kuramsal-muttakilik
Kuramsal Muttakilik

Kuramsal Muttakilik

11 Şubat 2014
Okuyucu

7. Diyalektik Açıklama

Sapkın olmanın düşünce yapısı belli. Onlara baktım ve söylediklerinden belli tezler çıkardım. Ardından takva ne diyor, antiteze baktım. Göreceğiniz gibi, diyalektiğin basamakları dışında hiç klişe sözcük kullanmayacağız. Şimdi gelin beraberce tartışalım:

Birinci Tez: Bu dünya yaşamı birimizinkini veya bir sürecin tecrübesini önemsemiyor, insanlığın tümüne bakıyor. Peki neden? Birimiz önemli değilse, kim veya ne önemli? Eğer amaç tüm insanlığın ölümsüzlüğünü ispat ise bunun bireyle (örneğin benimle) ne ilgisi olur ki?

Antitez: Oysa takva, herhangi birimizin minik bir serçeye kış günü iki buğday tanesi vermesini bile önemsiyor. Her canlı ölümü tadacaktır.

İkinci Tez: Nefse ruh de, ruhu hiçe say, görmezden gel; böylelikle nefsi yücelt, özgür kıl; bencillik, ego, haz, aşırılık serbest kalsın. Nasıl olsa insanlığın çoğuna hükmeden bir zümre, kuralları koyan bir egemen güç bulunur. Böyle bir zümre veya güç odağı hep oldu; siz farkına varsanız da, varmasanız da!

Antitez: Oysa takva, ruha ruh, nefse nefs diyor. Hepsi insanın iç dünyası, birbirini dengeliyor; nefs doğal yapıdan geliyor, ondan bencil; ruh ise kainatın uyumuna endeksli, bilinç atmosferiyle irtibatlı. Tıpkı artı-eksi, dişi-erkek, elektron-proton gibi; nefs ve ruh. Sapkın olan ne yapıyor? Elektrik şalterini indirir gibi kendi iç dünyasındaki dengeleyici sistemi kapatıyor; bilerek veya bilmeden!

Üçüncü Tez: Bu dünyada insan ırkının ve hatta içlerinden belirli kavimlerin nüfusunun her ne olursa olsun artması isteniyor. Sistem buna göre kurulmuş. Özgürleşme anlamı bile buna dayandırılıyor. Peki neden? Çoğalmak, bir amaç için çoğalmak varsa bu nedir?

Antitez: Oysa takva, bilinçsizliği olduğu kadar tam tersine, yıkıma veya kayırmaya dayalı sapkın düşüncelerle dolu kasıtlı atılan her adımda durması gerektiğini, insanın doğru irade göstermesi gerektiğini işaret ediyor; yanlış isteklerde ısrar etmenin sana ne yararı olacak ey insan?

Dördüncü Tez: Bu dünyada her şeyi tanrılaştırmak övgü alıyor, esas olan dışında. Peki neden? Filozofların fikirle yarattıkları sözde tanrılaşabiliyor, bilim insanları tanrı gibi olabiliyor, altın veya para, hatta üzeri imzalı bir kağıt parçası için insanlara öl emri verilebiliyor… Gerekli olan ne?

Antitez: Oysa takva, icat ettiğine, keşfettiğine, üzerine adını yazdığına tapma diyor. Bu dünyadakilere tapınma, buyruk altına girme diyor. Önemse ama kararını bil diyor. İnsanları yok yere köle etme, klasik veya yeni şekilleriyle, köle de olma diyor.

Beşinci Tez: Bu dünyada bilimle dinin yolu üzerine oturtulacak bir takım sapkın insanlar devşirmişler. Onlar, değişik kampanyalarla dinlenir, örnek alınır, takip edilir gösteriliyor. Peki neden? Kastedilen kopukluktan kim ne yarar sağlar, biliyor musunuz?

Antitez: Oysa takva, hem cehalete hem de görmezden gelmeye karşıdır; birleştiricidir. Doğru bilim, doğru dinden asla ayrı tutulamaz. Daha ne?

Altıncı Tez: Psikanaliz doğru yolda ama yok yere insanın iç dünyasını farklıymış gibi gösteriyor, niye? Doğa bilimleri doğru yolda, hatta kainatın kitabını okumakla meşgul, ama bir tek evrenin var olduğunu, her şeyin bir hiçten (nothing) başladığını, bir şeyden (thing) başlamadığını düşünüyor ve böylelikle çok kısa bir hesap üzerinde duruyor. Bu tutum belli ki yönettiği süreçte işine geliyor. Kendini frenlemese ne kaybeder? Filozofların kendilerine bir tek peygamber demediği kalıyor. Gerçi diyenler de vardır. Hatta tanrı olduğunu ima edenleri de görebiliriz! Neden? Bilimin kurallarını ve kavramlarını meşrulaştırma gücünü felsefeden koparmaları bilinçli mi yapıldı?

Antitez: Oysa takva, inkar etmeden, hatta çok çalışarak, metodu doğru işleterek insanı da, iç dünyasını da, dünyayı da, evreni de, mümkünse diğer evrenleri de öğrenmeye muhtaç! Peki, nedir bu beyhude kargaşa?

Yedinci Tez: Bir zamanlar tanrı krallar varmış, neyse ki şimdi ortalıkta yoklar. Düne kadar devlet kurumu önemlidir diyorduk, uğruna neler verdik; şimdi çatırdıyor diyoruz. Ulus olmak şarttır diyorduk, sistemler kurduk; şimdi demode diyoruz, parçalıyoruz. Neydi bütün bu kavga? Dahası da var ya, neyse…

Antitez: Oysa takva, sistemleri, kurumları değil, onların isimlerinin şu veya bu olmasına değil; çıkarcıların zulüm ve kibir dolu çabalarının boşa çıkarılmasını ister; doğrudan sistemleri ve kurumları işleten insanın tavrına bakar. Gelişme olacağını, süreçlerdeki doğal seyri aşından kabul eder.

Sekizinci Tez: Çok aceleciyiz, sabretmesini bilmiyoruz. Tarihi ve coğrafyayı sıkıştırıyoruz. Savaşlar ve kavgalar yapıyoruz ve her defasında yeni bir düşman veya hasım ilan ediyoruz. Bu çataşmadan medet umuyoruz, ilerleme yolu görüyoruz, dünya kaynaklarını süratle tüketiyoruz, kirlilik yapıyoruz.

Antitez: Oysa takva, barışçıdır, sabrı önerir. İnsanın kardeşine düşmanlık etmemesini ister. Kim, neyin peşinde; söyler misiniz? Takva, bir kuşun kanadının incinmesini bile istemez. Karıncadan ders çıkartılmasını işaret eder, değil ezmek!

Sentez: İnsanoğluna Muttaki ol, sabırlı ol, sorumlu ol, bilinçli ol, dengeli ol, uyumlu ol, kendini esastan koparma deniyor; yeter ki kendin ol deniyor. Böyle bir öneri yapılıyor.

8. Kuramın Gerçekçi Bakışı

a) Özgürlük Gerçeği: Kuram bu dünyada olayları denetler, anlamlı kılar, tutarlıdır, şahitliği ister, sadece Yaratan’a (gaip olana) kulluk esastır. Bu insanın en belirgin özgürlüğüdür. Özgürlük kul olmaktan ileri gelir. Metanın bağımlılığı içindeki sıkıştırılmış yaşam standardı zorunluluklarında kandırılmış şekilde kalmaz.

b) Yaşam Gerçeği: Gerçek olan varlığı onaylamaktır. Yaşamı, dünyayı, insanı, gelişmeyi, bilimsel ilerlemeyi vb somut konuları yok saymak, saptırmak, anlamamak, bu yönde direnç göstermek, kaçmak muttaki olmaktan uzaklaşmaktır. Sapkın ve inkarcı bir yaşam anlayışı bütünüyle menedilmektedir. Yaşam insana farklı güdüleri yansıtır. İnsan korkar, sinirlenir, ister, meraklanır, haz duyar… Yaşamın yansıttıkları görmezden gelinemez. Asıl olan bu yansımaları tabulaştırmamaktır, şirke açılan pencere haline dönüştürmemek için irade göstermektir. Üstün insan yaşamın sahte yönlerine değer vermemeyi kurala bağlamış olandır. Kurallar Kur’an’da işaret edilmiştir. Yaşamın gerçeği bunu gerektirir.

c) Bilimsel Gerçek: Kuramın dayanaklarının gerçekçiliği İslam’ın bilimsel yaklaşımı zorunlu görmesinden ileri gelir. Her yöndeki değerlendirmelerle bunu ayrıştırma çabaları sapmaya davettir. Bilim de İslam da doğalı tarif eder. Asla tabi olmak, sahtesinden kurtulmak için bilimsel bakmak bir gerçekçiliktir.

d) Asıl Düşman Gerçeği: Yaşamda kendini açıkça ortaya koymuş baskın kalıplar varsa bunları inkar etmek gerçekten uzaklaşmaktır. Örneğin günümüzde demokrasi, liberalizm, kapitalizm, piyasa ekonomisi, devletler sistemi gibi yapay da olsa olgular insanlık tarafından (baskın güç nereden gelirse gelsin) sistemli şekilde kullanılıyorsa, buna karşı durmak da uyumsuzluktur ve aynı zamanda gerçek akıştan dışa çıkmaktır. Gerçeği aynı şekliyle idrak etmek bireysel çaba ile kabul ve ret etme hakkını elde tutmak esastır. İnsana karşı onaylı ve meşru olmayan bir savaş menedilir. Prensipte savaş yok, barış vardır. Gerçek savaş insanın içindeki en büyük düşmanı olan iblise karşı verilir. Bunu yenmeden, alet olup dışa saldırmak üstün insanın gerçekçiliğine eleştiri mahiyetindedir.

F. Sonuç

Muhammed Esed şöyle bir yaklaşım sunar: “İslam ne mistik bir inanç ne de bir felsefedir. O, Allah’ın yarattıkları için koyduğu kanunlara uygun bir hayat tarzı ve yoludur.[5] Kuramın özünde benzer bir düşünce yer alır. Sahih İslam anlayışı bu tür düşünce altyapısından gelir.

Bu noktada daha genel bir sonuç ifadesi ortaya koymam gerektiğini düşünüyorum. Özellikle şimdi ve yakın zamanda okurların uzanabileceği menzildeki ilgili olayların kapsanması önem kazanmaktadır.

Muttaki” sadece iman sahiplerine ait bir tanımdır. İman, kainatın dini olan İslam’ın Kur’an’da belirtilen her noktasına tereddütsüz inanmakla ilgilidir. “Muttakilik” ise bir düşünce ve bilinç alanıdır. Dolayısıyla bu kuramın kapsadığı kitle kardeş olan Ademoğullarıdır, tüm insanlığı ilgilendirir, kapısı herkese açıktır, herkese eşit mesafededir.

Bu kuram neleri içerir?

1) Sınav

Yaşam bize ait bir sınav yeri ise, her türlü sapkınlık ve inkar (örtme) bir kötü puandır. İnsanlar değerlerine sahiptir ama kafasını karıştıran birçok konu ile baskı altındadır. Ya olanı ve olması gerekeni görmezden gelmek yolunu seçiyor, ya da kendine uygun bir yol bulup takip ediyor.

2) Hedef

Muttakilik bir düşünsel açıklığı kapatıyor. Değerlerini bilene ve bilinçli olup kendini geliştirene söylenecek bir şey yok. Ben de aynı yoldayım! Değerleri savunmada sorunu olanlara ve yabancı duran bir yaklaşıma belli bir gerçeklikle açıklama sunuluyor. En önemlisi, ileri tarihlerde yüzleşilecek kent devletleri gibi tamamen küresel, sanal ve yapay ağırlıklı bir yaşamda, insanın yüce değerlerini savunabileceği hatırlatmaları daha şimdiden yapabilmektir. Vizyon taraması bununla ilgili endişeleri resmedecek mahiyettedir.

3) Yaşam

Bilmek, bilinçli olmak, anlam vermek, dili doğru kullanmak için muttakilik bir açıklama getirmektedir. Daha çok bilimsel düzeyi ileri toplumlar için belli bir seviyede tartışma imkanı verecek değerdedir. Farklı bir dil ve üslupla anlatım içerir. Her türlü bağnazlığa karşıdır. Güncel, pratik, yararlı, ölçülü, uyumlu, dengeli ve sorumludur.

4) Politika

Politik nitelikli insan doğası tercihlerini üstün insan bilinciyle yapmalıdır. Bunun için donanmalıdır. Eksikliklerle daha da “sinsi” saptırma yollarının meşrulaştırıldığı dünya ortamında değerlerini olması gereken nitelikte taşıması mümkün olmayabilir.

5) Şahitlik

Şahitlik hem bu dünyayı hem de buradayken ilerisini iyi değerlendirmekle mümkün olur. Muttaki birer halife olarak sizleri şahitliğe davet eder. Bu davet bireysel gücünüzün farkına varmanızı, merkezde durmanızı, asıl düşmanı yenmeyi hedeflemenizi, hem maddi hem de manevi dünyanıza sahip çıkmanızı ifade eder.

6) Çevre

Dünya ve bütün içindeki varlıklar insan gibi kıymetlidir. Korumak, kollamak ve saygıyla yararlanmak, israf etmemek, kirletmemek üstün insana yakışan olarak açıklanır.

7) Nesil

Evlatlarımız, doğup ölme emri Yaratan’dadır ve onun verdiği güçle bizlerin iradesiyle üreyen varlıklardır. Onları üstün değerlerle yetiştirelim. Savrulup gitmesinler. Aile yapısını, eşlerin birbirleriyle, nesillerin birbirleriyle ilişkilerinde üstün davranış düzeyini hakim kılalım.

8) Sabır

Sabırlı olalım. Acele kararlar vermeyelim. Nefsimizin “çok” ve “en” ekli isteklerine gem vuralım. Yararsız alanlarda yarışmayalım. Unutmayalım ki insanlığın elli bin yılda geleceği seviyeye on bin yılda gelmesi, örneğin bir milyar yıllık bir sürecin içinde çok önemi yoktur; hatta birey olarak ömrümüz içinde elde edileceklere bakarsak, bir kapışma zorunluluğu duymak en büyük sapkınlık kanıtı olsa gerek. Büyük düşünmek çok almak demek değildir; zaman ve mekanı tanımlanmış düzeylerde genişletmektir.

9) Eğitim

Eğitim dili öğretir, önemlidir; yaşamın gerekli kurallarına alıştırır, önemlidir; bilgiyi verir, anlamayı pekiştirir, önemlidir… Eğitimi kariyer sürecine sıkıştırıp insanı modern bir makineye dönüştürmek yanlıştır. İnsani değerler her ölçüde dengeli verilmelidir.

10) Sistem

Muttakiliğin Bir Sistemi; Sahih İslam’ı, paylaşan ekonomiyi ve asıl bilimi kapsar. İnsanları kutuplaştırarak kendi hükümranlığını kuran; sapkın din, kopuk bilim ve bencil ekonomi sistemini men eder.

Muttaki, inanan yetkin insandır. Yetkinlik için ilahi uyum şarttır. Sorumluluk sakınmış bir insan için daha belirgindir. Üstün insan için hayırlı olan muttakiliktir.

 

[1] Gürsel Tokmakoğlu, Ben Böyle Bir Dine İnanıyorum, 4 Ocak 2014, Muttakilik, Kavram Ağacı, https://muttakilik.com/ben-boyle-bir-dine-inaniyorum/

[2] David Harvey, Sosyal Adalet ve Şehir,  Çev. Mehmet Moralı, Metis Yayınları, 3. Baskı, 2009, İstanbul.

[3] David Harvey, Explanation in Geography, ISBN-13: 978-0713154641.

[4] Gürsel Tokmakoğlu, “Biz” Demekten Kastedilen Ulus ise Şimdi Sırada Ne var?, 17 Ekim 2013, Muttakilik, Küreselleşme ve Politika, https://muttakilik.com/biz-demekten-kastedilen-ulus-ise-simdi-sirada-ne-var/

[5] Muhammed Esed, Yolların Ayrılış Noktasında İslam, Türkçesi Hayreddin Karaman, İz Yayınları, 12. Baskı, 2011, İstanbul, s. 23.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

sosyalitede-zannetmeli-dunya-kurgusu
ÖNCEKİ YAZI

Sosyalitede Zannetmeli Dünya Kurgusu

bir-kosusturmacadir-gidiyor
DİĞER YAZI

Bir Koşuşturmacadır Gidiyor

Kültür 'ın son yazıları

381 views

Eleştiriler

Sizlere günümüzün iyi algılanması gerektiği bağlamında, özellikle bizi ilgilendiren yönleriyle, sosyal bilimler ve dış politikaya dair bazı eleştirilerimi aktaracağım. Dünya hızla değişiyor, güç dengeleri bildiğimiz biçimden oldukça farklılaştı, eğer bunlara ait kavramlara ve anlayışlara vakıf olamıyorsak, konuşuruz ama aslında başka bir şey anlatırız.
376 views

Devrim

Bize devrimin ne tarafı kaldı? Diyeceksiniz ki hangi devrimin? Açıklayacağım. En başta şöyle sloganik işaret edeyim: Devrimden değil, sapkınlardan ve geç kalmışlıktan kork!
576 views

Generalist

Ülkeler ve dünyamız için iyi bilinmesi gereken bir konuyu işleyeceğim, generalist olmak. Buna karşılık gelen bir sözcük aradım bulamadım, yine de ben genele yetkin diyeceğim. Genele yetkin kimseler kimler, örnekleri neler? Uluslararası İlişkiler, Ekonomi ve Askerlik sahalarında örnekler vereceğim, neden gerekli, bunu açıklayacağım.
528 views

ENTELEKTÜEL SORUNSALI

Temelde insanın doğası, zamanın getirdikleri ve sürekli gelişen küresel zorluklar var. Bunun üzerine her alanda tereddüt uyandıran değişik adımlar ve gerçek bir hedef. Sözü edilen şu, kalkınmak! Eğer artık kalkınmışlar sınıfında olmak istiyorsanız!.. Gerçekten istiyor musunuz? İşe bu emelin ne denli büyük bir mücadeleyi gerektirdiğinin farkında olmakla başlanmalı. İşte tam da bu noktada, düşünsel içerikli bir açıklamam olacak. 
2.1K views

Sıradan ve Mükemmel

Bu makalede sizlere insan zihni içerisindeki tarif veya algı ile gerçeğe ilişkin olanın farkını açıklayacağım. Ele alacağım temalar sıradancılık, mükemmelcilik ve gerçeklik ötesi hakkındadır. Başta soralım, karşılaştığınız şey gerçek mi, yoksa gerçek ötesi mi?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme