlaması daraltılarak seçenekler sadeleştirilebilir. Belki de ilk başlangıç modellerde bu daraltılmış seçenek yaklaşımının öncelik alması gereklidir. Geliştirdikçe kompleks görev, hedef ve amaçlar sisteme kazandırılabilir. Bu imalatçı firmanın üzerinde duracağı konuların başında gelir. 

Ayrıca insansız av-bombardıman uçaklarının hem kendi arasında koordineli görev yapması istenir, hem de insanlı uçaklarla ve diğer destek unsurlarıyla müşterek görev yapması beklenir. İnsansız sistemleri geliştirirken bu tür problemlerin çözülmesi gerekmektedir.

Türkiye bir yandan insanlı Milli Muharip Uçak (MMU, TF-X) ile ilgili projesini sürdürmektedir, diğer yandan Baykar’ın son duyurusuna bakılırsa, Türkiye, Muharip İnsansız Uçak Sistemi (MİUS) ile de savunma sanayiinde bir hamle yapmanın eşiğindedir. Deniz Kuvvetleri’nin L-400 TCG Anadolu isimli çok maksatlı hücum gemisi ile bu gelişmeyi birlikte değerlendirmek mümkündür. Böyle bir durumda deniz vasıtasından harekât yapma özelliğine sahip bir muharip insansız uçak geliştirilmesiyle, Türkiye hava savunma ve taarruz görevlerini, gemi ve uçak menzili toplamı kadar ileri bölgelerden etkinlikle gerçekleştirebilecek, caydırıcılığını bu denli artıracak, aynı zamanda bölgesel barış ve istikrar açısından gerekli iradenin gösterilmesine zemin hazırlayacaktır. Buna “ileriden savunma” dememiz gerekecektir. O halde ileriden savunma için halen Türkiye deniz ve hava gücü envanterini geliştirmektedir. Hava gücü kabiliyetinde zaruri bir unsur olan uçak kategorisinde ise TF-X MMU ile beraber ileri sürülen başka bir kabiliyet olarak MİUS projesi çok önem olacaktır.

Biraz da vizyondan bahsedelim. Başta ABD, Rusya ve Çin, insansız hava vasıtaları, robotik silah sistemleri, her ölçekte otonom kara, deniz ve hava unsurları imaline ağırlık vermiştir. Gelişmeler bu yönde yoğunlaşmış durumdadır. İnsansız hava gücü yönüyle bir aşama kaydedilecektir. Eğer bir harekatta insansız uçak sistemleri başarılı olursa, diğer destekleyici sistemler peşi sıra insansız olarak geliştirilecek veya birbirine eklemlenmesi sağlanacaktır. Örneğin insansız tanker uçakları ilk düşünülenlerdendir. Uyduların insansız vasıtalarla müşterek görev yapması başka önemli bir husustur. Uyduların komuta, kontrol, bilgisayar, istihbarat, keşif ve gözetleme (C4ISR) kabiliyeti uzaydan yer ve hava sistemlerine destek verecektir. Birleştirildiğinde, hava ve uzay gücünün insansız performansına ileri ülkelerce büyük ölçekli yatırım söz konusudur. Bu alanda büyük bir rekabet vardır. Türkiye S/İHA ile bu alanda yerini almıştır. MİUS konusu bu rekabet belirleyici olacaktır.

Yunanistan’ın bu tarz yüksek teknolojili ve etkin projeleri, altyapıları yok. Yunanlılara verirlerse silah sahibi olacaklar. Silahlanma ve buna dönük hazırlıklar yarın için değildir, örneğin 2030’lar içindir. Bugün tedarik programına başlarsınız, etkisi en az 10 yıldan sonra alınır. Stratejide ilk konu zamanı kullanmaktır.

Yunanistan savaşı olur mu? Olmaz. Silahlanma, tehdit yaratma, diplomatik ve ekonomik baskıda bulunma, halkı yıldırma, vs. yöntemler uygulanıyorken neden ateşle oynansın ki? Peki Yunanistan’a neden silah satıyorlar o halde? Başat güçler kendi jeopolitik hamlelerinin koruyorlar ve Yunanistan’ı baskı unsuru olarak kullanmanın peşindeler. Örneğin ABD, bölgedeki etkinliğini geliştirmek için Yunanistan’da askeri üsler açıyor ve bu ülke üzerinden Çin’e ve Rusya’ya karşı pozisyon alıyor, ilave olarak, Akdeniz’de, Orta Doğu’da ve Kuzey Afrika’da çıkarlarını korumanın peşinde. Fransa da benzerini yapıyor, hatta bunlar aralarında proje yarışı yapıyorlar; şu ihaleyi sen aldın, bunu ben cinsinden. Almanya, İngiltere, İtalya gibi ülkeler silah üretiyor, kime satacak, müşteri arıyor devamlı. Herkes aynı! Rusya imkan bulsa o satacak silahını, öyle değil mi? Yunanistan borçlansın, paranın önemi yok; nüfuz elde etmenin önemi var, bunu hiç unutmayalım. para işi bir gönde çözülür, nüfuz elde etmek ise zorlu mücadele sonunda kazanılır.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Başkanı Joe Biden’ın Ulusal Acil Durum halini bir yıl daha uzatması ve Türkiye’ye yönelik yersiz açıklamaları üzerine şunları söyledi: “Bu mektup kopyala yapıştır bir mektup olmuş. Bu cümleleri ABD yönetimi daha önce de kullandı. ABD yönetimi Kongre’ye mektup yollarken ya da bilgi verirken doğruyu söylemiyor. PKK ile YPG arasında hiçbir farkın olmadığını çok iyi biliyorlar. Bu terör örgütüne çok iyi destek veriyorlar. Bu ABD kanunlarına göre suç. Burada bulunma amacının da DEAŞ ile mücadele eden dünyadaki tek ordu bizim ordumuzTürkiye’yi suçlamak yerine ABD kendi yanlış politikalarından vazgeçsin. Ayrıca Amerikan halkına da Kongresine de daha dürüst davransın.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Terörizm ve Uluslararası Hukuk

DİĞER YAZI

Yunanistan’ın Anlaşmazlık Stratejisi

Politika 'ın son yazıları

Stratejik Derinleşme

Politikada "stratejik derinleşme" terimini ifade etmekle, beraberinde neleri söylemiş oluyorum: Aktif, nötür (yeni-izolasyonizm) ve karma politikalar, politik seçenek olarak aynı anda yapılması gerekenler.

İran’ı Konuşmak

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindekiler için dün, bugün cenaze töreni yapılıyor ve yarın toprağa verilecekler. Peki bu durumda bizler İran'ı nasıl konuşmalıyız?

Reisi’nin Olayı

Dün öğle saatlerinde İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Amirabdullahiyan'ın içinde olduğu bir helikopter, Azerbaycan sınırında İlham Aliyev ile açılışı yapılan barajların töreninden sonra dönüşte kötü hava şartlarında düştü ve sadece İran değil, herkes şokta. Enkazı Türkiye'den kalkan Akıncı İHA buldu. Ben bir havacı olarak burada kendi açımdan bazı hususlara değineceğim.

Rusya’nın Kharkiv Harekatı

Son günlerde Ukrayna-Rusya savaşında önemli bir gelişme var. Rusya için Kharkiv harekatı çok önemli bir koz olacak. Bu kez Rusya tarafı daha derli toplu harekat yapıyor, politikada daha akıllıca ifadeler seçiliyor. Zelensky ise endişeli görünüyor.

Politik Vizyona Göre Konumlanma Stratejisi

Ülkeler için sihirli kelimeler refah ve güvenlik, öyle değil mi? Peki 2030’lardan sonrasına bakın, dünyadaki gelişmeler ve Türkiye özelinde cevap arayın, vizyonumuz ve stratejimiz ne, refah ve güvenlik için neler düşünülmeli? Bu stratejik-vizyona esas olacak şekilde, politik anlayışımız, sosyo-politik ve sosyo-ekonomik etkileşimlerimiz ne durumda, neredeyiz, ne tarafa doğru gidiyoruz, riskler neler?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme